Aretha Franklin bize mücadele ve çok farklı bir dünya vizyonu sunuyor

04.09.2018 - 13:44

Liz Wheatley, geçtiğimiz haftalarda kaybettiğimiz soul müzik kraliçesi Aretha Franklin'i ve onun ırkçılığa karşı mücadelesini anlatıyor.

16 Şubat 1968 ve Aretha Franklin Detroit’te. Çünkü Detroit Belediye Başkanı o günü Aretha Franklin günü ilan etmişti ve Martin Luther King sahneye çıkarak kendisine Güney Hristiyan Liderliği Konferansı tarafından verilen özel bir ödülü takdim etti.

King’in larenjit olması ve konuşamamasının hiçbir önemi yoktu. Hareketleri, Aretha’nın özgürlük arzusunu ne derece temsil ettiğini ve 1960’larda siyah kimliğinin oluşmasında ne kadar önemli bir rol oynadığını gösteriyordu.

Yaklaşık iki ay sonra Aretha King’in cenazesinde Precious Lord’u söyledi.

Perşembe günü hayatını kaybeden Aretha Franklin, ilk olarak babasının kilisesinde duyulan muhteşem ve özel bir sese sahipti. Franklin, Detroit’te Clara Ward, Mahalia Jackson ve Sam Cooke gibi gospel okuyucuları ile birlikte büyüdü ve piyano çalmayı öğrendi.

12 yaşına geldiğinde diğer gospel okuyucuları birlikte tura çıktı. Mali sorunları yoktu ama Aretha’nın ilk yılları zordu. 12 yaşında ilk çocuğunu doğurdu, sonra bir çocuğu daha oldu ve 16 yaşında okulu bıraktı. Evliliğinde şiddet gördü ve tacize uğradı ancak Aretha kurban değildi ve bunu onun şarkılarında görmek mümkündü.

Aretha, Otis Redding’in Respect adlı şarkısını kendisi için bir milli marşa dönüştürürken talep ettiği şey ABD’de bütün siyahlar için Saygı idi. Ebony dergisi, Soul Kraliçesi ile Siyah Panter H. Rap Brown’u ve şehrin yoksul bölgelerindeki ayaklanmaları ilişkilendirerek 1967 yazını ‘Retha, Rap ve Devrim’ yılı ilan etti.

Aretha, Sivil Haklar Hareketi’ne yabancı değildi – babası, King’in rüyasından ilk bahsettiği etkinlik olan Detroit’in Özgürlüğe Yürüyüşü’nü organize edenler arasındaydı. Fakat Aretha ilk başta politik bir sanatçı olarak ortaya çıkmadı.

Ancak, kendisi daha sonra şöyle dedi; “Sanırım devrim beni çok etkiledi”. Aretha sadece People Get Ready, A Change Is Gonna Come ve Young, Gifted And Black gibi şarkıları söylemekle kalmadı, aynı zamanda, neden saygının özgürlük hareketi ile uyumlu olduğunu da anladı.

Aretha, “Bu, ulusun ihtiyacı olan şeydi, sokaktaki ortalama her kadın ve erkeğin ihtiyacı olan şeydi. Herkes saygı görmek istedi” dedi.

Aretha, gizlice King’e para verdi ve Harry Belafonte ve Joan Baez ve başka sanatçılarla birlikte bağış toplama konserleri verdi. Angela Davis hapsedildiğinde Aretha açık şekilde onun kefalet ücretini ödemeyi teklif etti ve “Angela Davis özgür olmalı. Siyahlar özgür olmalı” dedi.

Kendine güven

1970’lerde Aretha artık otellerde sahneye çıkan bir şarkıcı gibi görünmüyor, bandana takıyor ve Afrika kıyafetleri giyiyordu. Kendine güvenin ve siyah olmaktan gurur duymanın sembolü haline gelmişti.

Aretha, gerçek sesini de 1967’de buldu. İlk kez kilisenin dışında şarkı söylemeye başladığında ilk kontratını Columbia ile yaptı ancak şirket onu nasıl yönlendirmesi gerektiğini bilemedi.

Daha sonra 1966’da Atlantic ile sözleşme imzaladı ve prodüktör Jerry Wexler onu kayıt için  Alabama’ya Muscle Shoals stüdyolarına götürdü. Bu kayıt, kısa olmasına rağmen müzik tarihindeki en önemli kayıtlardan biri olarak tarihe geçti.

Bu kaydın sonucunda I Never Loved A Man (The Way I Loved You) single’ı ve daha sonra aynı adla bir albüm ortaya çıktı.

Yaklaşık on yıl önce, Muscle Shoals stüdyolarında yapılan kayıtlar iki CD’den oluşan Aretha Franklin: Rare and Unreleased Recordings from the Golden Reign adıyla yayınlandı. Eğer hala almadıysanız hemen gidip bu iki albümü almanızı tavsiye ederim.

Bunu, Lady Soul, Aretha Now and Spirit In The Dark gibi albümler, arka arkaya ilk ona giren single’lar ve 18 Grammy ödülünün ilki izledi. Aretha, Rock and Roll Onur Listesi’ne alınan ilk kadın şarkıcı oldu ve Rolling Stone dergisi onu bütün zamanların en iyi şarkıcısı ilan etti.

Bu dönemde kaydedilen Live At Fillmore West albümü canlı kaydedilen en iyi albümlerden biridir.

Son yıllar albüm satışları açısından Aretha için pek iyi geçmedi ancak o, kısa süre öncesine kadar şarkı söylemeye devam etti. Kendisini on yıl önce gördüm ve konserin her bir saniyesini, sesinin ne kadar  muhteşem olduğunu hala hatırlıyorum.

Ve tabii ki Aretha Obama’nın yemin töreninde şarkı söyledi. Ben hep bunun gençlerin onun müziğini keşfetmesi için bir fırsat olmasını umdum.

Aretha Franklin bize bir mücadele tarihi vizyonu sunuyor ve bugünkünden çok farklı bir geleceği hedeflememize yardımcı oluyor. Sivil haklar hareketinin bir parçası olduğunu hiçbir zaman açıkça ifade etmemiş olsa da onun sesi ve şarkıları daha büyük politik ve toplumsal hareketlere katkıda bulundu.

Angela Davis, onun mirasının ölçütünün “alışılageldik politik müdahaleler” olmaması gerektiğini söyledi.

“Onun yaratıcı çalışmaları, özgürlük arzusunda gömülü olarak bulunan kolektif bilincin daha da büyümesine ve şekillenmesine yardımcı oldu.”

Liz Wheatley

(Socialist Worker'daki İngilizce orijinalinden Sosyalist İşçi için çeviren Arife Köse) 



Bültene kayıt ol