Dünya Bankası, şubat ayı “gıda güvenliği” raporunu yayınladı. Rapora göre Türkiye, yıllık yüzde altmış dokuz enflasyon ile en yüksek gıda enflasyonu sıralamasında beşinci sırada yer alıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan mart ayı enflasyon verilerine göre ise martta yüzde 2,29 artan enflasyon, yıllık yüzde 50,51 oldu. Ancak bağımsız akademisyenler ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) tarafından paylaşılan oranlar ile TÜİK verileri arasında büyük bir fark bulunuyor. ENAG mart ayında enflasyon artışını yüzde 5,08, yıllık artışı ise yüzde 112,51 yani TÜİK’in yayınladığı oranların iki katından fazla olarak açıkladı.
TÜRK-İŞ’in her ay yayınladığı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının mart ayı sonuçlarına göre de dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 9.591,13 TL’ye; gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 31.241,48 TL’ye ve bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 12.469,98 TL’ye yükseldi. Yani asgari ücrete yapılan zam sadece üç ayda enflasyon artışı karşısında tamamen erimiş durumda. 8 bin 500 TL olan asgari ücretle çalışan milyonlarca işçi, açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm ediliyor ve enflasyon nedeniyle işçilerin sömürüsü katlanarak artıyor. Ücretlilerin milli gelirden aldığı pay son iki yılda yüzde otuz dokuzdan yüzde yirmi altıya geriledi. Çeşitli araştırmalara göre Türkiye’de 16 milyon insan açlık sınırının, 50 milyon insan da yoksulluk sınırının altında yaşam sürüyor.
Yine TÜİK’in mart ayında yayınladığı 2022 yılı çocuk araştırması raporunda 6 ay ve 17 yaş aralığındaki çocukların her gün tükettiklerini belirttikleri yiyecekler arasında en yüksek oranın, yüzde 62,4 ile ekmek veya makarna gibi tahıl içeren yiyecekler olduğu ve çocukların sadece yüzde 12,7'sinin et, balık ve tavuk tükettiği belirtilmişti.
DİSK-AR’ın nisan ayında yayınladığı araştırmaya göre ise ortalama resmi enflasyon farklı gelir gruplarının alım gücünü yansıtmıyor. DİSK-AR’ın yaptığı hesaplamaya göre emeklilerin ve dar gelirlilerin gıda enflasyonu yüzde 88 ile yüzde 102 aralığında seyrediyor. Böylece en yoksul gelir grubu yüzde 102,3 oranında gıda enflasyonu hissederken, en yüksek gelir grubu ise yüzde 51 oranında gıda enflasyonu hissetmekte. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor. Aynı araştırmaya göre son 20 yılda gıda fiyatları yüzde 1750 artmış durumda. 2005’ten bu yana TÜFE 1.155 puan, gıda fiyatları endeksi 1.736 puan arttı. 2005’te yüzde 7,9 olan enflasyon oranı 2023’te yüzde 50,5’e yükseldi. 2005’te yüzde 4,8 olan gıda enflasyonu ise 2023’te yüzde 67,9’a çıktı.
AKP-MHP ittifakı, TÜİK vasıtası ile ekonomik krizin bedelini işçilere ödetmeye devam etmekte kararlı. Masa başında belirlenen enflasyon oranları sadece kitlesel işçi mücadelesi ile ters yüz edilebilir. Ücretler ve maaşlar düzenli olarak gerçek enflasyon oranında artırılmadığı sürece, ücretleri enflasyon karşısında eriyen işçiler ve emekçiler, krizin bütün yükünü omuzlamaya devam edecekler.
Irmak Yavlal
(Sosyalist İşçi)