Taşeron belediye işçileri: Talebimiz insanca yaşama ve çalışma koşulları

14.08.2022 - 14:55

Taşeron Belediye İşçileri Birliği (T.A.B.İ.B.) İstanbul Beşiktaş'ta eylem yaparak yaşadıkları büyük sorunları ve taleplerini duyurdu.

İşçiler, kadrolu çalışma, insanca ücret ve haklarını isteyen pankartlar, dövizler açtı. Sadece belediyelerin tutumunu ve CHP'nin bir kurultayda karar aldığı politikasına rağmen yapılan işçi karşıtı uygulamaları değil, kendilerini savunmayan sendikaları da eleştirdiler. 

Eylemde "Birleşen işçiler yenilmez", "Direne direne kazanacağız" ve "Kahrolsun sendika ağaları" sloganları atıldı. DSİP üyeleri de eyleme katılarak işçilere destek verdi.

T.A.B.İ.B. açıklamasının tam metni:

T.A.B.İ.B. nedir, biz kimiz?

Taşeron Belediye İşçileri Birliği, belediye şirket işçilerinin tabandan doğan öz örgütlenmesidir. Sendikası veya siyasi kimliği fark etmeksizin Türkiye’nin dört bir yanındaki belediyelerde çalışan belediye işçilerinin deneyimlerini paylaştığı ortak bir zemindir. Lideri yoktur, herkes eşit söz hakkına sahiptir. Bizi ortaklaştıran, işçi sınıfı olmamız, ücret karşılığında kamuda hizmet üreten insanlar olmamızdır.

Sebep, sendika ve siyasi partilerin suskunluğu

Türkiye’de milyonlarca insanın sorunu olan taşeron işçilik kamu hizmetinde de yıllardır kanayan bir yara. 2017’de TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK’in de katılımıyla CHP Emek Büroları tarafından düzenlenen Taşeron İşçilik Çalıştayı’nda taşeronluğun çalışma yaşamını kuralsızlaştıran modern bir kölelik düzeni olduğu kabul edilmişti. Bu süre zarfında taşeron işçiler olarak örgütlenmemiz ve Toplu İş Sözleşmesi yapmamızın yolu açılmış olsa da kadrolu işçilerin yararlandığı haklardan hâlâ yararlanamıyoruz. 

Biz, 2018 yılında çıkan ve taşeronluğu bitireceğini vaat eden 696 sayılı KHK ile belediye işçi kadrolarına geçirilmeyi beklerken belediye şirketlerine geçirilen ve geçiş sırasında kazanılmış haklarının da gasp edilmesiyle ağır mağduriyet yaşamış yüz binlerce işçiyiz. Hiçbir sendika, hiçbir siyasi parti işçinin derdini dert edinmediği, derdimize merhem olmadığı için kendi sesimizi kendimiz duyurmak amacıyla örgütlendik.

İtirazımız ayrımcılığa, sömürüye ve bunlar üzerinden gemisini yürütenlere

Bugün belediyelerde çok az sayıda işçi kadro sahibiyken yüz binlercemiz yine taşeron olarak, yani kadrosuz çalışmaya mahkûm edildik. Çoğu zaman daha ağır işler yaptığımız halde çok daha az kazanıyor, aynı haklardan yararlanamıyoruz. Bunun adı, işçiyi bölmektir. Birleşik bir emek cephesi olarak bizim buna itirazımız var.

Şahsi çıkarlarını işçi sınıfının çıkarlarına üstün tutan ve çürümüş koltuklarında işçi aidatlarıyla semiren fakat greve çıktığımızda grev fonu yok demekten utanmayan, işçinin üç katı maaş alan sendikacılara itirazımız var. Kendi teşkilatı, kendi partisinin şube yönetimini ele geçirip kendi küçük iktidar alanını kurmaktan başka vizyonu olmayan, o küçücük iktidarı korumak için de aslan kesilen, ses çıkarıp itiraz eden temsilcileri tasfiye edip yerine kayyım atamaktan çekinmeyen sendika yöneticilerine boyun eğmeyi reddediyoruz. 

Talebimiz insanca yaşama ve çalışma koşulları

T.A.B.İ.B. olarak biz, çoğulcu bir işçi demokrasisinden yanayız. Seçimden seçime oy kullanmak değil, işyeri komiteleri vasıtasıyla tüm aşamalarda eşit söz ve karar hakkına sahip olmak istiyoruz. Kapitalizm-patriyarka ittifakından, her alanda ayrımcılıktan beslenen emek sömürüsüne tahammülümüz kalmadı. Köhne sendika tüzüklerini değiştireceğiz. Kapalı kapılar ardında, işçinin onay vermediği toplu iş sözleşmeleri imzalanmasına izin vermeyeceğiz. Toplu iş sözleşmesi müzakerelerinin herkese açık yapılmasını ve canlı yayınlanmasını istiyoruz. İşçi sınıfından saklayacak bir şeyi olan kimse o masaya oturmayacak. Sendikaların itibarını lekeleyen, eleştiri hakkını kullanan işçiler değil, şeffaflıktan uzak sendikaların, işçisi hesap sorduğunda hesap verememesidir. 

Kimse hesap vermediği, veremediği için bu ekonomik krizin faturasını biz ödemeyeceğiz. Her geçen gün ağırlaşan yoksulluk, dayatılan adaletsiz istihdam koşullarını daha da net ortaya çıkardı. Bıçak kemiğe dayandı. Geçinemiyoruz ve tahammülümüz kalmadı. 

Kamuda çalışan taşeron işçiler işçi olarak kadrolu istihdam edilmeli, bu uygulama özel sektöre de emsal teşkil etmelidir. Kamu hizmeti piyasanın işleyişine terk edilemez. Taleplerimiz net. İnsanca yaşama ve çalışma koşullarına sahip olmak istiyoruz ve bunu ayrımsız, kayıtsız, şartsız her işçi için istiyoruz. Haftalık 40 saat çalışma, 52 günlük tediye, 6 ayda bir güncellenecek gerçek enflasyon oranında zam, zorunlu emekliliğin kaldırılması, gerçek kadrolu istihdam ve tüm sendikalarda gerçek temsil, eşit temsil haklarımızı talep ediyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında kamu hizmeti üreten yüz binlerce işçinin sözüdür bu!  



Bültene kayıt ol