Sağlık çalışanları geçtiğimiz Aralık ayından bu yana hem özlük haklarında hem ücretlerinde iyileştirme için mücadele ediyorlar. Aralık ve Ocak aylarında birer günlük, Mart ayında ise 3 günlük iş bırakma eylemleri gerçekleştirdiler. Bu esnada hem Sağlık Bakanı, hem de Cumhurbaşkanı sağlık çalışanlarının durumunun farkında olduklarını gerekli iyileştirmeyi yapacaklarını taahhüt etti.
Ancak bir buçuk ay geçmesine rağmen somut herhangi bir adım atılmayınca sağlık çalışanları Mayıs sonunda Ankara’da toplanarak bir beyaz yürüyüş ile taleplerini bir kez daha hatırlattılar. Haziran ayında ise hazırlanmakta olan iyileştirme paketi görünür hale gelmeye başladı ve beklentilerin çok çok altında kalacağı fark edildi. Bunun üzerine tasarının mecliste görüşüleceği 15 Haziran günü bir kere daha bir günlük iş bırakma kararı alındı ve bu iş bırakma da tıpkı önceki iş bırakmalar gibi oldukça yüksek bir katılımla gerçekleşti.
Fakat buna rağmen beklentilerin çok gerisinde olan tasarı meclisten geçti. Buna göre çalışanlar enflasyon karşısında erimiş olan ücretlerinde neredeyse hissedilmeyecek seviyede iyileştirmeler alırken, özlük haklarında da minimal bir iyileştirme kazandılar.
Sağlık çalışanlarının içindeki öfkeyi dindirmeyecek olan bu paket Temmuz zammıyla bir süreliğine mücadeleyi yavaşlatabilir ancak bu etkinin çok uzun sürmeyeceği açık.
Gerek mesleki, gerekse de örgütsel olarak çok fazla bölünmüş olan sağlık çalışanları, mücadele içinde birleşiyor. Birleştikçe daha etkili eylemler gerçekleştiriyorlar. Temmuz zammı ve iyileştirmenin etkisinin ülkenin içinde bulunduğu koşullarda hızla sönümleneceğini düşünürsek sonbahardan itibaren sağlık çalışanlarının daha güçlü eylemlerle haklarını arayacaklarını söyleyebiliriz.
Dr. Bekir Uzun
(Sosyalist İşçi)