Marksist.org olarak 1 Mayıs’a doğru işçilere taleplerini, yaşam koşullarını, ekonomik sıkıntılarını sorduk. Emekli işçi Yazgülü Yıldırım yazdı.
Ben emekli olalı 12 yıl oldu, yalnız yaşıyorum. Emekli olsam da ilk zamanlar çalışmaya devam ettim, malum geçim zor, emekli maaşı zaten çok yetersiz, 2015 yılında çalışmayı bıraktım. Kendimi bildim bileli bu ülkede sık sık ekonomik krizler yaşanıyor. İşsiz kalmalar, yükselen enflasyonlar, IMF’nin acı reçeteleri, savaşlar vs. Bunları hep yaşadık toplum olarak. Ama hiç böyle ağır bir zulüm yaşayacağımızı beklemezdim. Nerden bilebilirdim ki ev kiraları yüzde 200 artacak da, biz kiracılar mağdur olacağız. Şimdi ev almak için çaba göstermediğime çok pişmanım.
Covid 19'la birlikte hayat şartlarının gittikçe zorlaşması, iktidar partisinin öz kaynaklarımızı kurutup sadece inşaat sektörüyle gelir elde etme hayali, ülkeyi bilerek yoksullaştırması vs. Bir de Ukrayna/Rusya savaşı patlak verince yabancılara emlak satışının artması, şaptı şeker oldu deyim yerindeyse. Uzatmaya gerek yok. Ev kiraları yüzde 200 civarında arttı. Derken yalnız yaşayan ve kirada oturanların yaşamları daha da zorlaştı.
Bu ülkede yalnız yaşayan birçok kadın var. Ev fiyatları yükselince ev sahipleri kadınları evlerinden çıkarmak için ne dolaplar çeviriyorlar ne dolaplar. Kimisi kendi geliyor, kimisi oğlunu evlendiriyor. Her gün kiracısını arayarak taciz etmeler... Hani kadın ya. Dişine uygun. Gücü kadına yetebilir çünkü. Mağdur oluyorlar kiracı olan kadınlar. Sıkıntı çok büyük. Emekli olmuş ve yalnız yaşayan bir kadının ev değiştirmesi bu koşullarda çok zor. Aldığı maaş asgari ücretin altındaysa kirayı nasıl ödeyecek!?
Bütün bunların yanında hayatımıza giren evcil hayvanlarımız var. Mama paraları, veterinerlik hizmetleri, dolar yükseldikçe yükseliyor. Sokak hayvanlarını sahiplenmek artık lüksten sayılıyor. Mama faturasındaki yüzde 18 KDV oranının yüzde 1'e düşürülmesi için çok uğraştık, ama maalesef kabul edilmedi. İnsanlar sahiplendikleri hayvanları sokağa bırakmaya başladılar. Eve alışmış bir hayvanın sokakta yaşaması imkânsız. Sokağı tanımıyor ki. Hastalanıp ölüyorlar.
Bir de Covid döneminde suistimal edilen yaşlılar var. Devletin sırtında kambur gibi görülen bilge yaşlılarımız, değerlerimiz. Sanki bulaşın sebebiymiş gibi evlere hapsedildiler. "Koruyoruz" adı altında değersizleştirildiler. Eve mahkûm olmaktan sağlıkları bozuldu. Emekliler olarak gözden çıkarılmış olmalıyız ki asgari ücretin altında maaşı layık gördüler bizlere. Kaç yıldır aldığımız ikramiyeye zam bile yapmıyorlar. Bizlere sadaka vererek onurumuzla oynuyorlar. Ama kendi ceplerini milyarlarla dolduruyorlar.
Ben kardeşimin evinde kirada oturmaktayım. Buna rağmen evin kirasını yükseltmek zorunda kaldım. Sebze, meyve, çok pahalandı. Yiyecekten kısıp, kışın tek odaya sığındım. Tasarruf etmek durumunda kaldım. Ayrıca yeniden çalışmak zorunda kaldım. Bu yaştan sonra nerde, nasıl bir iş bulabilirim ki? Hadi diyelim ki iş buldum. Gençler işsizken ben nasıl işe gireyim? Bencillik olmaz mı? Bir arkadaşımın önerisiyle kişisel bakım ve kozmetik ürünleri satmaya başladım. Kazanıyor muyum? Hayır. Kolay iş değil ki. Satış zor iştir. Çevre ister, zaman ve sabır ister. Bir de millet açken kim parfüm alır ki?
Sorunlarımız sadece bunlar mı, yani sadece ekonomik kriz mi? İki yıldır korona nedeniyle sağlık sorunlarını öteleyen biri olarak, şu anda randevu almakta zorlanıyorum. Hastanelerde hekim kalmamış. Sıkıntı üstüne sıkıntı. Travmalar katmerleşiyor. Sağlık sistemi çökmüş, ekonomi çökmüş, ülke çökmüş. Yine de şanslı emeklilerdenim. Arada ailemden maddi destek geliyor ama o da ağırıma gidiyor. Hem nereye kadar. Bir gün gelecek, o yardımlar da kesilecek. Hayat her geçen gün zorlaşmaktayken!.. Emekliler artık ölüm sınırında!.. Yaşamıyor yaşama tutunmaya çalışıyorlar.
Bu ülkede milyonlarca emekli var. Örgütlensek, sokağa çıksak, iktidarı yerle bir ederiz. Emeklilerin iktidarı yerle bir edecek bir formül bulması şart. Bütün sendikaları bir araya getirecek bir formül. Federasyon gibi bir proje mesela. Bulmalı ve hızlıca hayata geçirmeliyiz. Yoksa ölüp gideceğiz.
Son söz olarak uzun zamandır komün yaşamının hayalini kurmaktayım. Ev alma hayalinden daha güzel değil mi? Bence bu hayali kurmanın ve gerçekleştirmenin tam zamanıdır.
1 Mayıs’a bütün bu duygular içinde ve taleplerimizle gideceğim.