Öncelikli taleplerimiz zamların geri çekilmesi ve ücretlerin iyileştirilmesi

27.04.2022 - 19:37

Marksist.org olarak 1 Mayıs’a doğru işçilere taleplerini, yaşam koşullarını, ekonomik sıkıntılarını sorduk. Eğitim Sen üyesi Şafak Ayhan yazdı.

Gün geçtikçe artan hayat pahalılığı ve ekonomik kriz, insanları en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale getiriyor. Her gün gelen zamlar en basit bir ihtiyacı bile artık lüks haline getirdi, bu katlanılır bir şey değil. Eğitim emekçileri Türkiye’de mevcut yoksulluk sınırının yarısına bir ücretle çalışıyorlar. 10.yılını çalışan bir öğretmenin aldığı maaş 7 bin lira. Yoksulluk sınırı şu an 16 bin lirayı geçmiş durumda. 

Emekliliği çoktan hak etmiş olan eğitim emekçileri 3600 ek göstergeye umut bağlamış durumda. Ancak iktidar tarafından bir seçim yatırımı olarak görülen 3600 konusu kördüğüme dönmüş halde. Emekli olunca alacağı maaş yarı yarıya düşecek olan çalışanlar haklı olarak emekli olmak istemiyorlar. 

Eğitimin hiçbir bileşenine danışılmadan, görüşleri alınmadan “ben yaptım oldu” mantığıyla hazırlanan öğretmenlik meslek kanunu ise tam bir neoliberal düzen yansıması. Sistem tarafından kadrolu, sözleşmeli, ücretli gibi ayrıştırıldığı yetmeyen öğretmenler bu kez de uzman, başöğretmen gibi unvanlarla ayrıştırılmaya başlanıyor. Eşit işe eşit ücret ilkesine aykırı bu meslek kanununun, eğitimin kurtarıcı can simidi olarak görülüyor olması ise tam bir komedi.

Eğitim iş kolunda onlarca temel sorundan sadece bir tanesi bu yukarıdaki ekonomik tablo. Anadilinde eğitim alamayan çocuklar, mülteci aileler ve çocukları, cinsiyet eşitsizliği, liyakatsizlik, mobbing, angarya en temel sorunların başında gelenlerden.  Pandemiyle birlikte gittikçe derinleşen bu ekonomik krizde sermaye sevici iktidar her fırsatta ihalelerle sevindirdiği patronlarına zeval gelmesin diye adeta çırpınıyor. Milyonlarca liralık ihaleleri alanlar üzerine vergi borçlarını sildirenler ve dönüp de ‘’Aslında hepimiz aynı gemideyiz’’ diyenler ekonomik krizin baş sorumlularıdır.

Çalışanların en öncelikli talepleri zamların geri çekilmesi ve bağımsız araştırma şirketlerinin belirlediği enflasyon oranlarına göre maaşların iyileştirilmesidir. Geçtiğimiz toplu sözleşme döneminde kamu çalışanlarına sarı sendika tarafından reva görülen yüzde beşler, yüzde yedilerin tekrar karşımıza çıkmaması için emek eksenli KESK / Eğitim-Sen gibi mücadeleci sendikalarda örgütlenmemiz gerekiyor.

Bulunduğum iş yerinde göçmen bir çalışan yok ancak ucuz iş gücü olarak görülen göçmenler her iş kolunda sömürülmeye devam ediyor. Göçmen öğretmenler daha sonraları TC vatandaşı olmalarına rağmen özellikle ırkçı/milliyetçi siyasi partilerin eğitim sendikalarındaki uzantılarının baskıları nedeniyle angarya işlerde çalıştırılıyorlar. Bu asla kabul edilemez. Öğretmenlik evrensel bir meslektir ve bu mesleğin sahipleri dünyanın her yerinde aynı statüde değerlendirilmelidir. Eğitim Sen’in özellikle göçmen eğitim emekçileri üzerine onların maruz kaldığı ayrımcı politikaları teşhir etmek için sendika içerisinde mülteci öğretmenlerin ve öğrencilerin sorunlarını gündeme taşıyacak bir komisyonu hayata geçirmesi oldukça elzemdir.



Bültene kayıt ol