Sağlık çalışanları 14-16 Mart tarihleri arasında çok büyük bir grev düzenledi. Greve sağlık iş kolundaki hemen tüm dernekler ve sendikalar destek verdi. Son yıllarda yapılan en büyük katılımlı sağlıkçılar grevi oldu. Grev nedeniyle hastaneler ve poliklinikler büyük ölçüde kapalı kaldı, acil bölümler dışında hizmet verilmedi.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, hak ettiklerinden daha az seviyede maaş almaları, aile hekimlerine yönelik cezalandırıcı bir sözleşmenin yürürlüğe girmiş olması, asistan hekimlere 36 saatlik nöbetler tutturulması, hekimlerin 5 dakikada bir muayene yapmaya zorlanması grevin en önemli nedenleri.
Sağlık çalışanlarının grevini bir aile hekimi ile konuştuk
Aile hekimlerinin 14-15-16 Mart’ta 3 gün; Türk Tabipler Birliği’nin bütün basamaklarda 14-15 Mart için 2 gün grev kararı vardı. Hem greve hem eylemlere katılım oldukça yüksek oldu. Bunda tabii hem düzeltilmeyen sorunlar hem de geçen haftaki Cumhurbaşkanının “Giderlerse gitsinler” çıkışı çok etkili oldu diye düşünüyorum.
Cumhurbaşkanının bu sözleri özellikle şu ana kadar iktidarı sadık biçimde desteklemiş, hiç bir grev eyleme katılmamış hekimleri önce hayal kırıklığına uğrattı sonra da grevlere katılımlarına neden oldu. Bu çok bariz bir gelişme oldu bu grev için.
Bunu dindar muhafazakâr çevreyle bağları olan biri olarak çok rahat söyleyebilirim. Sosyal medyada da bu hayal kırıklığını, şaşkınlığı çok açık biçimde gördük, durumlarını açıktan paylaşanlar çok oldu.
Greve katılım, öncekilere göre çok daha iyiydi. Bütün basamaklar için en az yüzde 60-70 oranında greve katılım vardı. Birinci basamak aile hekimlerinde bu oran yüzde 70-80’lere çıkmış olabilir. Hastanelerde de 3 gün polikliniklerin yarısından fazlası çalışmadı, oradaki arkadaşlardan aldığım bilgilere göre.
Pazartesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi önünde olan yürüyüş, son yıllardaki en yüksek katılımlı eylem oldu. Sağlık çalışanları çok öfkeli ve kararlı. Çok sayıda doktor olumsuz koşullar nedeniyle ya mesleğini bırakıyor, ya da yurt dışına gidiyor. Doktorlar önümüzdeki dönemde daha uzun süreli, hatta süresiz grev yapabilirler.
Sağlık çalışanlarının acil talepleri
1) Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret (maaş+sabit ek ödeme) yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimler için yoksulluk sınırının en az iki buçuk katı olmalı; sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalıdır.
2) TTB'nin önerdiği 'Sağlıkta Şiddet Yasası' acilen yasalaşmalı; cezalar tutuksuz yargılanma ve 'hükmün açıklanmasının geri bırakılması' düzenlemelerinin uygulandığı sınırların üzerine çıkarılmalıdır.
3) Aile hekimi maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmeli; tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri Sağlık Bakanlığı'nca karşılanmalı; Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmelidir.
4) Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri "prim ödeme tavanı" üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki buçuk katı olmalıdır.
5) Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen hekimler için asgari 15.000 TL, uzman hekimler için asgari 18.000 TL'ye çıkarılmalıdır.
6) OSGB'lerde çalışan iş yeri hekimlerinin ücretleri Türk Tabipleri Birliği'nin belirlediği asgari ücret üzerinden ödenmelidir.
7) Covid-19 'illiyet bağı' aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7 bin 200 olmalıdır.
8) Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, stajyer hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır.
9) Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.
10) Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.