Sağlık çalışanları salgının en ağır yükünü taşırken haklarını alamıyor. Çabalarının karşılığını alamadığı gibi aşırı sağcı iklimden beslenen insanlar, hastalar, hasta yakınları doktorlara şiddet uyguluyor ve bu şiddet her gün artarak devam ediyor. Sağlık çalışanları geçtiğimiz yılın ortalarından beri mücadeleyi yükseltiyorlar. Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanlarının grevinden ve mücadelesinden ürkmüş görünüyor. 28 Şubat’ta yayınladığı genelge, sağlık çalışanlarının eylemlerini haklı buluyor ama artık daha fazla eylem yapmaya gerek olmadığını söylüyor. Bakanlık “görevini terk ederek veya başka suretle hukuka aykırı şekilde aksatması sonucunu doğuran her türlü davranışının disiplin mevzuatı hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.” diyerek sağlık çalışanlarının eylemini engellemeye çalışıyor. Sosyalist İşçi olarak İzmir’den Doktor Ersin Uzun’la önümüzdeki dönemin eylemlerinin arka planını konuştuk.
Sağlık çalışanlarının sorunları günden güne büyüyor. Bakanlık sadece sözel olarak takdirlerini sunarken sorunları çözmek için adım atmıyor. Zaten eksik personelle sağlık hizmeti sunulmaktayken pandemi sürecine girildi. Pandeminin yükü de sağlık çalışanlarına yüklendi.
Salgın öldürüyor
Beş yüzden fazla sağlık çalışanı, covid sebebiyle vefat etti. Yük artarken koşullarda hiç bir düzelme olmaması sağlıkta büyük bir kaçışı başlattı. Dokuz binden fazla hekim bu sürede istifa etti, emekli oldu veya yurt dışına gitti. Benzer bir eğilim diğer sağlık çalışanlarında da güçleniyor. Personel sayısının azalması neticesinde yeni eleman almak yerine bakanlık iş yükünü arttırmayı tercih etti. 5 dakikada bir randevu sistemi uygulaması, aile hekimliklerine covidli hasta takibi, kronik hasta takibi gibi yeni uygulamalar getirildi. Eksik yapıldığında cezalandırma ile aile hekimlerinin ve çalışanlarının ücretlerinde kesinti yapılmaya başlandı. Hizmetin kalitesi düştükçe hasta memnuniyeti hızla azaldı ve sağlıkçılara yönelik şiddet artmaya başladı.
Bakanlık sağlık örgütlerini yok sayıyor
Tüm bu süreçte bakanlık hiçbir tedbir almadığı gibi TTB gibi kurumların randevu talebine de yaklaşık 1,5 yıldır cevap vermedi. Bunun üzerine geçtiğimiz Kasım ayından bu yana sağlık çalışanları örgütleri birleşik eylemler yapmaya başladılar.
Taleplerimiz çok basit, anlaşılabilir ve makul talepler:
• Sağlıkçılara yönelik şiddet için etkin bir yasa çıkarılarak tedbirlerin arttırılması,
• Başta covid gibi bulaşıcı hastalıkları kapsamak üzere sağlık çalışanlarına yönelik bir meslek hastalıkları yasasının çıkarılması,
• Bu ağır çalışma koşullarına uygun şekilde yıpranma payının verilmesi,
• 5 dakikada bire düşürülen hasta bakma süresinin yeniden makul bir hale getirilmesi,
• Aile hekimlerine uygulanmaya başlanan ceza yasasının kaldırılması,
• Yoksulluk sınırının altına düşen maaşların emekliliğe de yansıyacak şekilde düzeltilmesi.
Taleplerimiz görüldüğü gibi net ve karşılanması mümkün olmayan aşırı istekleri içermiyor. Sağlık çalışanları açısından çok temel talepler bunlar.
Hekimler çok öfkeli
Sağlık çalışanları ve özel olarak hekimler oldukça öfkeli. Bakanlık bu taleplere kulaklarını tıkıyor. Bu süreçte önemli olanaklar ve bir o kadar da tehlikeli olasılıklar ortaya çıktı.
Hekimler diğer sağlık çalışanlarından farklı olarak şimdiye kadar kendilerini ayrıcalıklı görüyorlardı. Son yıllarda tüm bu ayrıcalıkların kaybolduğu bir süreç yaşandı. Bu duruma hekimler yıllardır görülmemiş bir öfke ve istekle tepki gösterdi ve mücadelenin en kararlı unsuru haline gelmeye başladı. Mücadelenin yükselmesi bir yönüyle olumluluklar taşısa da hekimlerin içinde diğer sağlık çalışanlarından ayrı davranma eğilimlerinin gelişmesi de mücadelenin bölünmesi riskini artırdı.
Hekim sendikaları şeklinde kendini gösteren bu bölünme şimdilik TTB, SES gibi örgütlerin mücadeleyi birleştirme çabası sayesinde harekete hâkim hale gelemedi. Nasıl sağlık bir ekip işiyse, sağlık çalışanlarının mücadelesi de bir ekip olarak devam etmeli, ediyor da. 14-15 Mart tarihlerinde çok sayıda sağlık çalışanları sendikaları, meslek örgütleri birleşik bir g(ö)reve hazırlanıyorlar. Mücadele birleşik bir şekilde devam edebilirse kazanımlar da gelecektir. Şimdilik sağlık çalışanları kazanıncaya kadar mücadele etmeye kararlı görünüyorlar.
Bu süreçte sağlık çalışanlarının en mücadeleci örgütü olan SES hekimlerin taleplerini de en kararlı şekilde ancak kendisinin savunabileceğini göstererek hareketin sonraki süreçte de bölünmesinin önüne geçebilir.
(Sosyalist İşçi)