Sağlıkta şiddet hız kesmeden sürüyor. Son 3 günde sağlık emekçilerine yönelik 3 saldırı yaşandı. Şırnak’ta bir hekim, savcı tarafından hakkında ‘adli takibat’ başlatmakla tehdit edildi.
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan Nöroloji Uzmanı Doktor Ebru Ergin, farklı bir ilaç yazmadığı gerekçesiyle hastası tarafından darp edildi. Darp edilen doktor, çalıştığı hastanede tedavi altına alındı. Dr. Ebru Ergin Bakar’a saldıran Feray Yelmen ifadesi alındıktan sonra önce serbest bırakıldı, ardından kamuoyunda oluşan tepki sonucu tutuklandı.
Ankara Karaköprü 1 Nolu ASM’de ise bir hasta hemşirelere hakaret edip aynı günün akşamında da doktorun telefonuna ulaşarak arayıp küfür ve hakaretler etti.
Hasta-hekim arasındaki güven duygusu ortadan kalktı
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, sağlıktaki şiddet nedeniyle, hekimlerin ‘ciddi kaygılarla’ çalıştığını belirterek, “Hasta-hekim ilişkisinin temelindeki güven duygusu ortadan kalktı” dedi.
Hekimlerin ‘şiddetin kimden geleceğini bilemediğini’ söyleyen Fincancı, şunları ifade etti: “Hastanın hekimine, hekimin de hastasına güveni olmalı. Bu ortamda, hekimler her hastaya potansiyel bir şiddet uygulayıcısı gibi yaklaşmaya başlıyor. Kendini korumaya alıyor. Kendini korumaya aldığında ise sağlıklı iletişim kurma olanağı ortadan kalkıyor. Aslında yine zarar gören hastalar oluyor.”
TTB başkanı kaygılı duygu durumunun sonuçlarından birinin hekimlerdeki ‘tükenme duygusu’ olduğunu vurguladı: “Giderek tükeniyorlar. İşe gitmekten keyif alamaz hale geliyorlar. Şiddet ortamı, işin keyifle, umutla yapılmasını olanaksız kılıyor. Sonuçta, ne yazık ki mesleğine yabancılaşan bir noktaya taşınıyorlar. Bu durum da kaçınılmaz olarak sağlık hizmetlerinin niteliğini etkiliyor.”
Şiddet uygulayan tutuklu yargılanmalı
Fincancı, artarak devam eden sağlıkta şiddetin ‘göstermelik mevzuat düzenlemeleriyle azaltılamayacağını’ vurguladı.
TTB başkanı, savcıların ‘var olan hukuki mevzuatı uygulamada eksiklikleri bulunduğunu’ söyledi: “Hekimler kamu görevini yaparken şiddete uğruyorlar. Artırılmış cezalandırma mekanizmasının işlemesi gerekiyor. Şiddete başvuranın tutuklu yargılanması gerekirken salıveriliyor. Hızla tutuklanmaları ve tutuklu yargılanmaları en azından caydırıcı olacaktır. Bu bile yapılmıyor. Salınınca da geri gidip, şikayetçi olan hekim veya sağlık çalışanlarına tekrar şiddet uygulayabiliyor.”
TTB 16 Şubat’ta, ilgili düzenlemelerin ceza mevzuatına dahil edilmesi talebini yineledi. TTB’nin sağlıkta şiddetin önlenmesi için önerileri şöyle:
• TTB’nin kanun teklifi ile birlikte bugüne kadar 3359 sayılı Yasanın Ek-12’nci maddesiyle yapılan düzenlemelerin temel ceza mevzuatında olması gereken yerlere alınması,
• Konut dokunulmazlığını ihlal suçu düzenleyen Türk Ceza Kanununun 116/2’nci maddesine ‘işyeri’ ibaresinden sonra gelmek üzere ‘tüm sağlık tesisleri’ ibaresinin eklenmesi,
• Mağdur sağlık çalışanının faile hizmet sunmayacağının açıkça kanunda düzenlenmesi,
• Suçun önlenmesine yönelik kolluk faaliyetleri kapsamında şiddet vaka haritası ile fail profil çalışmalarının yapılması,
• Darp ve cebirle işlenenler dışındaki suçlarda alternatif yaptırımların yaygınlaştırılarak faillerin olayın meydana geldiği sağlık tesisi dışındaki bir yerde süreli görevlendirilmesi,
• Şiddet mağdurlarına adli yardım kapsamında barolardan vekil görevlendirilerek tüm işlemlerin avukat eşliğinde yapılmasının sağlanması,
• Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğünün yıllık raporlarına ‘sağlık çalışanlarına yönelik suçlar’ başlığı eklenmesi,
• Sağlık bakanlığının beyaz kod raporlarını yıllık olarak başvuru gerekmeksizin açıklayarak hukuki yardım sonuçlarıyla birlikte açıklaması.