Parti kapatma dönemine geri dönüş kabul edilemez

08.06.2021 - 14:12

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP'yi kapatma istemini içeren iddianamesini düzeltip, yeniden Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) sundu.

AYM ilk iddianameyi, bir dizi teknik hata içerdiği ve suçlanan 500'den fazla siyasetçiyle suç niteliği eylemler arasındaki bağın kurulamadığı gerekçesiyle Yargıtay'a iade etmişti.

Şimdi ne olacak?

Yeni iddianamede ne tür düzeltmeler yapıldı, bu AYM'nin atadığı raportörün incelemesi sonucu ortaya çıkacak. Eğer AYM iddianameyi inandırıcı bulursa dava açacak ve bu davanın iki sonucu olacak: Ya HDP öncülü olan diğer Kürt siyasi partileri gibi kapatılacak ya da 2009'da AKP'ye açılan kapatma davasındaki gibi Hazine yardımının kesilmesi ile sınırlı kalacak.

Faşist partinin AYM'ye baskısı

Erdoğan yönetiminin, faşist ve militarist ortaklarının yıllardır HDP'yi hedef tahtasına oturtan siyasi çizgilerine bakıldığında AYM’deki davanın HDP'nin kapatılmasıyla sonuçlanacağı açıktır.

Mecliste 4. partiyken, diğer sıralarda oturan 3. büyük partinin kapatılması için seferber olan MHP'nin lideri Devlet Bahçeli, AYM'nin kapatılmasını istiyor ve o da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gibi AYM yargıçlarının üstünde baskı kuruyor.

Yargıtay'ın yeniden kapatma iddianamesi üzerine konuşan faşist partinin lideri, "Bundan sonra bütün gözler AYM'ye çevrilecektir. Bu mahkemenin iddianameyi ikinci kez iade seçeneği de kalmamıştır" diyerek Anayasa Mahkemesi yargıçlarını açıkça tehdit etti.

Kararı Erdoğan verecek

Küçük ortaklar "HDP kapatılsın" kampanyaları yaparken, son sözü söyleyecek olan elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan olacak. Kamuoyu araştırmalarına bakılırsa Cumhur ve Millet İttifakları kafaya kafaya. Kararsız seçmenler önemli bir çoğunluk oluştururken, yüzde 10 bandında gözüken HDP kilit durumda.

AKP lideri Erdoğan, parlamenter muhaliflerini - özellikle ana muhalefet partisi CHP'yi - her seferinde odağına HDP'yi oturtarak milliyetçilikle vurmaya çalıştı. Fakat "yumuşak karına yumruk" politikası tutmadı. Ne Millet İttifakı ayrıştı, ne de HDP seçmenlerini "terörist" olarak kabul eden devlet politikası kabul görmedi. AKP oy kaybediyor ve kendisini destekleyen Kürt seçmenleri de kaybediyor. Babacan ve Davutoğlu'nun bölgede gördüğü ilgi, Batı'da gördüklerinden daha büyük. 

Erdoğan, HDP'nin kapatılmasına karar verip yargıya müdahale ederse milyonlarca HDP seçmeninden çok daha fazla Kürt seçmen muhalefet partilerine oy verecek. Ancak Erdoğan, MHP (ve devletle) ittifakını sürdürmeden iktidarda kalamaz. Çözüm sürecinin bitmesinden bu yana iktidarın Kürt politikalarına bakıldığında, faşistlerin istediği türde askeri çözümün yani çözümsüzlüğün Erdoğan ve AKP tarafından benimsendiği görülüyor.

Parti kapatmak çözümsüzlüktür

HDP'yi kapatmak, yasal olarak kurulmuş Kürt siyasi partilerini kapatmak ya da kuruluşlarını engellemek, son 40 yılda yüzbinlerce insanın yaşamına mal olmuş, en büyük ekonomik kaynakları yutarak halkı fakirleştirmiş ve demokratik hakların her seferinde askıya alınmasına neden olmuştur.

AYM bu davayı açarsa HDP kapatılan 7. Kürt siyasi partisi olacak. Önceki 6 partinin kapatılmaları, legal ve demokratik siyaset alanını imha ettiği gibi, diyalog ve müzakere ile gelecek siyasi çözüm girişimlerini yok etti ve çatışmaların - dolayısıyla ölümlerin - devam etmesini sağladı.

HDP'yi kapatma girişimi Batı'da yaşayan, farklı düşünce ve kimliklerdeki emekçileri yakından ilgilendiriyor. Parti kapatma varsa, demokrasi yoktur. Kürt sorununa gerçekçi bir çözüm yoksa düşünce ve ifade özgürlüğü, hatta grev hakkı yoktur. HDP kapatılırsa Kürt siyasi hareketi -  önceki 7 parti gibi - yeni bir siyasi parti kurmakta zorlanmayacaktır. 

Her şeyi iktidarlarını korumak için kullanan iktidar blokunun, parti kapatma dönemine dönüş girişimlerine, iyi bir gelecek isteyen herkes karşı çıkmalıdır. Devrimci sosyalistler; faşist partiler dışında, her görüşten siyasi partinin kurulmasından, özgürce faaliyet göstermesinden yanadır. Kürt halkının partisi HDP'nin kapatılmasına, barışı ve siyasi çözümü savunduğumuz için karşıyız. Faşistlerin ve militaristlerin belirlediği bir gelecek istemiyoruz.



Bültene kayıt ol