İklim Zirvesi: Saçmalığa son verin

23.04.2021 - 10:35

1970 yılından beri 22 Nisan’da kutlanan Yeryüzü Günü’nde ABD Başkanı Joe Biden bir İklim Zirvesi düzenledi. Trump döneminde Paris İklim Anlaşması’ndan çekilen ABD, Biden’ın başkan olmasıyla birlikte Ocak ayında anlaşmaya geri dönmüştü. Anlaşmaya göre açıklaması gereken 2050 yılına kadar gerçekleştireceği emisyon azaltım hedefini Biden bu İklim Zirvesi’nde ilan etti.

Biden, ABD’nin sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 2005 yılı seviyesinden %50-52 arasında azaltma hedefini açıkladı. ABD, 2050 yılına kadar da net sıfır karbon hedefine ulaşmayı amaçlıyor. 

Ancak zirve daha başlamadan iklim aktivistleri ve uzmanlar basına sızan Biden’ın hedeflerinin yetersizliğine dair açıklamalarda bulundular. Center for Biological Diversity, Greenpeace ve 350.org gibi gruplar 2030 yılına kadar düşürülmesi gereken emisyon oranının %70 olması gerektiğini açıkladılar. 

Biden’ın zirve konuşmasının ardından ise ABD’nin 70 kadar iklim hareketi ve STK’sının oluşturduğu İklim Adaleti İttifakı yayımladığı bir mektupla %50 hedefini yetersiz bulduklarını duyurdular. 

Zirveyi fırsat bilen Demokrat Parti’nin en sol kanadından Alexandria Ocasio-Cortez ise 103 diğer meclis üyesinin de desteğiyle zirveden bir gün önce Yeşil Yeni Anlaşma’yı tekrar Kongre’ye sundu. Paris İklim Anlaşması’ndan çok daha ileri ve radikal bir dönüşüm içeriğine sahip olan anlaşma 2019 yılında ilk kez sunulduğunda kabul edilmemişti. Bağımsız Senatör Bernie Sanders da pazartesi günü Kongre’ye Sosyal Konut Yasası için Yeni Yeşil Anlaşma taslağı sunmuştu.

Zirveye katılan devlet liderleri hedeflerini bir kez daha dünyaya duyurdu. Biden zirveye nedense sadece 40 devlet liderini davet etmişti. Yoksul ülkeleri görmezden gelen bu davet daha baştan aktivistler tarafından eleştirilmişti.

Zirvede Paris İklim Anlaşması’nı onaylamayan tek ülke Türkiye’ydi ve Erdoğan konuşmasında emisyon azaltımı hedefleri konusunda da hiçbir açıklamada bulunmadı. Tuhaf bir biçimde millet bahçelerini ve dikilen milyonlarca ağacı anlattı.

Hedeflerini açıklayamadılar

Zirvede konuşan devlet liderlinin bir kısmı net sıfır hedeflerini duyururken bir kısmı ise hedef bile açıklayamadı.

Net sıfır hedefleri olan ülkelerin liderleri şu açıklamaları yaptı:

- Çin Başkanı Xi Jinping ülke için yeni bir iklim hedefi açıklamadı ancak Çin geçtiğimiz aylarda 2050 yılına kadar değil de 2060 yılına kadar “net sıfır” hedefini ilan etmişti. Çin lideri zirve konuşmasında Çin’in emisyonları 2030 yılına kadar artırmaya devam edeceğini, daha sonra azaltarak 2060 yılında net sıfır emisyona ulaşacağını söyledi! (Ancak iklim aktivistleri, Çin’in bu hedefe varmak için dahi 10 yıl içinde 600 kömürle çalışan termik santrali kapatması gerektiğini ve buna dair herhangi bir adım atmadığını söylüyor.)

- Japonya Başbakanı, emisyonlarını 2013 yılı seviyesine göre 2030’a kadar %46 azaltacağını duyurdu.

- Kanada Başbakanı Justin Trudeau, daha önce 2030 yılına kadar 2005 yılı seviyesine göre %30 olarak ilan ettiği emisyon azaltım hedefini %40-45'e çıkardıklarını duyurdu.

Avrupa Birliği de zirveden bir gün önce gerçekleştirdiği toplantıda daha önce 2030 yılına kadar karbon salımını 1990 seviyesinin %40 altına indireceği hedefini %55 olarak yeniden düzenlediklerini ilan etmişlerdi.

Net sıfır hedefi olmayan ülkelerin liderlerinin açıklamaları ise şöyleydi:

- Türkiye adına zirvede konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, herhangi bir net sıfır hedefi açıklamazken Türkiye’nin karbon emisyonlarına katkı konusunda tarihsel sorumluluğu olmadığını vurguladı ve “İklim krizi sadece dünyayı kirleten ülkeleri değil bütün dünyayı etkiliyor. Türkiye olarak biz de negatif etkilerinden etkilenen ülkelerden biriyiz” diye konuştu. Erdoğan karbon salımını azaltma girişimi olarak Türkiye’nin 5.1 milyon ağaç diktiğini (bu ağaçların yüz binlercesi kurumuştu), millet bahçeleri projelerini artırdığını (millet bahçelerinin karbon tutma konusunda hiçbir faydası olmadığı gibi Salda Gölü gibi ekolojik alanlara zarar verebiliyor), sıfır atık projesinin ilerlediğini (bu atıkların büyük çoğunluğu yakılarak hava kirliliğine ve bol miktarda karbon salımına neden oluyor) anlattı. Erdoğan, daha önce müjde olarak duyurduğu doğalgaz rezervlerinden ve Akdeniz’deki fosil yakıt araştırmalarından hiç bahsetmedi.

- Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro, daha önce hiçbir plan-program açıklamadan tamamen sözde kalsa da Brezilya’nın 2060 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefi olduğu açıklamıştı. Bolsonaro zirvede bu hedefi 2050 yılına çektiğini “gururla” açıkladı. Tabii yine somut hiçbir plan açıklamadı. Hiç kimsenin inanmadığı bu açıklamayı ciddiye almak mümkün olmadığı için Brezilya’ya net sıfır hedefi olmayan ülkeler grubu içerisinde yer veriyorum. Bolsonaro konuşmasında, Brezilya’nın tarihsel olarak bir iklim lideri olduğunu, kendisini de iklim değişikliğiyle mücadele etmeye ve yerli topluluklarla ilişki kurmaya adadığını söyledi. (Öte yandan zirvenin hemen öncesinde aralarında Leonardo DiCaprio gibi isimlerin olduğu önemli aktivist ve ünlüler Biden’a bir mektup yazarak Amazonlardaki yıkımı durdurmak için bütçe talep eden Bolsonaro ile hiçbir şekilde anlaşma yapmamasını istemişlerdi.) 

- Rusya Devlet Başkanı Putin, Rusya’nın hedefinin 2030'da Avrupa'dan daha az emisyon salmak olduğunu söyledi. Ancak Rusya zaten Avrupa'dan daha az emisyona sahip durumda. (Avrupa, toplam petrol ithalatının yaklaşık yüzde 30’unu Rusya’dan karşılıyor.)

- Güney Kore başkanı Moon Jae-in, şimdiye kadar net sıfır hedefini ilan etmediği gibi yine böyle bir hedef açıklamadı. 2030 yılı için geliştirilmiş bir iklim hedefini COP26 zirvesi öncesinde açıklayacağını söylemekle yetindi.

Greta: Hadi onların saçmalıklarını yüzlerine vuralım

Bu sırada Temsilciler Meclisi’ndeki iklim oturumuna katılan Greta Thunberg bir kez daha en iyi konuşmayı yapan “lider” oldu. İklim hareketi lideri, herkesin mücadele etmesi ve sesini devletlere duyurması gerektiğini söyledi. Greta “demokrasi sadece seçim gününden ibaret değildir. Her gün her saat demokrasiye dahildir” dedi.

Zirvenin hemen öncesinde genç iklim aktivistleri “Saçmalığa Son Verin” başlıklı bir imza kampanyası başlatmıştı. Emisyon salımlarındaki küresel eşitsizliklere dikkat çeken ve zengin ülkelerin daha fazlasını yapması gerektiğini belirten aktivistler, içi boş vaatleri duymak istemediklerini ilan etmişlerdi.

İklim aktivisti Greta Thunberg de zirve günü yayınladığı kısa videoda benzer bir açıklama yaptı. Greta, nasıl olacağına dair hiç bir somut adım göstermeden devletlerin 2050 yılına kadar “net sıfır” karbon hedeflerini ortaya koyduklarını, üstelik bunların dahi ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha anlatıyordu. Greta “başkalarını ve hatta kendimizi aldatabiliriz ama doğayı ve fiziği aldatamayız. Biz hesaplasak da hesaplamasak da emisyonlar orada durmaya devam ediyor” diyordu videoda.

Ülkelerin kendilerine koydukları emisyon azaltım hedefleri için “hiç yoktan iyidir” demenin yeterli olamayacağını söyleyen Greta, herkesi mücadele etmeye çağırdı. Kendisine, değişimin mümkün olduğuna inandığı için naif diyenlere ise “esas naif olan şirketlerin ve devletlerin bu sorunu çözebileceğine inanmaktır” dedi. Medya ve kitlelerin baskısı olmadan hiçbirinin harekete geçmeyeceğini söyledi.

Greta videonun sonunda “Hadi onların saçmalıklarını yüzlerine vuralım” diyerek “ben milyon yıl geçse de mücadele etmekten vazgeçmeyeceğim” diyordu.

Greta haklı. Tek amacı sermaye birikimi ve büyüme olan şirketlerin ve kapitalist devletlerin atacağı adımlar ancak büyük kitlelerin mücadelesi sonucu olabilir. Bu saçmalığa son vermenin ve adil bir dönüşüm sağlamının yolu kapitalizme karşı mücadeleyi yükseltmekten geçiyor.

Özdeş Özbay



Bültene kayıt ol