Arşivcilik suç değildir!

04.12.2017 - 09:40
Arife Köse
Haberi paylaş

Tutuklanan ya da ölen insanlar, arkadaşlarım hakkında yazı yazmaya çalışmak çok zor benim için. Sadece tutuklanmalarına ya da artık hayatta olmamalarına üzüldüğüm için değil, sürekli bu insanların aslında ne kadar değerli ve iyi insanlar olduklarını, terörist olmadıklarını ve asla olamayacaklarını kanıtlama çabası çok dokunduğu için. Masumiyet karinesinin gerçekten işlediği, yani suçu kanıtlanıncaya kadar herkesin gerçekten suçsuz sayıldığı bir dünyada yaşıyor olsaydık keşke. Ama maalesef, günümüzün yerli ve milli tanımının içine girmeyen herkesin “terörist” sayıldığı bir “çamur at, izi kalsın” dünyasında yaşıyoruz. Böyle bir dünyada hâlâ hayatta ve dışarıda olan bizlere de bu devâsâ terörist avının dişlilerinin arasında sıkışıp kalan arkadaşlarımızı o çarkın içinden çıkarıp alma çabası düşüyor.

İşte o dişliye son katılanlardan birisi de arşivci ve yayıncı Emin Şakir.

Arkadaşımdır Emin, yoldaşımdır. Milyonlarca insan gibi o da iyi bir insandır. Hepimiz gibi inandığı değerleri, uğruna mücadele ettiği güzel bir gelecek, işi, hobileri, bir ailesi, arkadaşları vardır.

Onun tutkusu da arşivcilik ve koleksiyonculuktu; biriktirmeyi seviyordu yani. Bilgi biriktirmeyi ve bilgisini başkalarıyla karşılıksız paylaşmayı.

Biriktirme tutkusu ve arşivcilik

1987 yılında Bulgaristan’da doğan, çocukken İzmir’e göç eden ve liseyi Gaziemir Anadolu Ticaret Lisesi’nde ve üniversiteyi 9 Eylül Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümünde okuyan Emin o yıllarda da derslerden çok “biriktirmek”le ilgilenirdi. Zaten üniversiteyi de yarım bıraktı ama hayatının geri kalanında meslek olarak bilgisayar programcılığı yapmaya devam etti.

Çocukluğundan beri sakızlardan çıkan araba fotoğraflarından filmlere, müzik albümlerinden kitaplara kadar birçok şeyi biriktirdi Emin. Biriktirmek, arşivlemek gerçekten bir tutkuydu onda. Tutkularından birisi de Türkiye’de yayınlanan sol dergi ve gazetelerdi.

İlk başta sadece Troçkist yayınları biriktiriyordu. Zaten kendisi de Türkiye’deki Troçkist sol partilerden birisi olan Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) üyesidir. Üniversite öğrenciliği yıllarında ise elindeki bu dergileri bilgisayar ortamına taşıyarak arkadaşlarıyla paylaşmaya karar verdi. Ve 2010 yılında elindeki 100 kadar Troçkist yayını bilgisayar ortamına aktardı. Sitenin adını da solyayin.com koydu.

Daha sonra Emin sitenin Troçkist yayınlarla sınırlı kalmaması gerektiğini düşündü ve siteyi Türkiye’de sol olarak tanımlanan bütün yayınlara açtı. Bu yayınların sahipleri olan gruplarla iletişime geçti, hepsinden yayınlarını istedi. Sitede kendine sol diyen ama aslında ırkçı olan yayınlar dışındaki bütün sol yayınları, kendi görüşleriyle tamamen taban taban zıt olanlar da dahil olmak üzere sitede ücretsiz olarak yayınladı. 2013 yılı itibariyle sitede 124 dergi ve gazeteye ait 4 bin 900 sayıya ulaşılabiliyordu ve bu sayı her geçen gün artmaya devam ediyordu. İlk başta grupları ikna etmek kolay olmamıştı yayınlarını vermeye ama site yavaş yavaş duyulmaya başladıkça insanlar daha Emin istemeden yayınları göndermeye başlamışlardı.

Zamanla site bir çok akademik tarih araştırmasına kaynak oldu. Princeton Üniversitesi ve Washington Üniversitesi web sitelerinde, solyayin.com’u Orta Doğu çalışmalarında yararlanılabilecek kaynaklar arasında gösterdi. Artık site yok ama sitenin adı hâlâ bu üniversitelerin web sitelerinde yer almaya devam ediyor. Böylece Emin’in sadece bir merak, bir tutku olarak başlayan çalışması birçok akademik tarih çalışmasına kaynak oluşturdu, birçok araştırmacının, tarih meraklısının başvuru kaynağı oldu.

OHÂL’in olağanı: Dosyada gizlilik kararı

Bu çalışma akademisyenlerin, araştırmacıların, tarihçilerin ve sol yayınlarla ilgilenenlerin gözünden kaçmadığı gibi devletin de gözünden kaçmadı. Bundan iki yıl önce bir gün evi basıldı, polis bütün arşivine, bilgisayarlarına, telefonuna ve hard disk’lerine el koydu. Hakkında soruşturma başlatıldı.

Ancak bu aralar âdetten ya, soruşturmada gizlilik kararı var, avukatı Funda Ata da dahil olmak üzere hiç kimse Emin’in gerçekten neyle suçlandığını bilmiyordu. Ta ki 28 Kasım 2017’de mahkemeye çıkarıldığı güne kadar. O gün de ve hâlâ dosyayı kimse göremedi ama avukatı Funda Ata, tutuklandığı gün dosyaya site arşivinde kullanılmak üzere derlenmiş yayınların dijital bilgisayar ve telefon çözümlemeleri geldiğini, bu dijital yayınlar ve İzmir’deki Gezi eylemlerine katılması gerekçe gösterilerek terör örgütü propagandasından dolayı tutuklandığını söylüyor. Dolayısıyla şu ana kadar bilinen tek şey Emin’e isnad edilen suç. Ancak dosyadaki gizlilik kararından dolayı bu suçun hangi kanıtlara dayanarak isnad edildiği bilinmiyor.

Emin İstanbul’da yaşıyordu, pasaportu vardı, bu iki yıl boyunca çeşitli kereler yurt dışına gitti ve geri döndü. Dolayısıyla kaçmaya niyetinin olmadığı çok açık. Ne zaman ifadeye çağırılsa gitti ve ifadesini verdi. Polis, evini bastığında bütün arşive el koyduğu için delilleri karartma gibi bir ihtimal söz konusu değil. Yani Emin’in tutuklu yargılanması için hiçbir neden yok, tutukluluk hâlinin bizzat kendisinin bir cezaya dönüşmüş olmasından başka.

Avukatı Funda Ata, Emin’in tutukluluğuna itiraz ettiklerini, ancak serbest bırakılacağı konusunda umutlarının olmadığını çünkü günümüzde genel eğilimin herkesi tutuklamak olduğunu ve zaten OHÂL koşullarının da bunu kolaylaştırdığını söylüyor.

Bilgi ve bilgiye erişim hakkı

Emin’in tutuklanmasının hiçbir hukukî gerekçesinin olmadığını biliyoruz. Ama neden cezalandırmak istendiğini de biliyoruz. Tarih yazımının kontrolü, denetimi, geçmişin bilgisine erişimin kontrolü iktidar olmanın önemli bir parçasıdır. İktidarlar kendi anlatımları dışında başka, alternatif tarih anlatımlarından hoşlanmazlar, alternatif tarih yazımlarını her zaman engellemeye, engelleyemedikleri yerde de itibarsızlaştırmaya çalışırlar. İsterler ki tarihi sadece onlar yazsın.

Emin’in çalışması alternatif bir tarih yazımına kaynak olabilecek bir arşivdi. Sadece bir tutku olarak başlayan biriktirme yolculuğu onu bütün Türkiye sol tarihini, yayınlarını, dergilerini, bu dergilerdeki bilgi ve tartışmaları herkesin erişebileceği açık bir kaynak olarak, hiçbir karşılık almaksızın herkesin erişimine sunduğu bir web sitesi oluşturmaya getirdi. Tabii ki o yayınlardaki yazılar, bilgiler, anlatımlar iktidarların seveceği türden değildi, o yayınlarda okullardaki tarih kitaplarında asla göremeyeceğimiz, okuyamayacağımız başka bir tarih vardı. Emin’i tutuklayarak ve web sitesinin kapanmasına yol açarak sadece onun bilgiye erişim ve bilgiyi paylaşma hakkını değil, bizim de bilgiye erişim hakkımızı elimizden almış oldular.

Bütün iktidarlar gibi bu iktidar da siteyi kapatıp Emin’i tutuklayınca bu bilgilerin ortadan kaybolacağını sanıyor. Ve bütün iktidarlar gibi yanılıyor. Emin cezaevinden çıkacak. Ve bu bilgiler, bu tarih ister solyayin.com gibi web siteleri, ister sözlü anlatımlar, ister yayınlar yoluyla yine kuşaklar boyu aktarılacak.

Arşivcilik suç değildir! Gazetecilik suç değildir!

Arife Köse 

(P24) 

Ufuk Uras yazdı: Emin Şakir niye tutuklu?​

Hak İnisiyatifi: “Arşivcilik suç değildir! Emin Şakir serbest bırakılsın!”

Küresel BAK: "Emin Şakir'e özgürlük!"

Toplumsal Eşitlik dergisi: “Emin Şakir serbest bırakılsın!”

Emin Şakir için... (Meltem Oral)

Emin Şakir’i neden tutukladınız? (Yılmaz Murat Bilican)

Adalet Zemini: “Arşivci, gazeteci Emin Şakir’e özgürlük!”

Nor Zartonk: “Emin Şakir’e özgürlük!”

Antikapitalistler'den Emin Şakir ile dayanışma​

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe: “Emin Şakir serbest bırakılsın”

Emin Şakir niye tutuklandı? (Can Irmak Özinanır)

Avukat Funda Ata: “Emin Şakir için suç isnadı var, dayandığı delil yok”

DSİP üyesi Emin Şakir’e özgürlük!

Patronsuz Dünya ve Sosyalist Alternatif: “Emin Şakir'in özgürlüğü için dayanışmayı büyütelim”​

Yunanistan ve Nijerya’da Emin Şakir’le dayanışma

İşçi Cephesi'nden Emin Şakir'le dayanışma çağrısı​

Yine komşu olacağız, yine aynı yolun yolcusu (Nebiye Arı)

Bültene kayıt ol