Yunanistan’ın borcu (niçin) silinmeli

16.02.2015 - 02:55
Mustafa Çolak
Haberi paylaş

Haftaiçinde, aralarında akademisyen, aydın, gazeteci, sendikacı ve sanatçıların bulunduğu, bendeniz de dahil, 85 kişinin imzasını taşıyan bir metin yayınlandı...

Bu metnin medyada ve sosyal medyada yayınlanmasıyla, destekçileri ve imzacılarının sayısı anında katlanıverdi. Ne istiyorduk, peki, yayınladığımız bu metinde?..

Yunanistan’ın borcunun, en başta da troyka ve onun mekanizmalarına olan kısmının ki borcun %70’inden fazlasını oluşturuyor, hemen, tek taraflı olarak, silinmesini!

Bu, Yunanistan’da yoksulluğun son bulması ve halkın refahı için kaçınılmaz tek çözüm...

Borcu ödemek yerine işsizlerin desteklenmesi (ki ekonomik olarak desteklenmeyen işsizlerin oranı %82’ye ulaşmış durumda); sağlık, eğitim, kültür alanına yatırım yapmaktır çünkü “aklın yolu”...

Geçmişte aynı şeyi yapmış örnekler de var: Arjantin, Rusya, Ekvator, İzlanda...

Yunanistan hükûmeti, eğer gerçekten refahı sağlamak ve daha önceki hükûmetlerin yaptığı gibi gelecek nesilleri borç yükünün altına sokmamak istiyorsa, bunu yapmalı. Ve bunu 5 maddeye dayandırarak yapmalı:

1 - 2010-2014 arası “felâket yılları”nda Yunanistan’da işsizlik %27’ye fırlamış olup, maaşlar ortlama %40 oranında düşmüş, 100.000’in üzerinde genç göç etmiş, en az 5.000 kişi ekonomik sebepler yüzünden intihar etmiş;

2 – Borcun halk tarafından denetlenecek bir uluslararası komisyonca incelenmesi, çünkü alınan paranın %92’si kreditörlere veya bankalara geri dönmüş olup, halkın ihtiyaçları için kullanılmamış;

3 – Borcun Yurtiçi Gayri Safi Milli Hasıla’nın (YGSMH) %115’inden %180’e çıkmasında kreditörlerin sorumluluğu;

4 – Uluslarası güvenilir kaynaklara göre 1 Trilyon civarında hesaplanan, İkinci Dünya Savaşı’ndan Almanya’nın Yunanistan’a ödemesi gereken tazminatla “ödeşmek”;

5 – Birleşmiş Milletler’in Eylül 2014’te, Arjantin’in teklifi üzerine aldığı, devletlerin egemenliğini “yutucu sermaye elleri”nden koruma kararı.

Böylece, troykaya karşı halkını savunmuş olacaktır, Yunanistan hükûmeti.

Şunu da eklemeden geçmeyeyim: Borcun silinmesi, Avrupa halklarının değil, sadece uluslararası sermayenin ve troykanın aleyhine. Yunanistan’a verilen borçlar, Yunanistan halklarını değil, bankalarını ve elit kesimlerini “kurtardı”. Ve Avrupa halklarına Yunan bankalarını “kurtarmak” isteyip istemedikleri asla sorulmadı!

Ve gelelim zurnanın “zırt” dediği yere:

Yunanistan hükûmetinin bunu yapması durumunda, Eurozone’dan ve AB’den atılması söz konusu olur mu?

Sanmıyorum. Ancak olsa bile, burada kaybeden Yunanistan değil, Almanya ve Euro olacaktır. AB kılavuzluğunda olmayan bağımsız bir sanayi politikasıyla Yunanistan, hem işsizliğe çözüm bulacak, hem de kalkınacaktır.

Kısacası, korkmamız için hiçbir sebep yok.

Bırakalım da egemenler ve bankalar korksun.

Mustafa Çolak

[email protected]

Bültene kayıt ol