Kapitalist ekonomi ve sıcak hava dalgaları

08.07.2017 - 12:21
Nuran Yüce
Haberi paylaş

Daha öncesinden alışık olmadığımız ya da çok nadir görülen hava olaylarını birbiri ardına yaşar hâle geldik.

On gün öncesine kadar “bu yıl yaz gelmeyecek” dedirten mevsim normallerinin altındaki sıcaklıklar bir anda radikal biçimde değişti.  Türkiye’nin güney ve batı bölgelerinin sıcaktan kavrulduğu, illerde sıcaklık rekorları kırıldığı haberleri ardı ardına geldi. 1929’dan beri ölçüm yapılan Antalya’da termometreler kayıtlı tarihteki -yani 88 yılın- en yüksek sıcaklık değeri olan 45,4’ü gösterdi. Bu değerle Antalya’da 2007 yılında kırılan 44,8 derecelik sıcaklık rekoru, 2017’de kırılmış oldu.  İstanbul 106 yılın en sıcak günlerini yaşadı. Adana, Diyarbakır, Muğla, Balıkesir ve başka birçok şehirde durum aynıydı. Termometreler bu kadar yüksek değerleri gösterirken hissettiğimiz sıcaklıklar ise 5-6 derece daha fazlaydı. Bunun nedeni ise ağaçlardan, bitkilerden yoksun, her tarafı betona boğulmuş kentlerde yaşıyor olmamız ve nem oranlarıydı.

Sıcak daha sıcak

Uzmanlar Türkiye’yi etkileyen bu aşırı sıcakların nedenini “güneyden gelen sıcak hava akımı” olarak açıkladıkları anda İran’ın güneybatısındaki Ahvaz kentinde sıcaklık 54 derece olarak ölçülmüştü. 1.1 milyon insanın yaşadığı kentte yüksek nem oranıyla birlikte dayanılmaz boyutlara ulaşan sıcaklık karşısında insanlar evlerinden çıkamazken, hayat durmuş. Uzun zamandır Ortadoğu’da yüksek sıcaklık dalgalarının artacağı ve yüzyılın sonunda bölgenin insanlar için yaşanamaz hale geleceği söyleniyor. 54 derece, sıcaklık değerlerinin modern bir biçimde ölçülmeye başladığı günden itibaren ölçülen en yüksek değer. Bu kadar yüksek sıcaklık ilk kez 2013 Haziran ayında Kaliforniya’da bulunan Ölüm Vadisi’nde, ardından 2016 Temmuz ayında Kuveyt’in Mitribah kentinde ölçülmüş.

Nedenini biliyoruz, durdurabiliriz!

1880 yılından bu yana ölçülen NASA verilerine göre, 2016 kayıtlı tarihteki en sıcak yıldı. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) aynı yıl, Kuzey Kutbu ve Antarktika’da deniz buzullarının rekor düzeyde gerilediğini de dünyaya duyurmuştu. Bu kadar olumsuz gelişmenin yaşandığı 2016 yılı içinde, 2017’nin en sıcak yıl rekorunu kırmasının düşük bir ihtimal olduğu, ancak en sıcak 5 yıl arasında olacağı öngörülmekteydi. Öngörülenlerden daha kötüsünü yaşıyoruz. Aslında iklim değişikliğinin etkilerini 1980’li yıllardan beri küresel ölçekte yaşıyoruz. Sıcak hava dalgaları, kuraklık, rekor düzeyde yağışlar, seller, orman yangınları. İklim değişikliğinin şiddetlendirdiği tüm bu hava olaylarının bizler için anlamı susuzluk, açlık, daha fazla yoksulluk, hastalık, savaş, yıkım ve göç demek. İnkara yer bırakmayacak şekilde tüm bilimsel veriler iklim değişikliği ile aşırı hava olaylarının doğrudan bağını gösteriyor. Aşırı sıcaklar, yağışlar istisnai bir durum değil. İklim değişikliğini durdurmak için eğer bir şey yapmazsak bu yıl, sonraki yıl ve daha sonraki yıl bahsedilen aşırı hava olaylarının daha da artığını göreceğiz.

Dünyanın sıcaklığı her geçen gün artıyor. Sıcaklığı artıran neden ise bilimsel olarak; petrol, kömür ve doğalgazın kullanımı sonucu atmosferde sera etkisi yapan gazların salımı ile bitki örtüsünün hızla yok edilmesi. Tüm insanlık ve canlı türleri açısından ekolojik bir yıkımın eşiğindeyiz. Bu yıkımın eşiğinde dile getirilmeyen bir gerçek ise iklim değişikliğini yaratanın da, durdurulması için gerekli olan adımların atılmasında engel olanın da kapitalist ekonomi olduğu. İklim değişikliğinin nedeni kâr ve sürekli büyümeye muhtaç olan kapitalist sistemdir. Bu gerçeği yüksek sesle dile getirmek zorundayız.

Nuran Yüce

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol