İşçilerin birleşik mücadelesini güçlendirelim

22.05.2017 - 08:07
Faruk Sevim
Haberi paylaş

Referandumun kutuplaştırıcı atmosferi giderek dağılıyor. 1 Mayıs’ta pek çok yerde işçi örgütleri ortak 1 Mayıs kutlamaları gerçekleştirdiler.

Enflasyonun ve işsizliğin hızla yüzde 15’lere doğru yükselmesi, işçi sınıfını birlikte mücadele konusunda daha da kararlı hale getiriyor. Enflasyon nedeniyle şimdiden ücretlerde önemli erimeler meydana geldi. Türk-İş Nisan ayında 4 kişilik ailenin açlık sınırını 1518 TL, yoksulluk sınırını 4945 TL olarak açıkladı. Asgari ücret 1400 TL, toplu sözleşme imzalanan işyerlerinde işçi ücretleri ortalama 1700-2000 TL bandında.

Bu yılın sonuna kadar enflasyonun yüzde 20’ye ulaşması mümkün, bu nedenle sendikaların toplu sözleşmelerde ücretlere en az yüzde 25 zam istemesi gerekiyor. Patronlar ise ekonomik durgunluk nedeniyle ücretlere zam yapmaya yanaşmıyorlar, örneğin Kocaeli Yıldız Sunta fabrikasında ortalama 1750 TL ücret alan işçiler geçen hafta greve çıktı. Türk-İş’e bağlı Ağaç-İş sendikasına üye işçiler 2010 yılından beri ücret zammı almadan çalıyordu.

Şişe-cam ile Kristal-İş sendikası arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden sonuç alınamadı, 7 fabrikada grev kararı alındı.

Düzce’de TEKNOROT fabrikasının patronuyla Türk Metal arasında imzalanan sözleşmeye işçiler itiraz ettiler, direnişe başladılar. 1200 işçinin çalıştığı fabrikada işçiler ortalama 1760 TL ücret alıyorlardı, 500 TL zam istemlerine karşılık sendika 200 TL zamma imza attı.

2015’te Metal Fırtınası denen eylemlere damgasını vuran işçiler, bu yıl yeniden toplu sözleşme imzalayacaklar. 231 işyerinde 95 bin Türk Metal üyesini ilgilendiren toplu sözleşme Ağustos sonuna kadar imzalanmak zorunda, yoksa işçilerin grev hakkı doğuyor. İşçiler 2015 yılında kabul ettiremedikleri konuları hem sendikanın (Türk Metal’in) hem de patronların önüne koyacaklar. Eylemler sonrasında işyerlerinde öncü işçiler işten atıldıkları için patronlar işçilerin bir şey yapamayacağını sanıyorlar. Ama gerçek durum bu değil. 2015’teki talepler bu toplu sözleşme döneminde karşılanmaz ise direnişlerin tekrar başlaması kaçınılmaz. Bu defa işçileri kimse durduramaz.

Gündemdeki önemli bir gelişme de Türk-İş, Hak-İş, KESK ve DİSK’in OHAL uygulamalarına karşı ortak bildiri yayınlanması. Yayımlanan ortak açıklamada, 15 Temmuz darbe girişimi kınanırken, sonrasında hükümetin KHK’lar aracılığı ile gündeme getirdiği uygulamalar da eleştirildi.

İşçilerin birleşik mücadelesi için koşullar hızla olgunlaşıyor, evet-hayır kutuplaşmasına kapılmaksızın birleşik mücadeleyi güçlendirmeliyiz.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol