Kürtlerin kazanımı için barışa söz ver

06.02.2015 - 09:45
Yıldız Önen
Haberi paylaş

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Birikim dergisine verdiği röportajda, çözüm süreci boyunca Kürt halkının elde ettiği kazanımların muazzam boyutlarda olduğunu söylüyor.

Demirtaş, toplumun ilk defa bütün katmanlarıyla ve derinlemesine Kürt sorunuyla yüzleşmeye başlamasını en büyük kazanım olarak görüyor. “ (...) şu bir buçuk yıl içerisinde kat ettiğimiz mesafe, 24 yıl içerisinde kat ettiğimiz mesafenin birkaç katıdır. Toplum ilk defa Kürt sorunu nedir, Kürtler ne istiyor, Kürtler kimdir, tanımaya ve tartışmaya başladı. Ve işte anketlere göre yüzde 84-85 oranında ‘Kürtlerin hakları verilmeli, çözüm süreci makuldur, görüşmeler yapılmalı’ noktasına gelindi” diyen Demirtaş, bu gelişmeyi “en büyük ve kalıcı kazanım” olarak değerlendiriyor.

Ne yazık ki, çözüm sürecini böyle kavrayan insan sayısı, en geniş sol muhalefet içerisinde oldukça az.

Çözüm süreci, Kürt halkının sözcüleri ve bizzat Kürt halkının hemen hemen bütünü tarafından kavranmış durumda. Batıda emekçilerin büyük çoğunluğu tarafından destekleniyor. Ama örgütlü güçler, demokratlar, muhalifler açısından Kürt sorununda çözüm süreci hep şüpheli bir gelişme olarak görüldü.

Hep böyle algılandı.

Irkçılar, aşırı sağcılar ve faşistler, zaten Kürtlerle masaya oturup bir çözüm süreci tartışmasının yapılmasına karşıydılar. Ama solun çözüm sürecine şüpheyle yaklaşması, süreci Kürt halkının omuzlarına yüklemesi anlaşılır gibi değil.

Aslında anlaşılır: Masanın bir ucunda AKP’nin oturuyor olması, sürecin AKP hükümeti döneminde başlamış olması, kemalist bakış açısının bazı kesimlerce benimsenmiş olması, Kürt halkının örgütlü güçlerine duyulan güvensizlik, Kürtlere tepeden bakma ve akıl verme hastalığını derinleştiren kibir... bunların hepsi, sürecin üvey evlat muamelesi görmesine zemin hazırladı.

Sonuçta halkın şu ya da bu nedenle bu kadar büyük bir destek sunduğu bir süreç, eylemlerle, kampanyalarla, sürecin üzerinde basınç yapacak bir hareket hâline dönüştürülmedi.

Oysa yapılması gereken bu.

Süreci destekleyen, sürece baskı yapan bir hareket inşa etmek.

İşte Barışa Söz Ver başlıklı kampanyanın amacı bu. Çözüm sürecini önemseyen, süreci tarihsel bir viraj olarak gören, sürecin gerilemesine izin vermemeye kararlı olanların, sürecin kalıcı bir barış sürecine dönüşmesi için başlattıkları bir girişim.

Girişim ilk adımını 21 Şubat’ta İstiklal Caddesi’nde bir etkinlikle atacak.

Barışa söz veren, söz vermek isteyenler sokakta buluşacak.

Yıldız Önen

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Barışa Söz Ver kampanyasının 21 Şubat yürüyüşü etkinliği için tıklayın.

Bültene kayıt ol