Ahmet Türk barışın simgesidir

24.01.2017 - 22:31
Yıldız Önen
Haberi paylaş

Bu satırları yazarken Ahmet Türk mahkemeye çıkartılmıştı. Tahliye edilecek mi edilmeyecek mi? Ahmet Türk’e sorsak bir önemi olmadığını söyleyecektir. Zindanların tecrübelisi olarak partisinin eş genel başkanları, milletvekilli üyeleri, binlerce insan tutukluyken, kendi ismi etrafında bir tartışmanın sürmesinden memnun kalmayacağı açık.

Yine de daha önce de bu köşede altını çizdiğim bir gerçeğe bir kez daha değinmek istiyorum:

“Ahmet Türk, Türkiye’de demokrasi mücadelesinin kaderiyle özdeş bir kader yaşıyor. Demokrasinin çıtasının nerede olduğunu mu ölçmeye çalışıyorsunuz, Ahmet Türk’e bakın, onun nerede olduğuna bakın.

Ahmet Türk cezaevindeyse, Türkiye’de demokrasinin standartları yerlerde sürünüyor demektir.

Düşünce özgürlüğü gerilemiştir.

İfade özgürlüğü baskı altındadır.

Örgütlenme ve gösteri özgürlüğü ise ağır bir darbe almış demektir.” (Sosyalist İşçi, 580. Sayı)

İster darbeye karşı mücadele olsun isterse teröre karşı, bu her iki mücadeleyi de sulandırmanın en etkili yolu Ahmet Türk’ü zindana koymaktır. 12 Eylül darbesinin Diyarbakır Cezaevi’ne hapsettiği Ahmet Türk, darbe karşıtı bir mücadelenin ürünü olarak hapsedilmemiştir.

Ama aynı Ahmet Türk’ün 2010 yılında söylediklerini hatırlayınca, terörle mücadele kararlılığının sonucu olarak hapse atılmadığı da açık. “Yıllar önce, “Biz konuşulacak son kuşağız” diyen Ahmet Türk, daha sonra bir röportajında “son kuşak”la ne demek istediğini şöyle açıklıyordu: “Demokratik siyasette insanlar öğreniyor, olgunlaşıyor, olaylara bakışı değişiyor. Gençken daha radikal çözümler talep edebilir ama siyaset yaptıkça olgunlaşıyor. Şimdi o olgunluğa sahip insanlar cezaevine atılıyor.” (Sosyalist İşçi, 580. sayı)

Ahmet Türk, mutlaka serbest bırakılmalı. Belediyelere kayyum atanmaya son verilmeli. HDP eşgenel başkanları, vekiller, üyeler serbest bırakılmalı. Terörle mücadele etmek mi istiyorsunuz? Bu mücadelenin en doğru yöntemi, milyonlarca insanın oy verdiği, seçtiği, belediye ve parti yönetimlerine, TBMM’ye yolladığı insanları serbest bırakmaktır.

Barışı savunma olgunluğuna sahip olanların, diyaloğu her daim savunduğunu her şiddet eyleminin ardından yaptıkları açıklamalarla gösteren Ahmet Türk gibi Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması, demokrasiye, diyaloğa, çözüme olan inancın yeşermesini sağlayacaktır. Konuşulacak son kuşak olduğunu söyleyenleri ciddiye almak, konuşarak çözümün kapılarını açacak olan insanlara gözümüzün bebeği gibi bakmak lazım.

Yıldız Önen

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol