Sivil bacak

05.12.2016 - 09:42
Ahmet Kuzik
Haberi paylaş

Bizler hep derin devlet diyoruz, kurucu irâde diyoruz, militarist çekirdek diyoruz, halâskâr zâbitan diyoruz, maliye diyoruz, mülkiye diyoruz, üst seviye bürokrasi diyoruz, diyoruz...

Haklı olarak bunları diyoruz da, bu saydıklarımız hep “resmî cenâhı” işâret eden tanımlar, devlet tarafı yâni.

Oysa bunların bir de sivil bacağı var.

Bacak dediysem, lâfın gelişi. Bildiğimiz beton kazık aslında.

Şahmerdanla çakılmış...

***

Emval-i Metrûke’den pay almış, pay vermişler var.

Tabî bunların günümüzdeki mîrasçıları ve o mâlum mîrasları da var...

Mîrasçılar sâdece dedelerinin servetlerini tevârüs etmediler.

Suçlulara mahsus o muazzam korkuyu da tevârüs ettiler.

Temel dert(leri), en büyük dert(leri) bu.

Hem o şâibeli servetlerini muhafaza etmek peşindeler hem de geçmişlerini örtmek.

Ödleri patlıyor sırları fâş olacak diye. 

Ergenekon, Balyoz gibi dâvâlar ilk patladığında bu cenahtan (devlet mekanizmasının sivil şürekâsı diyelim) azıcık bahsedildi. Ama gerisi -hatırladığım kadarıyla- gelmedi. 

***

Meselâ bir “Beykoz Konakları”ndan bahsedilmişti. “Encümen-i Dâniş” denilmişti.

Tekaüt paşaların, hâkimlerin, iş adamlarının, bürokratların özel kulüplerde toplandığı, “Encümen-i Dâniş”i bunların teşkil ettiği yazılmıştı. 

Bu odakların devletin “işleyişine şekil verdiği”nden bahsedilmişti.

Bunlar gizli şeyler de değil, çoğumuzun bildiği, gazetelerin yazdığı mevzular.

***

Devlet mekanizmasının sivil şürekâsından daha çok bahsedilmesi lâzım diye düşünüyorum. 

Bugün her ne fenâlık yaşanıyorsa bunların ortak fâili bu “sivil devlet” esasında.

AKP ile ortaklığı desteklemelerinin temel sebeplerinden önemli birisi de servetlerini, imtiyazlı hayatlarını ve sırlarını muhafaza ve müdafaa edebilmek.

Bunu da kiminle hayâta geçirecekler? Askerle elbette. 

***

Vehbi Koç’un cunta şefi Evren’e yazdığı o felâket mektuptan bir paragrafı hatırlarsak vaziyet daha net görülebilir:

“Komünist Parti’nin, solcu örgütlerin, Kürtlerin, Ermenilerin, bir takım politikacıların kötü niyetli teşebbüslerini devam ettirecekleri muhakkaktır, bunlara karşı uyanık olunmalı ve teşebbüsleri mutlaka engellenmelidir.

Zât-ı âlilerine ve arkadaşlarınıza muvaffakiyetler temenni ediyorum.

Emrinize âmâdeyim.”

Ahmet Kuzik

[email protected]

Bültene kayıt ol