Grev hakkı tartışma konusu yapılamaz

18.10.2016 - 13:19
Faruk Sevim
Haberi paylaş

Patronların en tehlikeli ve işçi düşmanı örgütü olan MESS (Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası) grev hakkının ortadan kaldırılması için yeni bir tartışma başlattı.

MESS, patronların en acımasız ve baskıcı savaş örgütüdür. 12 Eylül darbesinin arkasında MESS vardır. 24 Ocak kararları MESS tarafından dikte ettirilmiş, MESS başkanı Turgut Özal daha sonra 12 Eylül hükümetinde Başbakan Yardımcısı olmuştur. Darbe sonrası oluşturulan tüm baskıcı iş yasaları ve yüzde 10 barajı gibi düzenlemeler MESS’in dayatmalarıdır. 28 Şubat darbesinin arkasında MESS vardır. İşçi düşmanı faaliyetlerini her zaman sürdüren MESS, Türkiye’de derin devletin en önemli kurumlarındandır.

MESS kendi yayın organı olan SİCİL dergisinde uluslararası kaynaklarda, özellikle ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmelerinde grev hakkından söz edilmediğini öne sürüyor. Oysa söz konusu sözleşmede “sendikaların işçi sınıfının çıkarlarını korumasının bir hak olduğu” yazılıdır. İşçi sınıfının çıkarlarını korumak için sendikaların elindeki en önemli silah grev hakkıdır. Grevin bir hak olduğu, ILO’nun 50 yıllık faaliyetinde yerleşmiş bir kuraldır.

ILO’nun 1983 yılında yaptırdığı bir araştırma raporunda, Uzmanlar Komitesi, Sendika Özgürlüğü Komitesi’nin varmış olduğu sonucu şöyle tekrarlamıştır: “Grev hakkı, işçilerin ve onların örgütlerinin sosyal ve ekonomik çıkarlarını korumak için kullandığı asli araçlardan biridir”. O sıralar bu tespite işverenlerden hiçbir itiraz gelmemişti. “Grev hakkının ve sendikal eylemin sendika özgürlüğü ilkelerinin ayrılmaz bir parçası olduğu” 1997′de bir kez daha teyit edilmişti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2009′da Türkiye’yle ilgili bir vakada, grev hakkının varlığını, ILO Sözleşmesi’nin koruduğu sendika özgürlüğünün asli bir unsuru olarak kabul etmiştir. Dünyada en az 90 ülkede grev hakkı anayasalarda yer almaktadır.

Hiçbir sendika greve laf olsun diye çıkmaz. İşi durdurma hakkı esas olarak sendika ve toplu sözleşme özgürlüğüyle bağlantılıdır. Grev hakkı olmaksızın, toplu sözleşme hakkı “toplu dilenme” hakkından başka bir anlama gelmez.

MESS’in grev hakkına karşı başlattığı bu saldırıyı tüm sendikalar ciddiye almalı ve grev hakkının tartışma konusu yapılmaması için çaba göstermelidir. İşçi sınıfı grevin neden bir hak olması gerektiği konusunda sürekli bilgilendirilmelidir.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol