Başkanlık değil demokrasi

14.10.2016 - 09:04
Şenol Karakaş
Haberi paylaş

Bu, başkanlık tartışması gündeme girdiğinden beri temel önerimiz oldu: Başkanlık değil demokrasi!

Şimdi, MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından gündeme getirilen başkanlık ve yeni anayasa tartışması sırasında, ısrarla, yeniden ele almak zorundayız: Başkanlık değil demokrasi.

Gazeteci İsmet Berkan, başkanlık sistemini savunduğunu zira kuvvetler ayrılığı, şeffaflık ve denetlenebilirlikle birlikte düşünülmesi gerektiğini söylüyor. Aynı yazısında, Demokrasinin Çeşitleri başlıklı projenin, seçim, özgürlük, katılımcılık, rızaya dayalı olmak, müzakerecilik ve eşitçilik gibi kriterler açısından Türkiye’de demokrasinin son yıllarda tümüyle gerilediğin aktarmışken hem de.

Kuşkusuz 15 Temmuz darbesi demokrasinin gerilemesinde başat rol oynadı ama darbe püskürtüldükten sonra sürdürülen mücadele, özü itibarıyla polisiye önlemler toplamı, keyfilik ve OHAL uygulamalarının kalıcı yasa maddeleri haline getirilmesi girişimleri, kısaca düşünce, ifade, gösteri ve örgütlenme özgürlüklerinin önündeki engelleri büyütüyor.

Şimdi, bu engelleri büyütenlerin gündeme getireceği başkanlık tartışmasının kuvvetler ayrılığına özel bir önem vereceklerini düşünmek için hiçbir neden yok.

Adalet Bakanı’nın fiili bir başkanlık rejimi olduğunu söylediği bir yerde, başkanlık tartışmasından adalet çıkmasını beklemek doğru değil.

Bu tartışmaya girmek de doğru değil.

Bu türden her tartışma, 15 Temmuz sonrası kısa süreliğine oluşan politik iklimin süreklilik kazanması halinde mümkündü. CHP Taksim’de miting yapmış, HDP darbe karşıtı 7 miting örgütlemiş, darbeyi püskürten hareket yumuşama, diyalog ve uzlaşma kapılarını açmışken, darbeyi durduran hareket mecliste dört partiyi uzlaşma metniyle bir araya getirmişken bu tartışmaları yapmak mümkündü. Ama AKP-MHP ittifakının yerli ve milli ısrarı, OHAL ilanı, OHAL’in darbeye hiç bulaşmamış, ömrü darbelere karşı mücadeleyle geçmiş aydın, yazar, gazetecilerin de arasında olduğu binlerce insana baskı uygulamanın aracı haline dönüşmesi, demokrasi yönünde açılan fırsatın heba edilmesi oldu.

Bu nedenle, bugün yapılması gereken tartışma başkanlık tartışması değil, demokrasi tartışmasıdır. Anayasa değişikliği tartışması, anayasanın kişi hak ve hürriyetleriyle ilgili ne temel güvencelerin askıya alındığı koşullarda nasıl yapılabilir? OHAL sona ermeden başkanlık tartışması yapmak, AKP’nin AKP’yle yarışacağı bir seçim ve referandum tartışması olur. Başka da bir şey olamaz.

Şenol Karakaş

[email protected]

Bültene kayıt ol