Acil görev: Tek sınıf tek sendika

12.10.2016 - 16:03
Faruk Sevim
Haberi paylaş

İşçi sınıfının sorunları giderek artıyor, derinleşiyor. İş cinayetleri, güvencesiz çalışma, işsizliğin artışı, kiralık işçi yasası, sendika üyelerinin işten çıkarılması gibi olumsuzluklar devam ederken, işçi sınıfının olanlara ses çıkarmaması isteniyor.

Hükümet, işçilerin kıdem tazminatını fona devretmeye hazırlanıyor, memurların iş güvencesini yok etmeyi planlıyor. Verilen sözlere rağmen, taşeron işçiler her türlü haktan, iş güvencesinden yoksun çalışmaya devam ediyor. Yeni özelleştirmeler gündemde. Resmî enflasyon yüzde 10’larda dolaşırken, asgari ücrete, kamu çalışanlarına ve emekli maaşlarına yüzde 3 zam yapılıyor.

AKP iktidarı, ekonomik krizi ve Ortadoğu’daki gelişmeleri kendi belirlediği militarist yöntemlerle çözmek için giderek otoriterleşiyor, bu otoriterliğini de asıl olarak işçi sınıfı üzerinde uyguluyor. Yerli ve millî bir toplum yaratma isteği işçi sınıfına dayatılmış durumda ve genel olarak sendikal yönetimler devletin bu dayatması karşısında sessiz kalıyor. İşçi sınıfı ağır ırkçı, milliyetçi ideolojik saldırılar karşısında işini, aşını kaybetmemek için hareketsiz kalmış durumda.

Bütün bu olumsuzlukların en önemli sebebi sınıfın bölünmüş olması. Türkiye’de 3,3 milyon sendikalı işçi başlıca altı konfederasyona ve 200 sendikaya bölünmüş durumda. İşçi sınıfının bu bölünmüş sendikal yapısı, başarısının önündeki en büyük engel.

İşçi ve memur  sendikalarında ve üst örgütleri olan konfederasyonlarda binlerce sendika bürokratı her gün düzenli olarak işine gidip geliyor, ama işçi sınıfının mücadelesi için parmağını kıpırdatmıyor. Çünkü onların asıl işi işçi sınıfının çıkarlarını korumak değil, sendikal bürokrasiyi ayakta tutmak.

Üstelik bu sendikaların büyük bir çoğunluğu sınıf kimliklerinin dışında laik, dindar, seküler, Müslüman, milliyetçi gibi etiketlerle anılmakta. AKP iktidarının kutuplaştıran diline karşı, sendikalar sınıfı birleştiren, işçi-memur gibi ayrımları ortadan kaldıran, eylemlerde diğer emek örgütleri ile bir arada olmaya çalışan bir örgütlenme ve mücadele hattı izlemelidir. Bölünmüşlükleri buna engel oluyor.

İşçi hareketinin önündeki en önemli görev sendikal bölünmüşlüğü aşmak, direnişlerini birleştirmek, patronlara karşı sınıfın ortak mücadelesini örgütlemek, tek sınıf- tek sendika perspektifini hayata geçirmektir. “Tek sınıf, tek sendika, tek yumruk” sloganı her zamankinden daha acil bir görevdir.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol