Demokrasinin sınırı ve milletvekillerinin dokunulmazlığı

06.10.2016 - 14:42
Yıldız Önen
Haberi paylaş

15 Temmuz’da Meclis darbeciler tarafından bombalandığında, demokrasiye inanan herkes öfkelendi. Dört parti Meclis’te ortak darbe karşıtı bildiriye imza attı. Meclis, demokrasinin kalbi olarak bir kez daha yüceltildi.

Fakat darbeye karşı çıkan dört partiden birisi, yine Meclis aritmetiği tarafından baskı altına alınıyor. 15 Temmuz’dan önce, milletvekillerinin dokunulmazlığıyla ilgili meclis oturumunda AKP-CHP-MHP oylarıyla birçok milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılmıştı. HDP’li 41 vekil hakkında 278 fezleke hazırlanmış durumda. Sadece Selahattin Demirtaş hakkında 57, Pervin Buldan hakkında 46 fezleke var. Diğer partilerden milletvekilleri hakkında da fezlekeler var, ama çok açık ki önemli olan HDP’li vekillerin durumu.

Dokunulmak istenen parti, HDP!

Milletvekillerine de dokunulursa, Kürtlere, Türkiye’de parlamenter demokrasinin kendilerini kapsamadığı temel mesajının verilmesi süreci tamamlanmış olacak. Kürtlerin oylarıyla seçilen belediyelerde belediye eşbaşkanlarının tutuklanmasının ardından kayyum atandı.

1 Kasım seçimlerinde 5 milyon 148 bin 65 kişi HDP’ye oy verdi. HDP 59 milletvekiliyle Meclis’teki üçüncü büyük parti. HDP’li vekillerin dokunulmazlığını kaldırıp gözaltına almak ya da tutuklamak, oy veren 5 milyondan fazla insana, “Sizin oylarınızın hiçbir önemi yok” mesajını vermek anlamına gelir.

Eğer demokrasinin içi boş bir kabuk haline gelmesi istenmiyorsa, HDP’li vekillere dokunulmaz. Daha önce de Kürt milletvekilleri meclisten uzaklaştırılıp hapsedilmişti. Aynı hatayı tekrar tekrar yapıp hep farklı sonuçlar beklemek, Türkiye demokrasi tarihinin garipliklerinden biri.

Çözüm ve diyalog, en çok şimdi, bugün lazım! 

Yıldız Önen

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol