Darbecilerle mücadele bu değildir

27.09.2016 - 14:23
Faruk Sevim
Haberi paylaş

On bir binden fazla öğretmenin “bölücü” diye işten atılması, işçi sınıfının birleşik mücadelesine vurulan çok ağır bir darbedir. Atılan öğretmenlerin büyük çoğunluğu KESK üyesi. Yıllardır işçi sınıfının birliği, Kürt-Türk kardeşliğinin sağlanması ve demokrasinin gelişmesi için mücadele eden öğretmenler.

Öğretmenlerin geri dönüşü sağlanamazsa, geri kalan işkollarında da saldırıların ardı arkası kesilmeyecektir. İşçilerin birleşik mücadelesi bu saldırılara karşı koymak açısından çok önemlidir.

AKP hükümeti, işçileri “Kürt”-“Türk” diye bölüyore, “Kürt” dediklerini darbecilerle aynı zeminde göstermeye çalışıyor ve işten atıyor. Bu bölücülük giderek sendikal hareketi de güçsüzleştirecektir. Sendikalar bu gidişata dur demelidir.

15 Temmuz darbesine zemin hazırlayan en önemli gelişme, Kürt sorununda savaş politikalarının devreye girmesidir. Darbeci iklimi dağıtmak için, Kürt sorununda barış sürecinin devreye girmesi, Kürt halkının temel haklarının kabul edilmesi ve bu hakları güvence altına alacak bir demokratik anayasanın hazırlanması gerekir. Oysa iktidar Kürtlerin haklarını savunanlara karşı, önceki dönemlerden daha sert politikalar uygulamaya başladı.

15 Temmuz darbesi, işçi ve emekçilerin sokağa çıkması ve tanklara karşı direnmesiyle püskürtüldü. Sendikalar kalkışmanın başladığı ilk anlardan itibaren darbeye karşı direniş çağrısı yaptı, işçi sınıfının büyük bir çoğunluğu darbeye karşı direndi.

Darbeye karşı çıkmak için sokaklara inen işçiler, aynı zamanda Kürt-Türk kardeşliğini savunan işçilerdir. Darbelere direnen işçiler olarak daha adil ve demokratik bir düzende yaşamayı hak ediyoruz. Kürt sorununda barışçı bir çözüm gerektiği, başta işçiler olmak üzere herkesi içine katan barışçı demokratik bir sürecin işlemesi gerektiği ortada.

Demokratik, adil, insanlara, kimliklere, özgürlüklere, Kürt halkının haklarına ve emeğe saygılı bir Türkiye’ye ihtiyaç duyuyoruz. Şuna eminiz ki, darbecilerin hükmettiği bir Türkiye, baskının, işkencenin, geri kalmışlığın ve yoksulluğun Türkiye’si olacaktı. Yine eminiz ki, darbe girişimi sonrası ortaya çıkmakta olan otoriter bir Türkiye de benzer şekilde olacaktır. İşte bu nedenle, darbecilere karşı mutlak bir zafer elde etmenin yolu öncelikle Kürt sorununda barışçı ve adil bir çözümün sağlanmasından geçer. Kürtlerin haklarını savunanları işten atmaktan değil.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol