Petrol krizi dinmek bilmiyor

27.09.2016 - 07:30
Atilla Dirim
Haberi paylaş

Petrol fiyatları, kapitalizmin mezarını kazmaya devam ediyor.

Bir yandan dünya ekonomisinin büyüme beklentisinin düşmesi, öte yandan petrol üreticisi ülkeler arasındaki rekabet, petrol fiyatlarının hızla düşmesine neden oldu. Petrol üreticisi olmayan ama dev petrol şirketlerine sahip ülkelerle, ekonomisi neredeyse tümüyle petrole bağlı bulunan ülkeler bu durumdan yoğun bir şekilde etkilenmeye devam ediyor.

Düşen fiyatlar

2015 yılının başlarından itibaren petrol fiyatları bir anda tepetaklak oldu. Fiyatlar büyük bir hızla ve kimsenin öngörmediği şekilde 30 dolara kadar düştü, hatta daha da altını gördü, uzunca bir süre bu seviyelerde kaldıktan sonra, geçtiğimiz haftalarda 50 dolara kadar yükseldi, sonra 40-45 dolar bandında seyretmeye başladı.

Petrol fiyatlarının düşmesinin nedenleri hakkında çok spekülasyon yapıldı. Bunun Rusya'ya karşı Amerika'nın bir oyunu olduğu, Amerika'nın kontrolündeki Suudi Arabistan'ın üretimi kasten kısmadığı, hatta artırdığı yazılıp çizildi. Oysa fiyatların düşmesinden en fazla etkilenen ülkelerin başında Suudi Arabistan geliyor. Öyle anlaşılıyor ki, Suudi Arabistan'ın bütçesinin olağanüstü büyüklükte bir açık vermesine karşın, hem yüksek maliyetli kaya gazı çıkaran ABD'nin, hem de ezeli rakibi İran'ın kendisine rakip olmasını önlemek ve pazar payını yitirmemek için üretimi azaltmaya yanaşmıyor.

Bu ülkede bu yılın başlarından bu yana sosyal haklarda çeşitli kısıtlamalara gidildi, benzin, gaz ve elektrik fiyatları arttı, kısmen ücretsiz olan sağlık hizmetleri paralı hale geldi. Suudi Arabistan bütçesi geçen sene 98 milyar dolar açık verdi ve bu sene bütçesinin 87 milyar dolar açık vermesi öngörülüyor. Suudi Arabistan'ın en büyük harcama kalemi, elbette ki silah. 

Üzerindeki ambargonun kalkmasıyla birlikte, piyasaya büyük bir hızla dönen İran'ın da fiyatların düşmesindeki etkisi büyük. İran'ın petrol gelirlerine büyük ihtiyacı var, bu yüzden Rusya ile Suriye'nin bu yılın Şubat ayında yaptığı üretimi dondurma önerisini "komik bir şaka" olarak değerlendirmişti.  Petrolü Suudi Arabistan'ın iki katı maliyetle, yaklaşık 30 dolara çıkartan İran üretimi her ay artırdığı gibi, sektörden yatırımcıları cazip olanaklarla ülkeye çekmeye çalışıyor.

Bir varil petrolün üretim maliyetinin 50 dolara yaklaştığı Rusya ise fiyatların düşmesinden ciddi şekilde etkilenmesine rağmen, gelirlerinin sadece petrole bağlı olmayıp nispeten daha dengeli bir şekilde dağılmış olmasından ötürü beklenildiği kadar sarsılmadı. Rusya, 2013'ten bu yana Çin'e yaptığı petrol ihracatını sürekli artırarak, 2016 yılı başında en büyük rakibi Suudi Arabistan'ı geride bıraktı. Talepte yaşanan düşüşe rağmen, Rusya, Japonya pazarında da payını giderek artırıyor.

Cezayir toplantısı

Cezayir'in başkenti Cezayir'de bugün  Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) gayriresmi toplantıları başlayacak. Toplantıların ana gündem maddesi, üretimin sınırlandırılarak ya da dondurularak, fiyatların "istikrara" kavuşturulması, yani yükselmesi. Ancak toplantı daha başlamadan, nasıl bir sonuç çıkacağına dair sinyaller gelmeye başladı. Suudi Arabistan, Cuma günü yaptığı açıklamada Cezayir'deki toplantının danışma niteliğinde olduğunu ve güçlü bir karar çıkma ihtimalinin zayıf kaldığını söylemesinin ardından,  petrol fiyatları %3.7 oranında düştü.

Cezayirli Bakan Boutarfa,"Suudi Arabistan üretimi Ocak seviyelerinde dondurmaya hazır" dedi ve bu teklifi "ilginç bir adım" olarak değerlendirdi. Oysa bu teklif daha önce Rusya ve Suriye tarafından da yapılmış ve İran tarafından sert bir dille reddedilmişti. Dolayısıyla bu toplantıdan da anlaşma çıkacak gibi görünmüyor.

Fatura işçilere çıkartılıyor

Bütün bunlar olurken, petrol fiyatlarının çakılması sektörün dev şirketlerinin derin krizlere girmesine neden oldu. BP, 2015 yılında 6,5 milyar dolar zarar etti. ABD'nin en büyük petrol şirketi ExxonMobil'in 2016'nın ilk çeyreğindeki net kârı, geçen senenin aynı dönemine göre %63 düşerek, 1,8 milyar dolara geriledi.  ABD'nin en büyük ikinci petrol şirketi Chevron, 2016'nın ilk çeyreğinde 725 milyon dolar zarar etti. Aynı ülkenin üçüncü büyük petrol şirketi ConocoPhillips de, yılın ilk çeyreğinde 1,5 milyar dolar zarar etti.

Kapitalizmin petrol krizi giderek derinleşirken, fatura her zamanki gibi işçi sınıfına çıkartılıyor. Geçtiğimiz yıl sadece ABD'de petrol sektöründe 94.000 işçi işten çıkartıldı. 2016 yılının sonuna kadar, en az 72.000 işçinin daha işten çıkartılması bekleniyor. Dünyanın dev petrol şirketlerinden Shell, 10.000, İtalyan Saipem 8.800, Amerikan Chevron 7.000 çalışanını işten çıkartacağını açıkladı. Aynı dönemde, BP ile Danimarkalı Maersk ayrı ayrı 4.000, Fransız Total 2.000, Norveçli Statoil ise 1.500 çalışanını işten çıkaracağını duyurdu. Sektörde dünya genelinde işten çıkartılanların sayısı 200.000'e yaklaşmış durumda.

Petrol üreten ülkelerde bütçe açıkları, devalüasyon ve sosyal hakların budanması gibi yöntemlerle, yani çalışanların aleyhine "düzenlemelerle" kapatılmaya çalışılıyor. Azerbaycan, Kuveyt, Suudi Arabistan gibi ülkelerde çeşitli grevler ve isyanlar yaşandı. Uçurumun eşiğine gelen Venezuela'da kitleler bu yılın Şubat ayından bu yana gıda sıkıntısı, pahalılık, sosyal hizmetlerin yerine getirilememesi nedeniyle sokaklardan ayrılmıyor.

Yeni bir sayfa

Cezayirli Bakan Boutarfa'nın "Petrol fiyatlarının 50 dolar bandının altında seyretmesi durumunda büyükler de dahil hiçbir petrol şirketi buna direnemeyecek" demesi, krizin ne kadar derinleştiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Krizsiz bir kapitalizmin düşünü kuranların, sınıfların ortadan kalkarak tarihin sonunun geldiğini düşünenlerin ne kadar yanıldığı bir kez daha ortaya çıktı. Tarih son bulmadı ama petrol krizinin daha da derinleşmesi, aşağıdan yukarıya doğru yükselecek bir mücadele dalgasıyla, tarihin yeni bir sayfasının açılmasına neden olabilir.

Atilla Dirim

[email protected]

Bültene kayıt ol