Askerimizin hobisi

03.07.2016 - 13:52
Ahmet Kuzik
Haberi paylaş

Askerleri sıradan, normal, kendi işinde gücünde olan, ne bileyim, hafta sonlarında balığa çıkan veya piyano çalan ya da amatör marangoz olan memleketlerin insanları ne kadar şanssız. Üzülüyorum o memleketlere ve vatandaşlarının hâline.

***

Bizim askerimiz öyle mi? Katiyen! İşleri güçleri bizler, hayatlarını bizlere adamışlar.

Bizimkiler bizim âmirimiz, müdürümüz, bizlerin sâhipleri onlar.

Maşallah, bilmedikleri de yoktur, kâinatın bütün sırlarına vâkıftırlar. Her biri bir “master”.

Toplumumuzun mühendisleri aynı zamanda. Öl dedikleri ölecek, kal dedikleri onların şartlarına boyun eğdiği müddetçe kalacak. Beyazlarımızın da hususi kurtarıcıları!

Hobileri biziz, 24 saat bizle meşguller. 

***

Biz fâniler, sıradan ölümlüler yâni, onlara köle olmak, bakmak, günde minimum sekiz saat çalışıp vergilerimizle onları yaşatmak, ordu evlerinde, lojmanlarda, “eğitim ve dinlenme tesislerinde” ekmek elden su gölden yaşamalarını sağlamakla mükellefiz.

Onlar vatan kurtardı ya...

Bu sebepten kendilerini vatanın sahipleri ilân etmişler.

Eh, biz de bu vatanda yaşadığımıza göre, tabiatıyla bizim de sahiplerimiz oluyor hazretler. 

Bu kabilden eleştiriler geldiğinde klişe argümanları da hazırdır.

Hemen cephanelikten alır, saydırmaya başlarlar; “Efendim, dört bir tarafımız...”, “jeopolitik konumumuz”, “iç düşman-dış düşman-kahrol düşman”, “sırtımızdan hançerlediler”, “bizim ilerlememizi istemiyorlar”, “efendim Ermeniler/diaspora, Kürtler/terör, komünistler...”, “Haçlılar geliyor...”, “bor madenlerimiz” ve nihâyet “boru bu boru”.

***

Erkek çocuklarımız da askerde onların resmî ve mecburî uşakları olur, mâlum.

Misal, postallarını boyarlar, yemeklerini yaparlar, evlerini taşırlar, evin badanasını yaparlar falan filan. Bedava garson, berber, şoför olurlar.

Hakaretlerine, en aşağılık, en galiz küfürlerine mâruz kalmaları da cabası.

Böylesine kıymetsiz görülen o çocuklar “icâbında” kendi vatanlarında kendi vatandaşlarıyla vuruşturulurlar. O vatandaşlarını öldürmeleri lâzımdır, öldürürler...

Bu arada kendileri de ölebilirler tabî.

Gerçi öldüklerinde ölmüş olmazlar onlar.

Çünkü şehitlik diye kimsenin ne olduğunu bilmediği bir makam vardır, oraya yerleştirilirler! Garîban aileleri de maalesef bununla avunur.

Tabii bu şehitlik Türk-İslâm çocuklarına mahsustur.

Başka bir dîne mensup bir çocuk ölecek olursa o şehit sayılmaz, ölür!

***

Yazık, çok yazık.

Askerleri sıradan, normal, kendi işinde gücünde olan, ne bileyim İsveç, Danimarka, Finlandiya gibi memleketlere ve o memleketlerin halklarına çok üzülüyorum, çok.

Ahmet Kuzik

[email protected]

Bültene kayıt ol