Siyaset/tarih, ortaklık/soykırım ve utanç

06.06.2016 - 11:00
Sennur Baybuğa
Haberi paylaş

Tarih tuhaf bir biçimde acılar içinde gülümseyerek bize adalet mesajları veriyor ya da kendini hatırlatıyor.

Enver Paşa'nın Almanların yanında 1. Dünya Savaşı’na girmek için harcadığı olağandışı çaba, 1915 Soykırımı’nın baş mimarlarından biri olması ve bir imparatorluğun sonunu getiren hayranlığı belki ve 101 yıl sonra, taraftarları Berlin sokaklarında gösteriler yaparak kendini hatırlatırken, aynı kentte bulunan parlamentoda görev yapan Türk uyruklu vekilin, Enver'in ve Talat'ın torunu olmayı reddeden o tarihi konuşması. Vicdan kendi sesine yabancı olmayan insanların duyabileceği uhrevi bir sestir ve biz bazen Türk olmaktan utanmıyoruz.

Ve yine 195 Soykırımı’nın mimar ve uygulayıcılarından Talat'ın 19 Mart 1921 yılında, sürgüne gönderildiği Berlin'de, ailesi soykırım kurbanı Emreni Soloman Tehleryan tarafından suikastle öldürülmesinin ardından yargılandığı mahkemede beraat ettiği tarihtir 2 Haziran. Evet, tesadüflere değil mazlumların sessizce yüzyıl bekleyen sonsuz sabrına iddiasızca verilmiş cevaplar bunlar. 2 Haziran 2016 tarihinde Alman Federal Parlamentosu dedi ki; “Biz Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte Ermenilerin toplu halde katline ortaklık ettik, sessiz kaldık.”

Almanya’da Yeşiller Partisi; Sosyal Demokrat Parti ve Hıristiyan Birlik Parti’leri tarafından ortaklaşa hazırlanarak Federal Meclis'e sunulan Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı, 2 Haziran 2016 oturumunda 1 red 1 çekimser oyuna karşı çoğunluk oyu ile Meclis’ten geçerek yasalaştı. Alman Parlamentosu’ndaki Türk kökenli tüm vekiller tasarıya evet oyu verdiler.

Ermeni halkına uygulanan soykırımın 100. yılına denk gelen 2015 yılında dünyanın birçok ülkesinde soykırımı tanıyan yasalar ve açıklamalar çıktığı halde, Türkiye devleti Meclis’te bulunan üç siyası parti (AKP, MHP, CHP)’nin Almanya'da çıkan karara öncesinde ve sonrasında ittifak halinde itirazlarının elbette sebebi var. Alman Parlamentosu’ndan çıkan bu kararın diğer tüm ülkelerde çıkan soykırımı tanıma kararlarından ayrı bir özelliği ve önemi var. Yasanın gerekçesinde, şimdi Almanya'da alınan karar ‘siyasetin pis oyunu’ diyen suskunlar ordusunun mensubu Türkiye halkına bir cevap var aslında, siyaseti Almanya 100 yıl önce yaptığını silkenerek kabul ediyor. Ve Ermeni Soykırımı, evet tarihçilere bırakılmış bulunuluyor hep bağırdığınız gibi. Yasanın gerekçesinden kısa bir alıntı yapıyor ve bitiriyorum, çeviriyi Karin Karakaşlı'dan aldım;

“Alman İmparatorluğu da Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri baş müttefiki olarak bu sürece derinden dahildi. Alman İmparatorluğu’nun gerek siyasi gerekse askeri yönetimi ta başından beri Ermenilerin tehciri ve katledilişi konusunda bilgi sahibiydi. Protestan din adamı Dr. Johannes Lepsius, 5 Ekim 1915’te Alman Parlamentosu’nda Temmuz/Ağustos 1915’te İstanbul’da yaptığı araştırmaların sonuçlarını sunduğunda, konu o dönemin Alman yönetimi tarafından tamamen sansürlendi. Aynı şekilde Lepsius’un  doğrudan milletvekillerine yolladığı Türkiye’de Ermeni Halkının Durumuna İlişkin Raporu’ nda 1916’da Alman askeri sansür kurulu tarafından yasaklanarak rapora el kondu ve milletvekillerine ancak 1919’da Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda teslim edildi. Aralarında Philipp Scheidemann, Karl Liebknecht, Matthias Erzberger gibi siyasetçilerin ve Adolf von Harnack und Lorenz Werthmann gibi Protestan ile Katolik Kiliseleri’nden önemli isimlerin de bulunduğu pek çok Alman bilim insanı, siyasetçi ve dini temsilcinin acil dilekçelerine karşın Alman yönetimi, müttefiki Osmanlı İmparatorluğu üzerinde etkili bir baskı kurma işini sürüncemede bıraktı.

Osmanlı İmparatorluğu’nda görev yapmış Alman büyükelçi ve konsolosların raporlarına dayanan Alman Dışişleri’ndeki evraklar da, katliamların ve tehcirin planlı uygulanışını belgelemektedir. Bu belgeler o zaman meydana gelen olayların en önemli resmi kaydı niteliğindedir. Alman Dışişleri, yıllar önce bu belgeleri kamuya açmıştır. 1998’de Ermenistan’a söz konusu arşivin tamamı mikroçip olarak takdim edilmiştir. Aynı şekilde Türkiye’ye de bir kopya almıştır.”

Sennur Baybuğa

(Bas Haber)

Bültene kayıt ol