Çözüm süreci buzdolabında mı?

07.04.2016 - 08:43
Yıldız Önen
Haberi paylaş

Kürt sorununda savaş yöntemleri devreye girdiğinden beri süren bir tartışma var: Çözüm sürecini kim bitirdi?

Soru bu.

Oysa bu sorunun bugün hiçbir önemi yok. Daha önemli olan soru şu: Çözüm süreci, neden bu kadar hızlı sonlanabildi ve yeniden başlaması için neler yapmalı?

Çözüm sürecinin hızla sonlanması ne Ceylanpınar’da iki polisin ölmesine bağlı ne de Kobanê’yle dayanışma eylemlerinde çıkan olaylara. Çözüm sürecini hızla sonlandıran, Suriye’deki gelişmeler ve en başından itibaren çözüm sürecine karşı olanlarla AKP liderliğinin uzlaşması oldu.

Çözüm süreci, “Demokrasi olmadan barış olmaz”, “Bu AKP’yle mi barış yapacaksınız” diyenlerden, Kürt sorununda çözümün Sri Lanka modelinden başka bir yolla mümkün olmadığını savunanlara kadar geniş bir koalisyon tarafından yıpratıldı. Bugün bu koalisyon, çözüm sürecini bir tartışma süreci olarak ele alan ama Kürt sorununun çözümü için somut siyasi ve sosyal uygulamaları hayata geçirmeyi sürekli olarak erteleyen hükümetin de ikna olmasıyla AKP’yi de içine alarak ilerliyor.

AKP, devleti yöneten parti olarak Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeler nedeniyle bu koalisyona hızla katıldı. Türkiye’de çözüm hakkında konuşmakla Suriye’de Kürtlerin özerkliğinin gelişmesi AKP liderliği açısından yan yana ilerlemesi mümkün olmayan iki süreçti ve tehlikeliydi.

AKP liderliği yeniden çözüm sürecine başlayabilir mi?

Çözüm süreci buzdolabından çıkartılabilir mi?

Başbakan Davutoğlu çözüm sürecinin başlaması için şu şartları koydu: “Halkın çözüm sürecinden beklediği şey, silahların tümüyle terk edilmesi. Böyle bir şey olursa, 2013 Mayıs’ına dönülürse, o zamanki gibi PKK tüm silahlı unsurları Türkiye dışına çıkarıp ülke içinde tek bir silahlı unsur kalmazsa, her şey konuşulabilir. PKK silahı bırakacak, bunun başka yolu yok. Silah bırakıldıktan sonra, niye konuşulmasın barışın şartları içinde? O zaman siyasetin kanalı açılır. Silah konuşmaya başlayınca siyaset hissizleşiyor.”

Sorunu sadece silah bırakmaya indirgese de Davutoğlu’nun 2013 Mayıs’ına dönülmesinden bahsetmesi, çözüm süreci açısından olumlu bir tartışmayı gündeme sokar gibi olsa da Erdoğan kısa çıkışıyla Davutoğlu’n yanıt vererek çatışmalı sürecin devam edeceğinin altını çizdi. Erdoğan şunu söyledi: “Son terörist imha edilene, son tehdit ortadan kaldırılana kadar yola devam edeceğiz. Bu konuda en küçük bir tereddütümüz yoktur.”

Erdoğan “yok” dese de belli ki devlet katında bazı tereddütler var. Bize düşen bu tereddütleri derinleştirmek ve çatışmalı ortamın sona ermesini sağlamak için barışı daha gür bir sesle haykırmaktır.

Yıldız Önen

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol