Bir yem olarak adalet

29.03.2016 - 09:09
Ahmet Kuzik
Haberi paylaş

Cumhuriyet tarihinde adında adalet kelimesi geçen sekiz tâne parti kurulmuş.

Bunların beşi aslında aynı parti. Morrison Süleyman’ın meşhur Adalet Partisi, kısaca AP.

Değişik tarihlerde kapatmalara, darbelere karşı kapana açıla sayısı beşi bulmuş.

Diğer ikisi ise, ‘Sosyal Adalet Partisi’ ve ‘Hür Türkiye Adalet Partisi’ esâsen sosyal ve siyâsi olarak bir varlık, ağırlık gösterememiş partiler. 

Ve, son olarak, “cihanşumûl” AKP. Adalet ve Kalkınma Partisi. Tuhaf bir şekilde de AK!

Parti isimleri kuruluş tarihlerine göre şöyle:

Sosyal Adalet Partisi - 1946
Hür Türkiye Adalet Partisi - 1957
Adalet Partisi - 1961
Adalet Partisi - 1994
Öz Adalet Partisi (Hülle için) - 1995 
Büyük Adalet Partisi - 1995
Türkiye Adalet Partisi -1995
Adalet ve Kalkınma Partisi - 2001

Düşünüyorum... Bir siyâsi parti adına neden adalet kelimesini ekler?

Neden içinde adalet geçen bir isim seçer? Bir şey anlatmak istiyor gibi değil mi?

Ben şöyle anlıyorum, adında adalet kelimesi geçen parti bize şu mesajı veriyor diyorum:

‘Adalet yok, varsa da eksik, gedik. Memlekette adalet arızalı.

Sistem âdil değil. Adil bir sistem kurulması lâzım...

Themis’in kılıcı da terazisi de mükemmel bir biçimde çalışacak. Bunu biz sağlayacağız. Sizlere bunun sözünü veriyoruz. Siz de bize oy verin, gül gibi geçinip gidelim...’

Adalet Parti’li yıllarda iki büyük darbe yaşadı memleket. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980.

Bu askerî darbelerin yıkımı ve hâlâ devam eden dalgaları herkesçe mâlum. Burada detaylara girmeye gerek yok.

Değil o kırık dökük adaleti yerden kaldırmak, mevcut adaletin üstüne çıkıp tepindiler.

“Adalet” partisi sol gösterip sağ vursa iyiydi, sağ gösterip adaleti tankla ezdi.

Asker “derin bir oh” çekti, halaskâr zâbitan olduğunu hem kendisine hem memlekete ispat etti. Koç mektubuna istediği cevabı almış oldu, piyasalar memnuniyetten uçtu. 

Geldik Özal çağına. Kevgire dönmüş anayasayı bir defa daha delmenin zarar getirmeyeceğini falan duyduk. Yaşayarak, uygulamalı gördük.

Ve nihâyet AKP iktidar oldu. Henüz muktedir olamamıştı ama.

Muktedir olamadan alaşağı edelim dediler. ‘Aman ellemesinler, bir umuttur...’ diyecek olmuştuk ki iyice yerleşti. Yerleşirken de kapkara geceden geçen birkaç ateş böceği misâli, bir adalet ışığı yanacak gibi oldu.

Fakat baktık ki senelerdir canlanması beklenen adaletten geriye kalan kırıntıları da bulup ezmek, gömmek için parlatılmış meğer o cılız ışıklar.

Adalet eksikliğini ve ihtiyâcını bilip, adalet kelimesini/kavramını bir yem olarak kullanıp, adaleti ayaklar altına alan partiler yaratabilen bir memleket...

İşimiz çok zor.

Ahmet Kuzik

[email protected]

Not: Prof. Ahmet Demirel’e teşekkürler

Bültene kayıt ol