Her derdin devası barıştır

17.03.2016 - 08:58
Şeref Işıldak
Haberi paylaş

Taklitçi siyasetini ifade etmek için, kinaye olsun diye bir yazımda George W. Erdoğan* diye adlandırdığım zatın son açıklamaları göstermektedir ki; zincirlerinden boşalmış bir şekilde iktidarın her köşesini yeniden kendi hakimiyeti altına alan Ergenekoncu güçler, saldırılarını genişleterek devam ettirecekler.

Muhalif gazetelerin, televizyon kanallarının sesini kesmeye, kesemediklerine “kayyım” diye uyduruk bir işgal ve gasp methodu ile el koyan iktidar, savaşa karşı tutum alan akademisyenleri hapse atarak, muhalif basına mensup gazetecilerin sarı basın kartlarına el koyarak, sabaha karşı avukatların evlerini bürolarını basarak hukuk insanlarını hapislere atarak, K.Kürdistan'daki il ve ilçelerde (sivilleri de alenen hedef alarak) insanlık dışı vahşi saldırılarını yaygınlaştırarak ve arttırarak devlet terörüne tam gaz yüklenmiş durumda.

Bir foseptik çukurundan farksız olan ana akım medyada ise “teröre alışın” çağrısı yapılarak, 7 Haziran seçimlerinden sonra yöntem olarak seçilen “korkutma ve sindirme siyaseti” topluma pompalanmaya devam ediyor. “Gasteci” kılıklı dolara ve yalakalığa endeksli karaktersiz yaratıklar da; ağızlarını her açtıklarında irin bağlamış dillerinden kin, nefret, öfke, savaş ve kan damlatmaya devam ediyor.

Birileri tarafından “başkanlık yemi” ile bir koçbaşı olarak kullanılan Erdoğan ise, kendisini “devlet” ile özdeşleştirerek, “ben gidersem devlet de kalmaz” diyerek milliyetçi korkuyu besliyor, kendi korkusunun üstünü örtmeye çalışıyor. “Terörün tanımını yeniden yapmak gerek” diyerek 1990'ların başına, geçmişe yolculuğun kapısını aralıyor. İktidardan bir defa düşerse başına gelecekleri çok iyi bildiği ve bundan da çok korktuğu için, yeni imam nikahlı partneri Ergenekoncular kulağına ne fısıldarlarsa ikilemeden onların borusunu öttürüyor. Çünkü çaresiz, çünkü başka seçeneği yok. Yarın ben gidersem “ezan da susar, bayrak da iner” derse kimse şaşırmasın.

Devletin her alanda dört bir koldan demokrasi ve barış isteyen bütün kesimlere karşı başlatmış olduğu bu saldırı dalgası görülüyor ki daha da genişleyerek büyüyecek. Muhalif olmayan kimi insanların dahi, bazen anlam veremediği orantısız devlet şiddeti ve saldırı dalgası ile gözüküyor ki, Ergenekoncu kesim iktidardaki konumunu büyük oranda yeniden restore ederek tahkim etmiş durumda. Bu saldırı dalgasına en çok sevinen MHP, AKP'nin önünde “devletiyle el ele” iç savaşa koşuyor, Kürt il ve ilçelerindeki duvarlardaki yazılar, JÖH/PÖH cülerin hatıra fotoğraflarına bakrsanız bunu görmekte pek zorlanmazsınız. Yarım akıllı CHP de, “devlet aklı” ile hareket ederek AKP'nin kuyruğuna takılmış onunla beraber yürüyor**. Zaten çalıştırılmayan mecliste tek muhalefet HDP kalmış durumda. Onların öncü kadrolarının da dokunulmazlıklarının kaldırılması ve yargılanmaları için düğmeye basılmış durumda. 17-25 aralık'ta ortaya çıktığı gibi milyonları götürüp, hamuduyla yiyenlerin fezlekeleri gündeme bile gelmemişken, HDP eş başkanları başta olmak üzere, öne çıkan HDP vekillerininin dokunulmazlıklarını kaldırarak hapse atmayı ve ve akıllarınca gözdağı vermeyi marifet sanıyorlar. Öte yandan da “cemaate” yönelik operasyonlara ara vermeksizin devam ediyorlar. Bu saldırı dalgası; bir tür “geri dönüşüm muhteşem olacak”mesajları eşliğinde sürdürülen, Ergenekon tayfasının intikam operasyonları aslında.

Sürekli ve hemen hemen her yazıda tekrar ettiğim gibi bir kez daha ifade etmek gerekirse, bu saldırı dalgasına karşı yapmamız gereken en acil şey, barışın sesini birleştirerek duyurmaktır. Bu savaş cephesine karşı bütün farklılıklarına rağmen, barış isteyen herkesin bu talep etrafında bir araya gelmesi ve bu gözü dönmüş demokrasi düşmanı, savaş ve kandan beslenen vampirlere karşı ortak hareket etmesi gerekmektedir. Barış isteyen geniş kalabalıkların en büyük sorunu, bir araya gelerek yekvücut olarak hareket edememesidir. Bölünmüş ve dağınık olması, aslında çok güçlü olan bu potansiyel hareketin en büyük sorundur, aşil topuğudur. Oysa yapılması gereken şey basittir. Bir barış koalisyonu inşaa ederek alanlarda barışın sesini daha gür bir şekilde birarada haykırabilmek, hırsızlardan ve katillerden hesap sormak için vira bismillah diyerek yola koyulmaktır.

S. Şeref Işıldak

http://marksist.org/icerik/Yazar/3658/George-W.-Erdogana-karsi-baris-kazanacak

** CHP'den barış eksenli muhalefet bekleyen iyimserlere küçük bir not bu arada; onlardan ne köy olur ne de kasaba, ne kendinizi kandırın ne de yorun. 

Bültene kayıt ol