Acilen örgütlenme!

25.01.2016 - 08:14
Faruk Sevim
Haberi paylaş

Devlet saldırılarının pervasızlığı karşısında yeterli direniş gösterilememesinde en önemli neden örgütsüzlük.

Gazetecilerin rahat rahat gözaltına alınmasının nedeni gazeteciler sendikasının cılızlığıdır. Güçlü sendikal yapılar üyelerine yönelik her türlü hukuksuzluğa karşı üretimden gelen gücünü kullanabilir. Grev, direniş, gösteri yapabilir. Ama pek çok örneğinde de gördüğümüz gibi gazeteciler gözaltına alınmakta, tutuklanmakta, gazeteciler sendikası ise sadece bir basın açıklaması yapmakla yetinebiliyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası, işkolunda çalışan 97 bin basın yayın emekçisinin sadece 1016’sını örgütleyebildiği için başka türlü bir tepki gösterememekte.

Barış için imza veren akademisyenlere gözdağı verilmesinin nedeni eğitim sendikalarının cılızlığı ve bölünmüşlüğü. Eğitim işkolunda çalışan 1,1 milyon emekçi tam 34 sendikaya bölünmüş durumda. Eğitim emekçilerinin çıkarlarını gerçekten koruyabilecek tek sendika olan Eğitim-Sen ise eğitim emekçilerinin ancak yüzde 11’ini üyesi yapabildi.

Yılbaşından itibaren başlayan zam yağmuruna karşı, işçi örgütlerinden en ufak bir tepki yükselmemekte. Sendikaların yapabildiği en “yararlı” faaliyet açlık ve yoksulluk istatistiklerini yayınlamak! Elbette bu istatistikler de yayınlanmalı ama daha önemlisi, zamlara karşı işçi, emekçi kitleleri sokağa çıkarmak, açlığa yoksulluğa karşı mücadele etmektir. Ama örgütsel olarak bölünmüşlük ve zayıflık içindeki hiçbir sendika, mücadele etmeyi göze alamıyor.

Yine hükümet üyeleri arka arkaya kıdem tazminatı ile ilgili yeni düzenlemelerin Şubat ayına kadar Meclise getirileceğini, 657 sayılı yasanın değiştirileceğini, memurun iş güvencesinin ortadan kaldırılacağını ifade ediyor, yine sendikalardan hiçbir kitlesel tepki yok.

Şunu açıkça görmek gerekir: Zamların, 657’nin, Kı-dem Tazminatı hakkının gasp edilmesinin gündeme gelmesinin nedeni işçi sendikalarının örgütlenme düzeylerinin cılızlığıdır. 21 milyon işçi ve emekçinin ancak 3 milyonu sendika üyesidir, bu sendikalar da 6 konfederasyona dağılmış durumdadır. Sendikal yapılarda ağırlıklı olarak AKP-MHP zihniyeti egemendir. DİSK ve KESK’in toplam üye sayısı 400 bini bulmamaktadır.

Eğer işçi ve emekçilerin hakları için mücadele etmek ve bu mücadelede başarılı olmak istiyorsak, sendikal yapıların acilen güçlendirilmesi gerekir. Sendikalar örgütlenme hamlesine başlamalı ve sosyalistler bu hamlenin örgütçüleri olmalı, sendikalara yardım etmeli.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol