Benim de Kürt arkadaşım var

16.12.2015 - 07:47
Murat Erkman
Haberi paylaş

Geçtiğimiz hafta başında Hayko Bağdat Melih Gökçek'e "iğrenç adam" dediği için aşırı derecede adil adalet mekanizmamız tarafından cezalandırıldı. Oysa asıl sorun Gökçek'in Ermeniliği sürekli olarak  hakaret olarak kullanması ve asıl bu tavrın iğrençliği idi. Böylece "Ermeni" diye hakaret etmenin aslında devlet tarafından uygun görüldüğü de onanmış oldu. Dava bağlamından koparılıp sadece iğrenç sözcüğü üzerinden görüldü. Duruşma sırasında senelerden beri duyup anlam veremediğim bir cümleyi yine Gökçek'in avukatının ağzından duymak bahtsızlığına da nail olduk. Gökçek'in avukatının da Ermeni arkadaşları varmış.

Bu cümle neyi ifade ediyor diye defalarca düşündüm; zekâm bu cümleyi kavramaya yetmiyor olmalı. Genellikle soykırım tartışmaları esnasında, soykırımın olmadığı iddiasında bulunan taraf tartışmanın ilerleyen süreçlerinde ifade eder. Bu cümleyi her duyduğumda, karşımdakinin Ermeni tanıdıklarını olmasının soykırımın olmadığına dair nasıl bir kanıt oluşturduğunu düşünür dururum. Yüzyılın başına bir buçuk milyon düzeyinde bir nüfusa sahip bir halkın elli bin civarına düşmüş olması ve hâlâ bu seyrelmiş toplumdan birinin tanınabilmesinin istatistik zorluğunun verdiği onur bu cümleyi kurdurtuyor olmalı. Yoksa benim dahi Ermeni arkadaşım varsa soykırım yoktur anlamına mı geliyor?  Ermeni arkadaşı olanlar Ermenilere hakaret edebilir ,suçlayabilir ve gönül rahatlığı ile soykırımı inkar edebilirler mi? Herkese Ermeni bir arkadaş edinmesini öneriyorum. Tabi kaç tane kaldı diye hesaplarsanız bu biraz zor olabilir.

Almanya'da iki kişinin konuştuğunu düşünün; biri diğerine, "benim  Yahudi arkadaşlarım var, bu yüzden de İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudi soykırımı olmadı" diye bir beyanda bulunursa, bu ne kadar gerçekçi olabilir ki? Buradaki durum da aynıdır. Soykırıma uğrayan halklardan hayatta kalmış  birini tanıyor olmanız, bu durumun gerçekleşmediğine dair bir kanıt değildir. Bu sadece kendinizi yüzyıl önce işlenmiş bir kırımı görmezlikten gelmeye çalışarak durumu aklamaya çalışmanın mantık dışı bir yoludur.

Hadi siz bu duruma düştünüz. Ama içinde yaşadığımız günleri, yine Silopi, Cizre, Suriçi, Nusaybin, benzer şehirlerde yaşanan kuşatmaları ve ölen insanlara gözünüzü kapatmayın. Asıl sorunun orada açılan hendeklerde değil, batıda yaşayanların kafasındaki "Kürt sorunu" ile ilgili hendeklerde olduğunu anlayın artık. Söz konusu olan Kürt, Ermeni veya başka bir azınlık olduğunda her zulmü yapmanın veya hakareti etmenin doğal karşılandığı kör mutabakattan kurtulmak; aslında elli yıl sonra çocuklarınızın veya torunlarınızı "Benim de Kürt arkadaşlarım var" cümlesini kurma utancından kurtaracak.

Murat Erkman

[email protected]

Bültene kayıt ol