Basın özgürlüğü ve sendikalaşma

13.10.2015 - 09:21
Faruk Sevim
Haberi paylaş

Hükümetin ve basın patronlarının basın emekçilerine karşı saldırısının temel nedeni basın çalışanlarının örgütsüz oluşlarıdır. Yazarlardan muhabirlere, editörlerden matbaa işçilerine kadar basın çalışanları örgütsüzdür. Çalışanların bu derece örgütsüz olduğu koşullarda büyük sermaye grupları doğal olarak editoryal bağımsızlığa ya da meslek ahlâkına yaşam hakkı tanımaz.

2007 yılında sendikalaşmanın başlaması üzerine basının büyük tekellerinden Doğan grubu merkezinden tüm birimlere, “sendika üyesi olduğundan kuşkulandıklarınızı bile işten atın veya istifa ettirin” talimatı verilmiş ve tüm sendikalı çalışanlar işten atılmıştı. Sabah-ATV grubundaki sendikalaşma mücadelesi de işten atılmalarla 2008 yılında bitirildi. Sonuçta basın patronları her zaman sendikal örgütlenmelere düşmanlık yaptılar.

Bugün büyük basın gruplarının hiçbirinde, ne gazetelerde, ne televizyon kanallarında ne de radyo istasyonlarında sendika bulunuyor. Sigortasız işçi çalıştırılması son derece yaygındır. Deneme ve işi öğrenme adı altında sigortasız ve ücretsiz işçi çalıştırılmaktadır. Basın kuruluşunun yayın politikasına ters düşenler kolaylıkla işten atılmaktadır.

Basın çalışanlarının sendikalaşmasının önünde ciddi yasal ve fiili engeller mevcuttur. Türkiye’de genel olarak sendikalaşma oranı yüzde 12 iken basın işkolunda sendikalaşma oranı yüzde 6 civarındadır. Basın emekçileri beş sendikada örgütlüdür. Temmuz 2015 itibarı ile basın yayın ve gazetecilik işkolunda 97.365 işçi çalışmaktadır. Bu işçilerin 2078’i Basın iş (Türk-iş), 1573’ü Medya iş (Hak-iş), 1016’sı TGS (Türk-iş), 845’i Pak medya iş (Aksiyon-iş) ve 495’i Basın-iş (DİSK) üyesidir.

Özellikle son yirmi yıldır hızla büyüyen ve büyük holdinglerin, sermaye gruplarının eline geçen bir sektör olan medyada, çalışanların sayısı hızla artmakta, buna karşılık iş koşulları, çalışma saatleri ve ücretlerde sürekli bir kötüye gidiş olmaktadır. Güvenlik güçlerinin basın çalışanlarına yönelik gözaltı ve şiddet uygulamaları son derece yaygındır. Dünyada her yıl onlarca gazeteci, muhabir veya basın işçisi haber yapmak uğruna öldürülmekte, binlercesi bu uğurda yaralanmakta veya şiddete maruz kalmaktadır. Bütün bu olumsuzluklara karşı, basın emekçilerinin biricik silahı sendikalarıdır.

Basın özgürlüğü basın çalışanlarının sendikalaşmasından geçer. Basında asıl dram, işten atılan köşe yazarlarının yaşadıkları değil, sahada güvencesiz, ağır koşullarda çok düşük ücretle çalışan emekçilerin yaşadıklarıdır.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol