Diliniz lâl, vicdanınız taş bile değil

Hatırlıyoruz hâlâ değil mi, Gezi isyanı döneminde AKP iktidarı ve onun kapısındaki yalaklarından beslenen “gasteci” bozuntularının yazdıklarını.

"Camiye ayakkabıları ile girdiler, camide bira içtiler" yalanının yanı sıra bir de Kabataş yalanı vardı.

Sonradan yayınlanan görüntülerle herkes gördü ki, olmayan bir şey olmuş gibi propaganda edilerek “mağduriyetçilik oynanmış”. Hiç arlanmadan, hiç sızlanmadan ve utanmadan.

Adına havuz medyası denilen, Erdoğan’ın ağzından çıkacak lafları hemen köşelerinde yazmak için dört ayak üstünde bekleyen o “gasteciler” gürühundan 10-15 tanesi, aynı gün yayınlanan köşe yazılarında, aynı başlığı atmışlardı: “Diliniz kaba yüreğiniz taş” demişlerdi.

Habur sınır kapısında 11 günü geçti, bir TIR'ın dorsesinde 13 YPG/J savaşcısının cenazesi bekletiliyor hâlâ.

Mürşitpınar sınır kapısında ise 12 YPG/J savaşcısının cenazesi ailelerine teslim edilmeyi bekliyor.

Bakanlar Kurulu kararı ile (meşruiyeti olmayan bu iktidarın bakanlar kurulunu Tayyip Erdoğan’ın topladığını da hatırlatalım) cenazelerin ailelere teslim edilmeyeceğine karar vermişler.

AKP iktidarı nezdinde IŞİD’e karşı savaşarak ölmenin de bir bedeli, bir cezası olmalı tabii, değil mi?

“Sen ne hakla IŞİD’e karşı savaşırsın ve ölürsün? Madem öyle, ben de senin cenazeni ailene vermeyeceğim” diyorlar yani.

Onlar ölenleri, cenazeleri ve onların ailelerini de cezalandırma kudretine sahip görüyorlar kendilerini.

İnsanların acıları ile oynamak, onların acılarını katmerlendirmek neye hizmet eder? Neyi amaçlar?

Günlerdir, yakıcı sıcak altında aileler cenazelerini alıp toprağa vermek için bekliyorlar, başka hiçbir beklentileri yok.

Bir Kabataş yalanı için onca yazı yazan, televizyonlarda bülbül gibi şakıyan o “gasteci” kılıklı canlılardan tek bir ses çıkmıyor. Lâl olmuşlar, gıkları çıkmıyor bu konuda. Sorarsanız hepsi elhamdülillah müslüman, hepsi insan. Tabii yersen.

Zerre kadar vicdanı olan birisi, o analara babalara yaşatılan bu zulme ses çıkarır. Cenazelerin geçişini engelleyen bu iktidarın yüzüne tükürür.

Ama işte sizlerin dili lâl vicdanı para. Savaş tamtamı çalmaya devam eden sizler, beter olursunuz bir gün umarım.

Selahattin Şeref Işıldak

Köşe yazarının diğer yazıları