Sözde “muhalefet bloku”

02.07.2015 - 13:47
Rıfat Solmaz
Haberi paylaş

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, 2 Temmuz tarihli köşe yazısında, “MHP’nin ‘anti HDP’ tutumu... Muhalefet blokunu çatlattı. Artık böyle bir bloktan söz edilemez” yazmış.

Buna eklenmesi gereken tek bir cümle var: Böyle bir blok zaten yoktu. Bu, hayali bir bloktu. Hiçbir zaman yoktu, hiçbir zaman olmayacak.

CHP-MHP-HDP blokunun imkansızlığının ilk nedeni MHP. Bu partinin bir Nazi partisi olması. MHP’nin Nazi partisi olduğunu söyleyince, insanların kulakları tırmalanıyor, biliyorum. Müthiş bir propaganda var, MHP’nin merkez sağa kaydığını savunan, sadece biraz aşırılıkları olan bir sağcı parti olduğunu anlatan, eski model araba kullanan lideriyle ılımlı bir kimliğe kavuştuğunu anlatan propaganda, MHP’nin normal olan alana çekildiğini savunuyor.

İnsanlar bu propagandaya bir aşamada ikna oldular. MHP’nin aşırı uçlara sahip, biraz sağcı bir parti olduğu, öte yandan Erdoğan karşıtı öfkeyle el ele gitti ve işlenmesi, ikna edilmesi, ikna olunması çok daha kolay olan bir tez hâline geldi.

Bu propagandaya hiçbir prim verilemez.

MHP, Kürt sorununun çözümüyle karşılaşana kadar, Ermeni soykırımı meselesiyle yüz yüze gelene kadar, büyük bir işçi hareketiyle çarpışıncaya kadar, kadınların, LGBTİ bireylerin özgürlükleri için mücadele görünür olana kadar normal bir sağcı partidir.

Yani aslında değildir.

Evet, MHP bildiğimiz, düpedüz, her yerinden aktığını gizlemeksizin, Kürt düşmanı faşist bir partidir. HDP’nin aldığı 6 milyon oydan nefret eder, bu nefretini örgütlü bir mücadelenin temel yapı taşı hâline getirir.

MHP, sadece devlet içinde örgütlü bir parti değil, devletin ta kendisi; devletin en karanlık, en gizli, en gelenekçi, en paramiliter yapısıdır. MHP ordudur. Ama sadece ordu da değildir; yükselişiyle orduyu cesaretlendiren, ordunun cuntacı, hükümdar, erkek ocağı maço yapısına yeniden cüret kazandıran partidir. Ama MHP sadece bu da değildir. MHP paramiliter bir örgütlenmedir. “Paralel yapı, paralel yapı” diye yıllardır kafamızı şişirenlerin görmek istemediği, bazılarının bile isteye gizlediği gerçek bu. MHP, özellikle gençler arasında paralel bir örgütlenme yapısına sahiptir ve “gerektiğinde” bir sokak savaşına aralıksız hazırlık yapar. Bir faşist partiyi diğer her türlü burjuva partisinden ayıran tüm temel özellikler, MHP’yi MHP yapan, fikri ve fiziksel şiddete dayalı bir örgütlenme ağıyla tüm demokratik değerleri ayaklar altına almak istemesidir.

Aklımıza gelen her kazanım, ırkçı bir Türklük bilincinin cihan hakimiyeti kurmak için, cihanın Misak-ı Milli sınırlarında parçasında, içerde, bu Türklük bilincine sahip çıkmayan tüm toplum kesimlerinin ezilmesi sürecinin ürünü olarak ezilenlerin elinden kopartılıp alınır. Toplantı özgürlüğü! Hayır, sadece faşist fikirlerin propagandasını yapanların toplanma özgürlüğünü tanır MHP. Basın özgürlüğü! Hayır, sadece faşist fikirlerin yaygınlaşabileceği, lidere bağlı, liderini yücelten fikirlerin yayılması için tanınır basın özgürlüğü. Sendika özgürlüğü! Sendikal özgürlük, sadece Türk Metal gibi Türkçü sendikaların varlığı kadardır ve her işçi, sadece ve sadece bu sendikalara üye olmak zorundadır. Her bir milimetresi kıran kırana mücadelelerin ürünü olarak elde edilen tüm demokratik kazanımları lağvetmek istiyor MHP ve lağvetmek için, bildiğimiz kamu gücünü denetleyecek, farklı etkenler tarafından da belirlenen ordu ve polis gibi yapılar üzerinde basınç uygulayacak, bir aşamada koşullar uygun hâle geldiğinde kendi paramiliter örgütlenmesini resmi militer örgütlenme hâline getirerek ordu ve polisi olarak sönümlendirecek adımları atacak.

MHP-CHP-HDP bloku. Yok böyle bir şey. Cellatla mahkûmu aynı blok içinde hayal etmeyi sağlayan Erdoğan düşmanlığı ne kadar etkiliymiş. Ümit Kıvanç çok güzel yazmış. MHP’ye faşist olduğu için değil de AKP’yle paslaştığı için kızanlar, HDP’nin de celladıyla el sıkışması için ne kadar yüksek volüm kampanya yapıyorlar. Oysa Erdoğan, Kobanê’de Kürtlerin statü elde etmesine gerekirse savaş açarak karşı olduğunu açıkladığında tavlamıştı MHP’yi. Soykırım anmalarından bir gün önce taziye mesajı değil, daha yoğun deport mesajları yayınlarsa cumhurbaşkanı, daha sonra o koltuktan indirmeyi planlayarak sırtında başkanlığa taşır MHP Erdoğan’ı.

MHP’yle Alevi sorunu konuşulamaz.

MHP’yle çözüm süreci konuşulamaz.

MHP’yle soykırım konuşulamaz.

MHP’yle konuşulamaz özetle.

MHP’yle mücadele edilir. Blok kurulmaz.

Faşist partiler, bildiğimiz demokrasinin düşmanıdır. Biz demokrasiyi beğenmeyebiliriz ama faşist bir rejime karşı korumak zorundayız. Demokrasi, onu korumdan geliştirmemizin mümkün olmadığı garip bir rejimdir. Durumu daha da garipleştirmeye gerek yok. Katille karşılaşınca el sıkışılmaz, en azından katil olduğu suratına haykırılır.

Öyle bir blok hiç olmadı. Hiç olmayacak. Bir tarafta AKP bloğu var, bir tarafta faşist blok, öbür tarafta ne bloğu olduğu az buçuk belli olan CHP’nin ulusalcı bloğu. Bu tarafta, bizim tarafımızda ise özgürlük bloğu var. Bu bloğu MHP bloğuyla el sıkışmaya zorlayan her tez, her görüş, MHP’yi yumuşatmaya çalışan görüşler gibi, faşist bir rejimin adım adım döşenmesine hizmet eder. O rejim, o çok sevimli görülen “pesküvitleri” boğazımızdan kuru kuru, teker teker, zorla geçirmeye ve “ben de faşistim” demeyen herkesi imha etmeye o kadar hazır ki!

Rıfat Solmaz

Bültene kayıt ol