Avrupa’da değişim Yunanistan’dan başlıyor...

04.01.2015 - 02:10
Mustafa Çolak
Haberi paylaş

Yunanistan tarihinin gelmiş-geçmiş en kötü hükûmeti, devrildi...

Şimdi, 25 Ocak’ta sandığa gideceğiz ve... Samaras ve Venizelos’u, sekiz ay sonra, yeniden sandığa gömeceğiz... [Daha önce 25 Mayıs’taki Avrupa Parlementosu seçimlerinde halk kendilerini sandığa gömmüş, fakat onlar gitmemek için son âna kadar direnmişlerdi.]

Ve –herhangi bir “mucize” olmaması durumunda– 26 Ocak’ta, Yunanistan tarihinin ilk sol hükûmeti kurulacak...

*

Fakat, birçok kişinin kafasındaki soru şu: 25’inde oy vereceğiz, 26’sında gidecekler; 27’sinde ne olacak?

Sistem, tüm mekanizmalarıyla, seçmenlerin üzerinde terör estirmek için elinden geleni yapıyor. 2012 seçimlerinde uyguladıkları “SyRizA gelirse Euro para biriminden çıkıp Drahmi’ye döneceğiz”, “Emekliler maaşlarını alamayacaklar”, “Komünistler evlerinizi alacak” korkutmaları, yeniden başladı bile...

Yıllarca bu “kokuşmuş” sistemin içine çöreklenmiş “kocabaş”lar, yüksek maaşlı “kalemşör”ler ve klâsik “politika cambazları” topyekûn SyRizA’nın tek başına iktidara gelmemesi için uğraşıyorlar...

Yıllarca anaakım medyada yüksek ücretler karşılığında “üfürükten” televizyon programları hazırlayan Stavros Theodorakis adlı “gazeteci”, “ülkeyi kurtaracağını” iddia ederek parti kuruyor ve direkt SyRizA’ya yükleniyor. Başbakan olarak memorandumu okumadan imzalayan ve sefalet politikalarını başlatan Yorgos Papandreu, ülkeyi kurtarmak adına yeni parti kuruyor ve seçimlere katılıyor vs.

Ama bu kez işleri zor. Anadolu’da güzel bir deyim var: “Hayvan terli!”

Yunanistan’da halk, tüm bu “Bizans oyunları”na kanmayacak. Bu, en hükûmet yanlısı yayın organlarında çıkan anketlerde bile SyRizA’nın en az 6 puan önde olmasından anlaşılıyor...

Kaldı ki, Almanya’da Der Spiegel dergisi bile, Merkel’e “Çipras çılgın değil; sadece ülkesini sefaletten kurtarmak istiyor ve taleplerinin çoğunda haklı; kendine gel” tarzında uyarılarda bulunuyor.

*

Tabii, tüm bunlar bir yana, asıl soruya dönecek olursak: 27 Ocak’ta ne olacak?..

SyRizA, aslında hiç de devrimci olmayan (eski SyRizA milletvekili, yazar Periklis Korovesis’in tâbiriyle “masum”) vaatlerde bulunuyor. Bunların bazıları şöyle:

- Emekli maaşları, vergiler ve asgari ücretin memorandum öncesindeki rakamlara dönmesi;

- Yoksulluk sınırındaki 300.000 kişiye bedava elektirik; 300.000 yoksul aileye, yemek kuponları vasıtasıyla, bedava beslenme programı; 300.000 işsiz gence iş sahası;

- Ücretsiz tıbbî bakım ve ilâç ücretlerinde vatandaşların ödediği hissenin azaltılması;

- Sokakta yatan evsizlere kalabilecekleri yer sağlama;

- 13’üncü maaşın (Noel hediyesi olarak verilen maaş) yeniden verilmesi;

- Yoksullara ve işsizlere toplu taşıtlarda ücretsiz (veya sembolik ücretli) ulaşım kartı;

- Taşıma ve ısınma yakıtlarındaki özel verginin kaldırılması.

Ve daha bir dizi “masum” vaat... ki bu vaatleri, samimi bir şekilde, rahatlıkla gerçekleştirebilir.

*

Diğer yandan, borcun büyük bir kısmının silinmesi; bankaların denetlenmesi ve ülkeyi sefalete sürükleyen, yolsuzluğa bulaşanların hukuka sevkedilmesi gibi “radikal” vaatler de var ki, bunlar, toplumun neredeyse tamamı tarafından desteklenen talepler.

Bu noktada, SyRizA önderliğinin radikal adımlar atabilmesi için, “diğer sol”a soldan, SyRizA tabanı ve halka “aşağıdan” basınç uygulama görevi düşüyor...

Kaldı ki, SyRizA’nın radikalleşmesi ve halkın da kendisine sahip çıkması durumunda, Avrupa’da egemenlerin iflâhının kesilip; değişim rüzgârının Yunanistan’dan İrlanda’ya, İspanya’dan Portekiz’e yayılması çok da vakit almayacak gibi.

Podemos lideri Pablo Iglesias’ın da dediği gibi: “2015 İspanya’da ve Avrupa’da değişimlerin yılı olacak. Yunanistan’dan başlıyoruz. İleri Aleksi. İleri SyRizA.”

Mustafa Çolak

[email protected]

Bültene kayıt ol