Kitlesel muhalefetin gücü kazanır

13.04.2015 - 09:39
Faruk Sevim
Haberi paylaş

Geçen hafta parlamentoda kabul edilen iş güvenliği yasası ile hükümet üç önemli konuda işçiler için olumlu adım attı.

Birincisi, madenlerde yaşam odası kurulması gereğini kabul etti, ikincisi iş güvenliği kurallarına uymayan işçilerin işten çıkarılabilmelerini öngören maddeyi yasadan çıkardı, üçüncüsü 1000 TL’nin altında aylık alan emeklilere 100 TL zam yaptı. Bütün bunlarda hem muhalefet partilerinin hem de sendikaların çabaları etkili oldu. Hükümetin işçilerin aleyhine atmaya çalıştığı adımlara karşı kamuoyunun, sendikaların birlikte karşı çıkması ve taleplerini halka anlatması etkili oldu. Bu da kitlesel muhalefetin gücünü bir kez daha gösterdi.

Ama işçi haklarına yeni saldırılar sırada. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasada memurların iş güvencesinin olmayacağını ilan etti. Seçimlerden sonra memurların iş güvencesi hakkına yönelik büyük bir saldırının işaretini verdi. Türkiye’de 657 sayılı kanun kapsamında çalışan ve kendilerine yasal olarak memur denilen kesim, diğer işçilere göre iş güvencesi açısından bazı avantajlara sahiptir. Sayıları 3 milyonu bulan memurları devlet kolaylıkla işten çıkaramaz. Hâlbuki işçiler ister devlette ister özel sektörde olsun işverenler tarafından pek çok bahane ile kolaylıkla işten çıkarılırlar. İş güvencesinin ortadan kaldırılması memurlar için çok olumsuz bir durumdur, mutlaka karşı çıkılması gereken bir konudur.

Hükümetin işçilere yönelik bir diğer önemli saldırı konusu da kıdem tazminatı. Hükümetin kıdem tazminatını fona devretmek için ne kadar ısrar ettiğine sürekli tanık oluyoruz. Tasarruf oranı düşük olan Türkiye kapitalizmi, tasarruf ihtiyacı için işçilerin kıdem tazminatlarına gözünü dikmiş durumda. İşçilerin net ve somut bir kazanımı olan kıdem tazminatını türlü formüllerle, türlü hikâyelerle ellerinden almaya çalışmak, düpedüz onları isyana teşvik etmek demektir.

Bütün bu saldırılara karşı işçilerin örgütlü mücadelesi şart. İşçiler güçlerini birleştirmeli, dosta düşmana bu güçlerini göstermelidir. Emek Platformu geçmişte işçi sınıfının en önemli mücadele örgütlerinden biri olmuştu, şimdi de acilen, ama sadece laik, seküler işçi örgütleri olarak değil en geniş bir şekilde toplanmalıdır. Seçimlerden sonra hem memurların iş güvencesi konusunda hem de işçilerin kıdem tazminatı konusunda kararlı bir mücadeleye şimdiden hazırlık yapılmalıdır.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol