AKP'ye oy veren işçiler

20.03.2015 - 10:05
Faruk Sevim
Haberi paylaş

AKP’ye oy veren işçileri AKP’den koparmak, AKP’nin ne kadar “gerici” olduğunu anlatarak değil, AKP’nin ne kadar kapitalist ve işçi düşmanı olduğunu anlatarak yapılabilir.

Ocak ayında MESS’e karşı metal işçilerinin başlattığı grev önemli bir heyecan yaratmıştı, ama üç gün sürebildi, AKP hükümeti grevi yasakladı. Metal işçilerinin grevi tüm işçiler için önemliydi. Çünkü imzalanan üç yıllık toplu sözleşmeler, düşük zam oranları işçilerin tepkisine yol açmaktaydı. Eğer grev başarılı olsaydı, sınıf hareketinde bir canlanmaya yol açabilirdi. Grev yasakları ve şimdilerde sıklıkla bahsedilmeye başlanan kıdem tazminatlarına el konma ihtimali işçilerin mücadele için sebeplerini artırıyor. Türkiye’deki işçilerin önemli bir bölümünün oy verdiği AKP hükümeti işçileri gittikçe daha çok öfkelendiriyor.

Aslında Anadolu’da pek çok kentte, işyerinde büyük çoğunluğu AKP’ye oy veren işçiler, toplu sözleşmelerde yaşadıkları haksızlıklara, sendikal örgütlenmelerine dönük saldırılara, iş cinayetlerine, işten çıkarmalara karşı direniyorlar, eylemler yapıyorlar. Bilecik’te seramik, Yozgat’ta maden işçileri uğradıkları haksızlıklar karşısında susmadı, eylemlere yöre halkı ve esnaf da destek verdi. Gaziantep ve Kastamonu’da işçiler yolları keserek taleplerini iletti. Sivas’ta işçiler eylemlerine müdahale eden polise karşı koydu. Kayseri’de Boydak işçileri fabrika fabrika dolaşarak binlerce işçinin üretimi durdurmasını ve sokağa dökülmesini sağladı.

Türkiye’nin her yerinde giderek artan oranda işçilerin patronlara karşı seslerini yükseltmeleri, henüz sınırlı düzeyde de olsa mücadeleye atılmaları, dikkate değer gelişmelerdir. Yaşanan her örnek işçilere örgütlülüğün ve hazırlıklı olmanın önemini, geçmiş mücadelelerden çıkartılmış derslerin kıymetini, sadece tek bir işyerinde veya sektörde harekete geçmenin yetmediğini göstermektedir.

Ancak bu süreçte sendikalar başarılı bir mücadele örneği sergileyememektedirler. İşçi sınıfını topyekün patronların karşısına dikmek yerine örneğin Eğitim-Sen “laik eğitim” eylemi yaparak işçi sınıfını bölmektedir. Sendikalar AKP hükümetinin kapitalist işçi düşmanı politikalarını teşhir edip, işçi sınıfının bütününün gücünü harekete geçirecek bir mücadele hattı izleyeceklerine, “gerici” AKP’ye karşı “laik” bir mücadele hattı ile yetinmektedirler.

Sendikaların önündeki görev işçi sınıfının topyekün mücadelesi için bir araya gelmeleri, tüm emek örgütlerinin yer aldığı Emek Platformu’nu tekrar oluşturmaları, işçilerin birleşik eylemini örgütlemeleridir.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol