1 Şubat 1979: Humeyni, İran'a döndü

01.02.2017 - 07:03
Haberi paylaş

Şubat 1979'da İran Devrimi sona ermek üzereydi. Ülkenin her yanında işçi şuraları oluşturulmuştu. 12 Şubat'ta halk kışlaları basıp silahlara el koydu, tüm hapishaneler boşaltıldı. Yüz binlerce insan silahlandı, ordu bölündü ve kitlelerden yana geçen askerler, tankları alarak halkla birlikte sokaklarda yürüyüşe geçti. Diktatör Şah Rıza Pehlevi ve diğer egemenler panik içinde ülkeden kaçtılar.

İran'da ilk devrimci sıçrama 1905'te yaşandı. Ardından 1923'te İran'ı 140 yıldır yönetmekte olan Kaçar hanedanı devrildi. Cumhuriyet kurulması tartışılırken, darbenin lideri Rıza Han 1925'te kendisini Şah ilan etti.

Rıza Han'ın şah olmasına daha ilk günden itibaren karşı çıkılmaya başlandı. 1951'de İran Başbakanı Muhammed Mussadık, petrolün kamulaştırılmasını savunmaya başladı ve ardından da kamulaştırmaya girişti. Dünyanın ikinci büyük petrol rezervlerine sahip olan İran, emperyalist güçler için çok önemliydi. Mussadık'ı başta işçiler olmak üzere büyük halk yığınları destekledi. Ancak 1953'te CIA tarafından gerçekleştirilen bir askeri darbe ile devrildi.

Pehlevi ailesi durumu bir kere daha kontrol etmeye başladı. Ancak, İran halkı kendi oylarıyla işbaşına getirdiği Mussadık'ın ABD tarafından darbe ile devrilmesini unutmadı. 1976'da İran da muhalefet yükselmeye başladı. Şah'ın ağır baskılarına karşı toplumun her kesiminden sesler yükseldi. Şah baskıyı daha da artırdı.

1976-1979 arasında İran'da büyük bir işçi hareketi de vardı. İlk büyük hareket, 1976'da yoksulların yaşadığı Güney Tahran'da gecekondu yıkıma karşı direnişti. Gecekondularda yaşayan binlerce insan direndi ve sonunda 50 bin kişilik bir gösteri gerçekleşti. Gecekondu yıkımı durduruldu.

Ardından grevler başladı. İran 3 yıl boyunca yüzlerce grev ve fabrika işgali ile karşılaştı. Haziran 1978'deki işçi mücadelelerinin ardından bağımsız işçi örgütleri yeniden gündeme geldi. Ağustos'ta işçi hareketi Şah rejimini olduğu kadar, ABD'yi de telaşlandırmaya başladı. 8 Eylül'de sıkıyönetim ilan edildi. 9 Eylül'de petrol işçileri greve başladı. Ardından basın grevi geldi. 10 binden fazla petrol işçisi ve 4 bin basın işçisi greve çıktı.

1979'da Humeyni İran'a geldiğinde işyerlerinde şuralar (işçi konseyleri) kurulmuş ve giderek güçlenmeye başlamışlardı. O dönemde İran'da üç önemli sol örgüt vardı: TUDEH (Komünist Partisi), Halkın Fedaileri ve Halkın Mücahitleri. Bu örgütlerin üçü de işçi sınıfından ve şuralardan uzak durdu. Üçü de 'önce demokratik devrimin gerçekleşmesi gerekir' diyordu.

Humeyni bütün ipleri ele geçirmek için şuraların yetkilerini kısıtlamaya kalkıştığında üç sol örgüt bu konuda sessiz kaldı ve böylece İran Devrimi boğulmuş oldu. Humeyni ve mollalar iktidarı bütünüyle ele geçirdi.

Daha sonra Irak-İran savaşı başladığında Humeyni eşsiz fırsat yakaladı. Milliyetçilik kartını çıkardı ve ulusu birleştirmek sloganı etrafında tüm sol muhalefeti ağır bir biçimde ezdi.

İran devrimi ezilenler için büyük bir fırsattı, ancak stalinizmin aşamacılığı devrimin yenilgisine yol açtı. İranlı devrimciler, İslami hareketten çekinmemekte haklılardı. Bugün İran devrimini örnek gösterip Tunus'a, Mısır'a, Suriye'ye sırt çevirmek pratikte Şah'ı desteklemekle, dolayısıyla kitlelerin öfkesini kanalize etmeyi başaran Humeyni'ye iktidarı altın tepsi içinde teslim etmek anlamına gelir.

Bültene kayıt ol