6 Kasım 1991: Ez vê sondê li ser navê gelê kurd û tirk dixwîm

06.11.2016 - 08:39
Haberi paylaş

1991 yılında Kürt halkına yönelik katliamların, zulmün, baskıların, işkencelerin, inkârın simgesi denebilecek bir olay yaşandı. SHP listelerinden milletvekili seçilen Leyla Zana, Mahmut Alınak ve Selim Sadak, mecliste yemin törenine katıldılar. Leyla Zana, yemin ettikten hemen sonra Kürtçe olarak “Bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği adına ediyorum” dedi. Meclisi dolduran ırkçılar, Kürt düşmanları buna tahammül edemediler.

Dönemin SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, 6 Kasım’daki yemin töreninin ardından milletvekillerinden partiden istifa etmelerini istedi. Leyla Zana ve Hatip Dicle, SHP’den istifa edip Demokrasi Partisi “DEP”e katıldı. Zana ve Dicle’nin ardından 14 milletvekili daha SHP’den ayrılarak, DEP’e geçti.

3 Mart 1994'te TBMM Genel Kurulu'nda yapılan bir oylamada Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Mahmut Alınak'ın milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırıldı.

Zana, Dicle ve Doğan, "milletvekili dokunulmazlığı" nedeniyle haklarında işlem yapılamayacağını savunarak TBMM'de ayrılmamaya karar verdi. Ancak polis, 4 Mart 1994'da Meclise girip DEP'lileri zor kullanarak gözaltına aldı. Sadak ise, 1 Temmuz 1994'te gözaltına alındı ve 12 Temmuz 1994'te tutuklandı.

Milletvekili dokunulmazlığı kaldırılan DEP'liler, bundan 13 gün sonra tutuklanarak Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ne konuldular. Bu sırada Anayasa Mahkemesi de, DEP'i kapattı.

8 Aralık 1994 tarihinde Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), "PKK talimatları doğrultusunda bölücü faaliyet yürüttükleri" iddiasıyla Zana ve diğer DEP'lileri eski Ceza Kanunu'nun (TCK) 125. maddesi uyarınca 15'er yıl ağır hapis cezasına mahkum etti. Kararlar, 26 Ekim 1995'te Yargıtay'ca onandı.

Dokuz yılı aşkın süre cezaevinde kalan Zana, Dicle, Doğan ve Sadak'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı başvuruda Türkiye, toplam 140 bin dolar manevi tazminat ödemeye mahkûm edildi.

17 Temmuz 2001 tarihli kararında AİHM, DGM'nin tarafsız ve bağımsız olmadığı, karar duruşmasında suçun niteliğinin değiştirilmesine karşın, suçlamanın nitelik ve nedenlerinin sanıklara açık biçimde bildirilmediği ve kendilerine savunma hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylık tanınmadığı, ayrıca ifadeleri karara esas alınan iddia şahitlerini duruşmada sorguya çekme ve dinleme imkanı verilmediğini tespit ederek, 'adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine" hükmetti.

DEP'lilerin yeniden yargılanma talepleri bir şey değiştirmedi. Aynı mahkeme, 21 Nisan 2004'te ilk kararında direndi. Ancak itiraz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay, sanıklar hakkında yürütülen infazın durdurulmasına ve salıverilmelerine karar verdi. DEP'liler dokuz yılı aşkın bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildiler.

Orhan Doğan ve diğer bazı DEP'liler, 22 Temmuz 2007 seçimleri için bağımsız milletvekili adayı oldular. Ancak Yüksek Seçim Kurulu, bu mahkûmiyetlerinin milletvekili olmaya engel bir durum olarak kabul ederek adaylıklarını reddetti. Doğan kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi.

Aradan geçen 25 yılda Kürt hareketi daha da büyüdü ve güçlendi. HDP, 2015'teki 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde 5 ila 6 milyon civarında oy aldı. Leyla Zana yeniden meclise vekil olarak döndü, TBMM'de yemin ederken "Türk milleti" yerine "Türkiye milleti" dedi. Ayrıca yeminine başlamadan önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a dönerek Kürtçe "Onurlu ve kalıcı bir barış umuduyla" dedi. Bu yüzden Zana'nın yemini geçerli sayılmadı.

25 yıl sonra bugünlerde AKP hükümeti yeniden Kürt vekillere saldırıyor. HDP eş başkanları ve milletvekilleri tutuklandı. Kürt halkı ve müttefikleri bu saldırıyı da püskürtecek.

Bültene kayıt ol