28 Ağustos 1963: Martin Luther King, “Bir hayalim var” dediği efsanevi konuşmasını yaptı

28.08.2015 - 10:14
Haberi paylaş

Martin Luther King 15 Ocak 1929'da öğretmen Alberta King ile rahip Michael Luther King'in oğulları olarak Boyhood'da dünyaya geldi. Küçük yaşlarından itibaren babasından din eğitimi aldı. 1951'de Boston Üniversitesi'nde teoloji öğrenimi gördü. 1953'te Coretta Scott ile evlendi ve dört çocuğu oldu. 1954 yılına kadar Montgomery'de rahiplik yaptı. Aynı yıl, siyahların düzenlediği bir protestonun liderliğini yaptı.

Şehirde yaşayan siyahlar, toplu taşım araçlarındaki ırk ayırımcılığına karşı bir protesto gösterisi düzenlemişlerdi. Toplu taşım araçlarını boykot ediyorlardı, çünkü bir siyah bir beyaza yerini vermeyi reddettiği için tutuklanmıştı. Boykot 381 gün sürdü ve King tutuklandı.

Amerikan Yüksek Mahkemesi'nin toplu taşım araçlarında ırk ayırımcılığının yasa dışı olduğuna dair bir karar vermesine kadar King pek çok ölüm tehdidi aldı, evi yakıldı. King 1957'den sonra ırk ayırımcılığına karşı ABD'nin her yerinde iki yüzden fazla konuşma yaptı. Tenlerinin rengi ne olursa olsun, insanların barış içinde yaşaması çağrısı yapıyordu.

1959 yılında Hindistanı ziyaret etti ve Gandhi'nin etkisiyle şiddetsiz direniş düşüncesini geliştirdi. 1962'de ABD başkanı Kennedy ile bir araya geldi ve ondan siyahların mücadelesine destek vermesini istedi. Kennedy, ona destek sözü verdi.

1963 yılında Alabama'nın Birmingham şehrinde büyük bir yurttaşlık hakları kampanyası düzenledi, bütün güney eyaletlerinde siyahlara karşı ırk ayırımcılığının son bulması, daha iyi eğitim ve barınma imkânının sağlanması için eylemler düzenledi. 28 Ağustos 1963'te Martin Luther King tarihi "Washington Yürüyüşü"nü gerçekleştirdi ve 200.000 kişinin karşısında efsanevi "Bir hayalim var" konuşmasını yaptı.

Bu konuşmada şunları diyordu:

Bugün size diyorum ki, dostlarım, şu anın getirdiği güçlüklere ve engellemelere rağmen bir hayalim var benim. Amerikan rüyasına derinden kök salmış bir rüyadır bu.

Bir hayalim var. Gün gelecek, bu ulus ayağa kalkıp kendi inancını gerçek anlamıyla yaşayacak. "Şunu kendinden menkul bir gerçek kabul ederiz ki, bütün insanlar eşit yaratılmıştır."

Bir hayalim var. Gün gelecek, eski kölelerin evlatlarıyla eski köle sahiplerinin evlatları, Georgia'nın kızıl tepelerinde kardeşlik sofrasına birlikte oturacaklar.

Bir hayalim var. Gün gelecek, Mississippi eyaleti bile, adaletsizliğin ve baskıların sıcağıyla bunalıp çölleşmiş olan o eyalet bile, bir özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek.

Bir hayalim var. Gün gelecek, dört küçük çocuğum, derilerinin rengine göre değil, karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar.

Bugün bir hayalim var benim.

Bir hayalim var. Gün gelecek, Alabama eyaleti, valisinin ağzından hep müdahale etme ve izin vermeme yönünde sözler dökülen o eyalet, küçük siyah oğlanlarla küçük siyah kızların, küçük beyaz oğlanlar ve küçük beyaz kızlarla el ele tutuşup kardeşçe birlikte yürüdüğü bir yere dönüşecek.

Bugün bir hayalim var benim.

Bir hayalim var. Gün gelecek, bütün vadiler yükselip bütün tepeler ve dağlar alçalacak, engebeli yerler düzlük yapılıp, girintilerle çıkıntılar düzleşecek ve Allah'ın şanı yeryüzüne inecek, bütün canlar hep birlikte görecek onu.

Bizim umudumuzdur bu. Güneye dönüşümde içimde taşıyacağım inançtır. İşte bu inanç sayesinde umutsuzluk dağını yontup bir umut anıtı yaratacağız. Ulusumuzu saran ahenksiz bağırtıları, bu inanç sayesinde güzel bir kardeşlik senfonisine dönüştüreceğiz. Bu inanç sayesinde birgün özgür olacağımızı bilerek hep beraber çalışacak, hep beraber dua edecek, hep beraber mücadele edecek, hep beraber hapse düşecek, özgürlük için hep beraber ayağa kalkacağız.

İşte o gün Yüce Allah'ın bütün kulları, yepyeni bir anlamla söyleyecekler bu ilahîyi:

Benim ülkem, senin ülken

Özgürlüğün güzel yurdu,

İşte söylüyorum sana:

Atalarımın öldüğü toprak burası,

Şehitlerin gururu olan toprak,

Her bir dağın yamacından,

Özgürlük yankılanacak.

Ve eğer büyük bir ulus olacaksa Amerika, bunun gerçekleşmesi şarttır. Öyleyse New Hampshire'in dev tepelerinden yankılansın özgürlük. New York'un ulu dağlarından özgürlük yankılansın... Her bir dağın yamacından yankılansın özgürlük.

Özgürlüğün yankılanmasını sağladığımızda, her kasabadan ve köyden, her eyaletten ve kentten özgürlüğün yankısını duyduğumuzda, o gün yakın demektir ve o gün Allah'ın bütün kulları, siyahlar ve beyazlar, Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Budistler el ele tutuşup siyahların eski bir ilahîsini söyleyecekler:

Sonunda özgürüz! Sonunda özgürüz!

Şükürler olsun Ya Rabbim!

Sonunda hepimiz özgürüz!

Martin Luther King, yaptığı konuşmalarda birçok kez Amerikan halkının, siyahi vatandaşlara uyguladığı maddi ve manevi baskıdan dolayı tazminat ödemek zorunda olduğunu söyledi. 1964 yılında bu konuda yazdığı "Neden Bekleyemeyiz" adlı kitabında kölelik nedeniyle siyahi vatandaşların alamadığı maaşlarının tazminatı olarak 50 milyar dolatın bir tazminat programı içerisinde 10 yıl gibi bir sürede siyahlara dağıtılması gerektiğini belirtti.

1965 ve 1966 yıllarında mücadelesini örgütlemeye devam etti. Vietnam savaşına karşı çıktığı için, ırkçı ve milliyetçi çevrelerden tepkiler aldı. Aynı zamanda kapitalizme karşı ifadeleri yüzünden aldığı tehditlerde büyük bir artış yaşandı. 3 Nisan 1968'de Mason Temple'da "Mountaintop'a Gittim" adlı son konuşmasını yaptı. Ardından ertesi gün 4 Nisan 1968 günü Memphis'te kaldığı Lorraine Motel'in balkonunda uğradığı silahlı suikast sonucu öldürüldü. Ölümünden sonra ABD başkanı Lyndon B. Johnson, ulusal yas ilan etti. Cenazesine 300.000 kişi katıldı.

Bültene kayıt ol