Adalet partisine karşı adalet nöbeti

18.08.2017 - 12:02
Kıvanç Eliaçık
Haberi paylaş

Varşova-Brüksel ilişkileri gerginleşirken PiS, ülkenin seçim sistemini, yasalarını ve siyasi kültürünü iktidarı hiç kaybetmeyeceği şekilde düzenlemek istiyor. Muhalifler bu duruma yarı-krallık rejimi diyor ve sokakları dolduruyor.

Polonya’da Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PiS) seçim ve yargı sisteminde yaptığı değişiklikler on binlerce kişi tarafından protesto ediliyor. Meclis, Yargıtay ve Cumhurbaşkanlığı hatta Cumhurbaşkanı’nın yazlık evi eylemcilerin kurduğu kamplarla çevrilmiş durumda. Leh halkı, 1989’dan bu yana ilk kez böylesi kitlesel gösterilere tanık oluyor.

PiS hükümeti üç yasa tasarısı hazırladı ve mecliste onaylattı. İlki, “Savcılar ve Hâkimler Konseyi” üyelerinin hükümet tarafından belirlenmesini içeriyor. İkincisi, Adalet Bakanlığı’na yerel hâkimleri doğrudan atama yetkisi veriyor. Üçüncüsü ise bütün Yargıtay hâkimlerinin görevine son veriyor ve yeni atamaların Adalet Bakanı tarafından yapılacağını söylüyor. Gösterileri tetikleyen son yasa tasarısı aynı zamanda Yargıtay’ı seçim sonuçlarının onay mercii haline getiriyor.

Yargıtay’ı siyasete bağlayan tasarı protestoların etkisiyle, Cumhurbaşkanı tarafından veto edildi. Hükümet “Adil Değişim” programından vazgeçmedi ama muhalefet güven kazanmış oldu.

PiSokrasi ve yarı-krallık

Prawo i Sprawiedliwosc (PiS), çeşitli merkez sağ ve merkez sol hükümetlerin ardından 2015 yılında yüzde 51 katılımlı seçimlerde, yüzde 38 oy olarak hükümetini kurdu. Hiçbir resmi görevi olmamasına rağmen ülkenin fiili lideri olan parti başkanı Jaroslaw Kaczynski, önceleri ilkeli bir muhalif olarak anılıyordu. Zamanla kendi ilkelerini, kanunların üzerinde tutan biri haline geldi. Seçim kampanyası sırasında “Erdoğan’ın Türkiyesi’ni örnek almalıyız” diyerek dikkat çekmişti.

Kaczynski, fiili iktidarının ilk günlerinde, devleti yeniden inşa edeceğini, ‘komünizm artığı seçkinleri’ temizleyeceğini söyledi. Aile değerlerini güçlendireceğine, kiliseyi ve Hıristiyan değerlerini yükselteceğine söz verdi. “Adil Değişim” başlıklı hükümet programı, kamu hizmetlerine yatırım yapmadan, yoksullara ‘sosyal destek’ dağıtarak ilerledi. ‘Sadakalar’, kilise kurumları ve hükümet yanlısı dernekler aracılığıyla aile temelli olarak dağıtıldı.

İkiz kardeşi ve eski Cumhurbaşkanı olan Lech, 2005 yılında şüpheli bir uçak kazasında ölen Kaczynski, Smolensk kazasından dolayı Rusya’yı ve Polonya gizli servisine çöreklenmiş hainleri suçladı. Bu vesileyle iç ve dış düşmanlar tehdidini sürekli hatırlattı. AB temsilcilerine karşı sert açıklamalar yaptı.
PiS, önce basını kontrol altına aldı. Reklam alma koşullarını düzenlendi. Kamuya ait basın kuruluşlarında pek çok kişi işten çıkartıldı veya istifaya zorlandı. Meclis görüşmelerini haber yapmak zorlaştırıldı.

Silahlanma harcamaları arttı. Gönüllü korucu birlikleri oluşturuldu. Eğitim sistemi, Katolik değerlerine göre değiştirildi. Pek çok derneğin faaliyetleri engellenirken, hükümete yakın olanlara kamu bütçesinden kaynak aktarıldı. Devlet destekli nefret gösterileri düzenlendi. Muhalefetin meclis kürsüsündeki konuşmaları engellendi. Hükümet sözcüleri, devam eden davalarla ilgili açıklamalar yaparak masumiyet karinesini ihlal etti. Varşova-Brüksel ilişkileri gerginleşirken PiS, ülkenin seçim sistemini, yasalarını ve siyasi kültürünü iktidarı hiç kaybetmeyeceği şekilde düzenlemek istiyor. Muhalifler bu duruma yarı-krallık rejimi diyor.

Kadın grevinin izinde

PiS’in toplumsal uzlaşma aramadan, meclis çoğunluğunu kullanarak dayattığı düzenlemeler ülke genelinde adalet nöbetleriyle protesto ediliyor. Snapchat gençliğiyle 1980’lerin anti- komünist kuşağını buluşturan yürüyüşler ve halk toplantıları devam ediyor. Meclis önünde nöbet tutan binlerce kişi içeriye girip çıkan siyasetçileri yuhalıyor. İhtiyarlar bunu Lech Walesa’nın Solidarnosc toplantılarına, gençlerse Game of Thrones’un “Cersei Lannister Utanç Yürüyüşü”ne benzetiyor.

Nöbetlerde en çok görülen bayrak Polonya bayrağı olsa da LGBTİ eylemcilerin gökkuşağı renkleri de rahatlıkla dalgalanıyor. Cumhurbaşkanlığı sarayında yapılan check-in’ler, cep telefonundan canlı yayınlar, “trollemeler”, “capsler” birbirini takip ediyor.

Geçen yıl yine tartışmalı başka bir yasa gündemdeydi. Kürtaj tamamen yasaklanmak istenince on binlerce kadın, siyah giyinerek sokaklara çıkmıştı. Düzenlenen kadın grevinde sadece işyerlerinde değil, kadınlar, toplumsal hayatın her alanında greve çıktı ve yasa geri çekildi. Polonya halkı sokak gösterilerinin gücünü hatırladı.

Ardından eğitim sistemindeki ‘Katolikleşme’ ve memur atamalarındaki ayrımcı uygulamalar sendikalar tarafından protesto edildi. Kentsel dönüşüm, emlak spekülasyonları ve Bialowieza Ormanı’nın tahrip edilmesi çok sayıda yeni yurttaş örgütünün ortaya çıkmasına neden oldu. RAZEM’in seçim başarısı solu bir alternatif haline getirdi.

Razem (Birlikte) Partisi nöbetlerin en dikkat çeken gruplarından biri. Polonya’nın Podemos’u olarak anılan parti “Futbol sahasında hem hakem hem oyuncu olamazsınız” diyerek yasaları protesto ediyor. Merkez sağ muhalefetten radikal sola, sosyal medya platformlarından siyasetten uzak durmaya çalışan mahalle derneklerine kadar farklı kesimleri bir araya getiren geniş tabanlı muhalefet PiS’in dayatmalarına, krallık özlemine karşı bir araya geldi. Adalet nöbetleri devam ediyor. Kaczynski kolay vazgeçmeyecek ama bağımsız yargı ve demokratik siyaset talep eden muhalefet de ikinci raunda güçlü başlıyor.

Kıvanç Eliaçık
DİSK, Uluslararası İlişkiler Direktörü

(Cumhuriyet)

Bültene kayıt ol