Bu yasayı kabul etmiyoruz!

26.10.2017 - 10:01
Haberi paylaş

Hiçbir yasa değişikliği, hele bu kadar tartışmalı, toplumun ciddi bir kesiminin karşısında durduğu bir değişiklik, başta kadınlar olmak üzere halka rağmen yapılmamalı!

İl ve ilçe müftülerini evlendirme memurları arasına ekleyen “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” Meclis’ten geçti. Kamuoyunda oldukça tartışma yaratan kanunun gerekçesinde bu yetkiyle amacın “Vatandaşların evlendirme işlemlerini kolaylaştırmak, daha kolay ve seri bir şekilde hizmet alımını sağlamak” olduğu belirtiliyor. Yasa ayrıca evlilik aracılığıyla vatandaşlığa geçişte "genel ahlak" kriteri getiriyor.

Yasadaki değişiklik gündeme geldiği günden bu yana kadın örgütleri başta olmak üzere geniş bir muhalefetle karşılandı. Özellikle kadın örgütleri Meclis’te görüşmeler devam ederken bile farklı illerde sokaktaydı. Yasa geçtikten sonra da yasanın geri çekilmesi için protestolar devam ediyor. Bu gösterilere  Cumhurbaşkanı Erdoğan "Şimdi çıkıyorlar, tencere tava aynı hava. Meydanlara çıkıp bu tür nikah istemiyorlarmış. Tövbe, tövbe. İsteseniz de istemeseniz de bu Meclis’ten geçecek" sözleriyle yanıt verdi.

Yasa değişikliği temelsiz

Birincisi, bu yasa değişikliğinin gerekçesini geçerli kılacak verileri bilmiyoruz. Evlendirme işlemlerinde hangi nedenden dolayı zorluk ve engel yaşandığı belli değil. İnsanların evlendirme işlemlerinin hangi aşamasında yavaş hizmet alımından dolayı sıkıntı yaşadığı yine belli değil. Dolayısıyla bu yasa değişikliği, hangi ihtiyaçları tam olarak karşılayacağı konusunda toplum yeterince bilgilendirilmeksizin yapılıyor. Değişikliğin toplumu kutuplaştıracağı uyarıları ve içeriğe ilişkin itirazlar ve eleştiriler hiçbir şekilde dikkate alınmadı. 

İkincisi, vatandaşlığa geçişte ‘genel ahlak’ kriteri getirmek, yönetenlerin kendi ahlak kriterlerini tüm topluma dayatması demektir. ‘Genel ahlak’ kimin ahlakı sorusu bir kez daha önümüze geliyor.

Meclis’te geçen yasadaki en büyük sorunlardan biri bütün bu uygulamaların denetimine dair hiçbir düzenleme bulunmaması. Yasal olarak denetim mekanizmaları olmadığı müddetçe hükümet sözcülerinin veya İçişleri Bakanı’nın itirazlara cevaben ‘yatıştırıcı’ sözlerinin hiçbir geçerliliği yok.

Başta Erdoğan olmak üzere tüm AKP’lilerin konuyla ilgili açıklamaları, yasaya karşı gelişen muhalefete meydan okumayı içeriyor. Yasa tasarısını gündeme getirenler yasanın içeriğini tartışmadı, sadece bu değişikliği topluma dayattı. Hiçbir yasa değişikliği, hele bu kadar tartışmalı, toplumun ciddi bir kesiminin karşısında durduğu bir değişiklik başta kadınlar olmak üzere halka rağmen yapılmamalı.

Dolayısıyla, bu yasa tasarısı başta kadın örgütleri olmak üzere toplumun geniş kesiminin itirazlarına rağmen Meclis’ten zorla geçti. Üstelik yasanın lehine konuşan hiçbir kadın vekil yokken.

Kutuplaşmaya izin vermeyeceğiz!

AKP, her zaman yaptığı gibi, özellikle kadınların dahil olduğu, onları ilgilendiren düzenlemeler üzerinden toplumu kutuplaştırmaya devam ediyor. Bunu özellikle kültürel alanlara giren uygulamalarla yapıyor çünkü bu konularda toplumu ayrıştırmak çok daha kolay. Örneğin günümüzde kadın cinayetleri, kadınların iş hayatında karşılaştığı zorluklar, kadına yönelik şiddet gibi çok yakıcı meselelerin hiçbiri ile ilgili adım atmayıp bu konuyu gündeme getirmek AKP’nin toplumu kutuplaştırarak kendi tabanını konsolide etme stratejisinin bir parçası. Toplumun temel kutuplaşma eksenlerinden birisini sekülerlik-dindarlık oluştururken sürekli bu kutuplaşmayı artıracak öneriler toplumsal gerilimi yükseltiyor. Nikahı müftünün mü yoksa belediye memurunun mu kıydığı ya da kıyacağı toplumu bölen konulardan biri olma riski taşıyor. Dolayısıyla böyle bir kutuplaşma riskinin bulunduğu bir ortamda böylesine temelsiz bir öneriyi öne sürmek bu kutuplaşma ortamının yarattığı gerilimden yararlanmaktan başka işe yaramıyor. Gerçekten toplumsal sorunlara çözüm getirmek üzere hazırlanan öneriler, toplumun bir kesimine meydan okuyarak değil toplumun tüm kesimlerinin önerileri ve ihtiyaçları dikkate alınarak yapılmalı.

Neler değişecek?

• 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu - Madde 22

(2) Evlendirme memuru; belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde muhtardır. Bakanlık, il nüfus ve vatandaşlık müdürlüklerine, nüfus müdürlüklerine ve dış temsilciliklere evlendirme memurluğu yetkisi ve görevi verebilir. Eşlerden birinin yabancı olması halinde evlendirmeye, il ve ilçe belediye evlendirme memurlukları ile nüfus müdürleri yetkilidir.

Nüfus Hizmetleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na göre, yukarıdaki maddeye “dış temsilciliklere” ibaresinden sonra “il ve ilçe müftülüklerine” ifadesi eklenecek.

 •5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun “Nüfus Olayları” başlıklı 3. Kısmında, Bildirim yükümlülüğü ve süresini düzenleyen 15. Madde değiştiriliyor. Maddeye şu fıkra ekleniyor:

“Sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılır. Beyanın teyidi amacıyla mülki idare amirinin emriyle, aile hekimlerinin aracılığıyla araştırma yaptırılır.”

•5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu – Madde 16 “Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması”

(1) Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;

a) Aile birliği içinde yaşama,

b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,

c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır.

C bendi, “Millî güvenlik, kamu düzeni ve genel ahlak bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmama” olarak değiştiriliyor.

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol