İzmir’de Emek Forumu yapıldı: “Her türlü işçi örgütlenmesi için çaba gösterelim”

26.02.2018 - 13:39
Haberi paylaş

Antikapitalistler Platformu tarafından birincisi Aralık ayında İstanbul’da yapılan Emek Forumu’nun ikincisi 25 Şubat Pazar günü İzmir’de düzenlendi.

Antikapitalistler tarafından İzmir’de Emek Forumu düzenlendi. Bu, ilki Aralık ayında İstanbul’da yapılan Emek Forumu’nun ikinici toplantısı oldu. Forumun ilk oturumunda Emek Çalışmaları Topluluğunda Ebru Işıklı ve Antikapitalistler Platformundan Faruk Sevim, işçi sınıfının durumu, yapısı ve eylemleri ile ilgili bilgi verdi.

“Memurlarda KHK eylemleri, işçilerde TİS anlaşmazlığı”

Emek Çalışmaları Grubundan Ebru Işıklı,  Türkiye’de 2017 yılının ilk 6 ayında yapılan işçi eylemleri ile ilgili özetle şu bilgileri verdi:

“İşçi eylemlerini temel olarak üç grupta topluyoruz, işyeri temelli eylemler, genel eylemler, dayanışma eylemleri. 2017 yılında iş yeri temelli olarak 198 vakada, 437 eylem gerçekleşti. Genel ve dayanışma eylemi olarak ise 120 vakada 159 eylem gerçekleşti. Toplamda ise 318 vakada 598 eylem yapıldı.

2016 yılında aylık ortalama 43 işçi eylemi yapılırken, 2017’nin ilk yarısında bu sayı 50 oldu. 2015’te aylık ortalama 52 eylem gerçekleşmişti. 2017’nin ilk 6 ayında diğer yıllara göre taşeron işçi eylemlerinde artış oldu. Eylemler ağırlıklı olarak yürüyüş, basın açıklaması (yüzde 52) şeklinde yapıldı.

Memurlarda KHK eylemleri, taşeron işçilerde ücret gaspı ile ilgili eylemler, özel sektörde ise toplu iş sözleşmesi (TİS anlaşmazlığı nedeniyle yapılanlar en fazla eylem nedeni oldu. Eylemleri yüzde 36 oranında işçi sendikaları, yüzde 29 oranında memur sendikaları, yüzde 33 oranında işçiler herhangi bir örgüt olmaksızın kendileri gerçekleştirdi.

KESK tüm eylemlerde en fazla öne çıkan sendika oldu, onu DİSK ve Türk iş izledi. İşkollarına göre sıraladığımızda en fazla eylem inşaat işkolunda (yüzde 18) yapıldı, memurlar (yüzde 14) ve metal sektörü (yüzde 12) diğer önemli eylem yapılan sektörler oldu.

En çok eylem İstanbul’da gerçekleşti (yüzde 25). Diğer en çok eylem yapılan iller İzmir ve Kocaeli, Ankara oldu. En çok eylem yapılan yerler işyerleri önü (yüzde 46) ve işyeri içi (yüzde 30) ve meydanlar (yüzde 22) oldu.”

“İşçilerin yüzde 73’ü sendikalara olumlu bakıyor”

Antikapitalistler Platformu’ndan Faruk Sevim kapitalizm, işçi sınıfı ve sendikaların önemi üzerinde durdu. Sevim’in konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Kapitalizmin krizi devam ediyor. Dünyada ve Türkiye'de kapitalist sistem 2008 yılında girdiği krizinden hala çıkamıyor. Emperyalistler arasında çıkan güç çatışmaları giderek artıyor. Kapitalizmin krizi savaşları tetikliyor, her ülke silaha daha fazla yatırım yapıyor. Zorunlu göçmenlerin sayısı artıyor, ırkçılık ve milliyetçilik yükseliyor.

Kapitalizmin saldırılarına karşı tüm dünyada ve Türkiye’de işçi sınıfı mücadele ediyor. İran halkı diktatörlere karşı ayaklandı. Hindistan’da 400 milyon işçi genel greve gitti. Yunanistan’da Avrupa Birliğinin kemer sıkma politikalarına karşı işçiler sürekli eylem yapıyor. Çin’de düşük ücretlere karşı yüzlerce işyeri eylemi oluyor. Almanya’da 4 milyon metal işçisi greve gitti, patronlar işçilerin taleplerini kabul etmek zorunda kaldı.

Türkiye’de 2018 yılında çeşitli işçi eylemleri oldu. Sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan Assan işçileri eylemlerine devam ediyor. Doğu Pres işçileri patronun verdiği zamma karşı üretimi durdurdu. Çeşitli belediyelerde ve kamu kurumlarında çalışan taşeron işçiler kadroya alınmadıkları için eylem yapıyorlar. Sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten atılan MAPP işçileri direniyorlar. Sendikaya üye oldukları için işten atılan Uyar Çelik işçileri iki aydır fabrika önünde direniyorlar.

3. havalimanı inşaatında çalışan işçiler çalışma ve barınma koşullarına karşı kamp amirliğine yürüdü. Real Marketlerin iflası sonrası hakları gasp edilen işçiler eylemlerini sürdürüyor. Pirelli, Brisa, Goodyear patronlarıyla Lastik-İş arasındaki toplu sözleşme süreci sonuçlandı. İşçiler ortalama yüzde 19 zam aldı. Bugün sendikalaşma nedeniyle işten atılan Kod-A işçilerinin 143., DHL işçilerinin 221., Akkim işçilerinin 220. günü, işçiler direnişlerine devam ediyorlar. Şeker işçileri özelleştirmeye karşı direnişe başladı.

OHAL ilanının ardından devreye konulan KHK saldırılarıyla ihraç edilen KESK üyesi kamu emekçilerinin İstanbul Bakırköy ve Kadıköy'deki direnişleri 57. haftasında devam ediyor. Metal işçilerinin kararlı duruşunu gören MESS ve devlet, işçilerin önerdiği zam oranlarına ve koşullara çok yakın bir sözleşmeyi imzalamak zorunda kaldı.

Temmuz 2017’de yayınlanan son istatistiklere göre Türkiye’de kamu çalışanları dahil toplam 22 milyon işçi içinde sendikalı işçilerin sayısı 3,3 milyon (yüzde 15). Sendikalı işçiler, Türk-iş (900 bin), Hak-iş (500 bin), DİSK (150 bin), Memur-sen (1 milyon), KESK (170 bin), Türkiye Kamu-sen (400 bin) ve Birleşik Kamu iş (70 bin) gibi başlıca yedi farklı konfederasyona üye.

DİSK’in bir araştırmasına göre, kararsızlar ve cevap vermeyenler hariç tutulduğunda işçilerin yüzde 73’ü sendikalara olumlu bakıyor. Yüzde 50’den fazlası aldığı ücretin, yaptığı işe göre az olduğunu düşünüyor. Yüzde 18’i sigortasız çalıştığını, yüzde 87’si herhangi bir sendikaya üye olmadığını, yüzde 54’ü ay sonunu getirmede çok zorlandığını söylüyor. Sendikalı işçilerin ücret düzeyi, sendikasızlara göre yüzde 18 daha yüksek. Yani işçileri sendikalara üye yapmak için oldukça elverişli bir dönemde bulunuyoruz.

Irkçılığa ve milliyetçiliğe karşı mücadeleyi, göçmenlerle dayanışmayı, her türlü ayırımcılığa karşı mücadeleyi, işçi sınıfının haklarını savunmayı öne çıkararak, bu konularda gösteriler örgütleyerek güçlenebiliriz. Bunun için elimizde sendikalar, devrimci partiler var, bunlara sahip çıkalım, örgütlenelim, örgütlü olmaya devam edelim. Bu taleplerle 1 Mayıs için şimdiden örgütlenme çalışmalarına başlayalım.”

İşyerlerinden deneyimler

İkinci oturumda çeşitli işyerlerinden işçiler mücadele deneyimlerini paylaştılar, önümüzdeki dönemde yapılması gerekenlerle ilgili önerilerini sundular.

Saya işçileri geçen aylarda yaşadıkları örgütlenme deneyimlerini anlattılar. Türkiyeli işçilerin 2013 yılından itibaren mücadeleye girdiklerini, 2017 yılında Suriyeli işçileri de mücadeleye dâhil ettiklerini, ancak çeşitli olumsuzluklar nedeniyle mücadelenin şimdilik başarıya ulaşamadığını söylediler. 3 bini sayacı olmak üzere, 40 bin kundura işçisinin çalıştığı İzmir-Işıkkent havzasında yeni bir örgütlenme ve mücadele sürecinin başlatılması gerektiğini belirttiler.

Plazalarda çalışan işçiler, çalıştıkları koşulların olumsuzluklarını anlattılar, örgütlenmenin plaza işçileri için de şart olduğunu söylediler. Özellikle çağrı merkezlerinde çalışanlar, çalışabilmek için antidepresan aldıklarını, çok zor koşullarda çalıştıklarını anlattılar.

Öğretmenler, özellikle eğitimin giderek daha fazla paralı hale getirildiğini, müdür olmak için en önemli kriterin velilerden daha fazla para toplamak olduğunu belirttiler

Belediye işçileri, işyerlerindeki sendikanın işçilerin yararına işler yapmak yerine işverene yaranmaya çalıştığını, sendikacılığın bir meslek haline geldiğini, bunu önlemek için sendikalar yasasına yönelik daha demokratik taleplerimiz olması gerektiğini söylediler.

Metal iş kolundan gelen işçiler neoliberal dönemde sendikaların zayıfladığını, ama şimdi sendikaların öneminin giderek arttığını, özellikle eğitimle yeni genç bir işçi sınıfının gelmekte olduğunu anlattılar. Sendikal bölünmüşlüklere karşı çıkmak, tek sınıf tek sendika sloganını her yerde savunmak gerektiğini belirttiler.

Sağlık çalışanları, sağlıkta özelleştirmenin hızla devam ettiğini, özellikle şehir hastaneleri kurulduktan sonra her türlü sağlık hizmetinin çok daha pahalı hale geleceğini, bunun tüm topluma anlatılması gerektiğini aktardılar.

KHK mağduru işçiler, “OHAL’e, KHK düzenine hayır demeliyiz. KHK’larla mağdur edilen milyonlarca emekçi var, bu insanların sorunlarıyla ilgilenmeliyiz. KHK sonucu işten atılanlara yönelik toplumsal duyarlılığı artırmalıyız” şeklinde konuştular.

Konuşmaların sonunda, sendikalara sahip çıkılması, adı sendika olsun veya olmasın her türlü işçi örgütlenmesi için çaba gösterilmesi gerektiği vurgulandı. Emek Forumu’nda ortaya konulan çeşitli bilgilerin, önerilerin işçilere anlatılması, işçiler arasındaki örgütlenmelerin çoğaltılması için organize olmak gerektiği, sokağa çıkmak gerektiği ifade edildi. Sokakta eylem ve etkinlikler yapmanın, içinde bulunduğumuz karamsar ortamı bir nebze de olsa geriletebileceği söylendi.

Bültene kayıt ol