Neoliberalizm öldürüyor: Siirt katliamının sebebi kâr hırsı ve taşeronlaştırma

19.11.2016 - 11:45
Haberi paylaş

Siirt'te madencilerin ölmesinin sebebi basitçe "heyelan" değil, AKP hükümetinin neoliberal uygulamaları ve patronların kâr hırsı.

Park Elektrik'in beş yıl önce Maraş Elbistan’da işlettiği kömür madeninde de on işçi hayatını kaybetmişti. Maden mühendisleri her iki iş cinayetine de ‘şev’ denilen basamakların projeye uygun açılmamasının neden olduğunu belirtiyor. Bu basamakların uygun açılmamasının sebebi ise maliyeti düşürmesi.

Gazete Duvar’dan Sadık Güleç’in haberine göre, Elbistan’da Ciner grubuna ait kömür madeninde 10 Şubat 2011 tarihinde gerçekleşen iş cinayetinde on işçi hayatını kaybetmişti. Bu işçilerden sadece birinin cenazesi çıkartılabildi, aradan geçen beş yıla rağmen dokuz işçinin cesedine hâlâ ulaşılamadı. Türkiye Maden Mühendisleri Odası’nın bu iş cinayetinden sonra hazırladığı raporda en önemli neden olarak daha fazla kömür daha az toprak kazılması gösterilmişti. Raporda projede 2011 yıl sonuna kadar 200 milyon metreküp toprak kazısına karşın 12 milyon ton kömür üretilmesi planlanırken 60 milyon metreküp eksik kazı yapılarak planlanandan 4 milyon daha fazla kömür üretildiğine dikkat çekilmişti. Daha az hafriyat daha fazla maden çıkartılmasının yöntemi ise planlanan şevlerin projede öngörülenden daha dik ve dar yapılması. Raporda bu iş kazasına ilişkin başlıca hatalardan biri olarak “projede öngörülenden daha dik şev açılarının oluşturulması” gösterilmişti.

‘Proje dışı’ çalışma yapılmış

Önceki gün Siirt’te meydana gelen iş cinayetine ilişkin de ilk gözlemler ‘şev’ denilen basamakların uygun açılmadığına işaret ediyor. Olayın meydana geldiği alanda incelemeler yapan Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Ergin şu açıklamayı yapmıştı; “Burada olan bir şev kaymasıdır. Açık ocak işletmelerinde bir takım kademeler oluşturulup, maden alımı yapılıyor. Şev, açık işletmelerdeki basamaklarda kazı yapılan alın düzleminin yatay düzlemle yaptığı dar açıdır. Burada planlanan şev açılarına uyulmuş mudur, buna bakmak gerekiyor. Şevin kaymayı engelleyecek bir açıyla kazılması gerekiyor. Ancak burada anlaşılıyor ki proje dışı iş yapılmış. Bununla birlikte üretimi hızlandırdılar ve bunun sonucu şev kayması yaşandı.”

İki iş cinayetinin de sebebi şev kayması

Meydana gelen iki iş cinayetini Gazete Duvar’a değerlendiren Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel toprak kaymasının sebebinin ‘şev açılarına uyulmaması’ olduğunu belirtti. Yüksel “toprak kayması olduysa bunun sebebi şev açılarına uyulmamasıdır” dedi. Yüksel iki olaya ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı; “Bir sahada bu şekilde kömür çıkartılmadan önce projelendirilir. Şev denilen basamakların açıları genişlikleri yükseklikleri belirlenir. Ancak burada şev açılarına uyulmadığı görülüyor. Sahada toprak kaymasına daha sonra gelişen doğal şartların yol açtığı iddia ediliyor. Fakat böyle bir toprak kayması bir anda olmaz. Mutlaka arazi kendini belli eder. Ve tekrar şev açıları düzenlenebilir. Şu anda teknik bir rapor hazırlamak için çok erken… Ama görülen durum bu.”

Maliyeti azaltıyor üretimi artırıyor

Ayhan Yüksel şev denilen basamakların daha kısa tutulmasının sebebinin ise ‘daha fazla maden daha az hafriyat’ anlamına geldiğini belirterek, “Şevlerin daha kısa tutulması nedeniyle daha az kazıyorsunuz. Maliyetiniz düşüyor” dedi.

İki kazada da asıl sorunun taşeronlaştırma olduğunu söyleyen Yüksel, madeni işleten Ciner Holding’in devletten aldığı araziyi dört farklı taşerona verdiğini söyledi. “Asıl mesele taşeronlaştırma” diyen Yüksel iki iş cinayetinde de aynı nedenlerin yol açtığını ifade etti; “Orada da Ciner’in kendisi devletin taşeronuydu. Orada da şev basamakları uygun açılmamıştı.”

Gazete Duvar’dan Sadık Güleç’in haberine göre, Elbistan’da Ciner grubuna ait kömür madeninde 10 Şubat 2011 tarihinde gerçekleşen iş cinayetinde on işçi hayatını kaybetmişti. Bu işçilerden sadece birinin cenazesi çıkartılabildi, aradan geçen beş yıla rağmen dokuz işçinin cesedine hâlâ ulaşılamadı. Türkiye Maden Mühendisleri Odası’nın bu iş cinayetinden sonra hazırladığı raporda en önemli neden olarak daha fazla kömür daha az toprak kazılması gösterilmişti. Raporda projede 2011 yıl sonuna kadar 200 milyon metreküp toprak kazısına karşın 12 milyon ton kömür üretilmesi planlanırken 60 milyon metreküp eksik kazı yapılarak planlanandan 4 milyon daha fazla kömür üretildiğine dikkat çekilmişti. Daha az hafriyat daha fazla maden çıkartılmasının yöntemi ise planlanan şevlerin projede öngörülenden daha dik ve dar yapılması. Raporda bu iş kazasına ilişkin başlıca hatalardan biri olarak “projede öngörülenden daha dik şev açılarının oluşturulması” gösterilmişti.

‘Proje dışı’ çalışma yapılmış

Önceki gün Siirt’te meydana gelen iş cinayetine ilişkin de ilk gözlemler ‘şev’ denilen basamakların uygun açılmadığına işaret ediyor. Olayın meydana geldiği alanda incelemeler yapan Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Ergin şu açıklamayı yapmıştı; “Burada olan bir şev kaymasıdır. Açık ocak işletmelerinde bir takım kademeler oluşturulup, maden alımı yapılıyor. Şev, açık işletmelerdeki basamaklarda kazı yapılan alın düzleminin yatay düzlemle yaptığı dar açıdır. Burada planlanan şev açılarına uyulmuş mudur, buna bakmak gerekiyor. Şevin kaymayı engelleyecek bir açıyla kazılması gerekiyor. Ancak burada anlaşılıyor ki proje dışı iş yapılmış. Bununla birlikte üretimi hızlandırdılar ve bunun sonucu şev kayması yaşandı.”

İki iş cinayetinin de sebebi şev kayması

Meydana gelen iki iş cinayetini Gazete Duvar’a değerlendiren Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel toprak kaymasının sebebinin ‘şev açılarına uyulmaması’ olduğunu belirtti. Yüksel “toprak kayması olduysa bunun sebebi şev açılarına uyulmamasıdır” dedi. Yüksel iki olaya ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı; “Bir sahada bu şekilde kömür çıkartılmadan önce projelendirilir. Şev denilen basamakların açıları genişlikleri yükseklikleri belirlenir. Ancak burada şev açılarına uyulmadığı görülüyor. Sahada toprak kaymasına daha sonra gelişen doğal şartların yol açtığı iddia ediliyor. Fakat böyle bir toprak kayması bir anda olmaz. Mutlaka arazi kendini belli eder. Ve tekrar şev açıları düzenlenebilir. Şu anda teknik bir rapor hazırlamak için çok erken… Ama görülen durum bu.”

Maliyeti azaltıyor üretimi artırıyor

Ayhan Yüksel şev denilen basamakların daha kısa tutulmasının sebebinin ise ‘daha fazla maden daha az hafriyat’ anlamına geldiğini belirterek, “Şevlerin daha kısa tutulması nedeniyle daha az kazıyorsunuz. Maliyetiniz düşüyor” dedi.

İki kazada da asıl sorunun taşeronlaştırma olduğunu söyleyen Yüksel, madeni işleten Ciner Holding’in devletten aldığı araziyi dört farklı taşerona verdiğini söyledi. “Asıl mesele taşeronlaştırma” diyen Yüksel iki iş cinayetinde de aynı nedenlerin yol açtığını ifade etti; “Orada da Ciner’in kendisi devletin taşeronuydu. Orada da şev basamakları uygun açılmamıştı.”

KESK'ten açıklama

Öte yandan, KESK tarafından katliama ilişkin yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Türkiye’de özellikle son yıllarda yaşanan ve her yıl ortalama binden fazla işçinin hayatını kaybetmesine, on binlercesinin iş göremez derecede yaralanmasına yol açan tabloyu “iş kazası” kavramı ile açıklamak,  peş peşe yaşanan bu cinayetleri tesadüf olarak değerlendirmek mümkün değildir.

Çünkü işçi cinayetleri, siyasal iktidarın 14 yıldır uyguladığı ve 2023 yılına kadar da uygulamayı hedeflediği; iş güvencesini tamamen ortadan kaldırarak, Türkiye’yi sermaye için ucuz işçi cenneti, emekçiler için ise işçi cehennemi haline dönüştüren politikaların sonucudur.

Buna rağmen sermayenin- patronların hizmetinde olan tüm kesimler Siirt’te yaşanan iş cinayetinin sebebi olarak heyelanı göstermektedir.  12 yıldır işletilen maden sahasında bugüne kadar patlatılan tonlarca dinamiti, bölgedeki tarım arazilerinin, ağaçların yok edilmesini, madenden çıkarılan molozların köye gelişigüzel dökülmesini,  görmezden gelip yaşanan cinayeti “heyelana bağlamak” nafile bir çabadır.

Bir heyelan yaşandığı doğrudur. Ancak bu heyelan, tarım arazilerinin-ağaçların yok edildiği, binlerce ton dinamitin patlatıldığı maden sahalarında yaşanan heyelanın ötesinde işçileri-emekçileri 19. Yüzyıl kölelik koşullarına iten, güvenceli çalışma zeminini yok eden bir heyelandır.

Aşırı kar hırsıyla;  güvencesiz, esnek ve kuralsız, taşeron çalışmayı yaygınlaştıran düzenleme ve uygulamalar, iş cinayetleri bu heyelanın doğal sonucudur. Bu nedenle iş cinayetlerinin çok büyük bölümü işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini maliyet olarak gören taşeron firmalarda yaşanmaktadır. Nitekim Siirt’teki iş cinayetinin ardından da taşeronluk düzeni çıkmıştır.

İşçilerin-emekçilerin kanından beslenen taşeronlaştırma, özelleştirme, sendikasızlaştırma,  başta olmak üzere çalışma yaşamını gittikçe daha güvencesiz hale getiren sistem sürdükçe iş cinayetlerinin devam edeceği açıktır."

Bültene kayıt ol