OHAL yerine getirilmek istenen düzenlemelere dair bir değerlendirme

19.07.2018 - 11:01
Haberi paylaş

Olağanüstü hâl kararı, 15 Temmuz'da gerçekleşen ve halkın sokağa çıkması ile başarısız olan darbe girişimi sonrasında ilk kez 20 Temmuz 2016’da üç aylığına ilan edilmişti. Olağanüstü hâl, üçer aylık dönemlerle 7 kez uzatıldı. Ülkenin olağanüstü hâl ile yönetildiği bu iki yıllık sürede rejim değişikliğinin yapıldığı bir anayasa değişikliği referandumu ve parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı.

24 Haziran seçimlerinden önce bütün muhalefet partilerinin OHAL’i kaldırma vaadine AKP de sessiz kalamadı ve önce mahçup olarak yapılan açıklamalar, seçim tarihi yaklaştıkça daha net olarak OHAL’in kaldırılacağı hâlini aldı. Ancak AKP, OHAL’in kaldırılmasının arifesinde olduğumuz günlerde “terörle mücadelede zafiyet olmaması” gerekçesiyle 16 Temmuz 2018’de meclise bir yasa teklifi sundu.

Aşağıda detaylıca değineceğimiz bu teklif ile mevcut OHAL rejimi kalkmış olsa bile fiili bir OHAL rejiminin inşa edildiğini söylemek yanlış olmaz.

1. Yasa teklifinin 1. maddesine göre valilere “kamu düzeni veya güvenliğin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hallerde, 15 günü geçmemek üzere, ildeki belirli yerlere giriş ve çıkışı sınırlama yetkisi” veriliyor. Bununla birlikte valiler, ildeki belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçlarının seyirlerini düzenleyebiliyor veya kısıtlayabiliyor. Bu durum, hemen aklımıza sokağa çıkma yasaklarını getiriyor.

2. Madde 9 ile MİT personelinin taraf olduğu davalarda arabuluculuk usulünün uygulanamayacağı belirtilmekte, ayrıca MİT Bilgi Edinme Kanunu kapsamı dışına çıkarılmaktadır. Bu değişikliklerle zaten hesap sorulabilir olmaktan uzak olan istihbarat teşkilatı personeline ek bir koruma daha sağlanmaktadır.

3. Madde 11 ile esasen politik suçların yargılanmasına konu olan Terörle Mücadele Kanunu'na ek madde ile gözaltı süresi 24 saatten 48 saate çıkarılmaktadır. Toplu olarak işlenen suçlar açısından ise daha önce 48 saat olan gözaltı süresi 4 güne çıkarılmak istenmektedir. Üstelik OHAL öncesi dönemde sadece toplu olarak işlenen suçlar için 3 günü geçmeyecek şekilde düzenlenen uzatma ile en fazla 7 gün olan gözaltı süresi, yasa teklifi ile toplu olan ayrımı yapılmaksızın 2 defa uzatılarak tek kişi olan soruşturmalarda 6 güne, toplu soruşturmalarda 12 güne kadar uzatılabilecektir.

4. Yine aynı maddede tutuklu kişilerin tutukluluk incelemesi ile ilgili 30 günlük sürede ve tutuklunun ve avukatının görüşü alınarak inceleme yapılmasına dair düzenlemede değişiklik yapılmaktadır. 30 günlük sürelerle yapılacak tutukluluk incelemesinin dosya üzerinden yapılması önerilmekte, tarafların görüşlerinin alınması için ise 90 günlük süre getirilmek istenmektedir.

5. Madde 14 ile bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında arama, kopyalama, el koyma işlemleri için ceza yasalarında bulunan hakim güvencesi kaldırılmak istenmekte ve savcının kararı yeterli görülmektedir.

6. Madde 19'da OHAL komisyonu tarafından görevine iade edilen kamu görevlilerinin eski görevlerine iade edileceklerinin esas olacağını yazmasına rağmen hemen sonrasında bu düzenlemeyi boşa çıkaracak şeklide istisnası yer almıştır. Bu istisna düzenlemesi ile bu sefer göreve iade edilen akademisyenlerin İstanbul, Ankara ve İzmir illeri dışındaki ve 2016 yılından sonra kurulan okullarda görevlendirilmeleri ilke olarak yazılmıştır.

7. Madde 20'de ise mahkeme veya OHAL komisyonu kararı ile göreve iadesine karar verilen polis ve askeri personelin bakan tarafından kabul edilmemesi hâlinde sadece bu personelin istihdam edileceği bir merkez kurulmaktadır (araştırma merkezi). 22 Haziran itibarıyla 20 bin civarında dosyayı inceleyen komisyon bin 300 göreve iade kararı vermiştir. Bu kadar az sayıda personel iade edilmesine rağmen bu kişilerin de kamuda adeta vebalı muamelesine maruz kalacaklarını söylemek hayalcilik olmayacaktır.

8. Hem hacimsel olarak (dört sayfaya yakın) hem de içerik olarak tüm bu kanun teklifinin kalbi diyebileceğimiz bir madde olan 23. Madde ile OHAL rejimi uygulamalarını da aşan şekilde uygulamalara 3 yıl süre ile hayat verilmektedir.

- Bu madde ile ne idare hukukunda ne de ceza hukukunda bir yeri olan “kanaat ile” hüküm oluşturma, karar verme düzenlemesi getirilmek istenmektedir. Bu düzenleme evrensel hukuk ilke ve düzenlemelerine aykırı olduğu gibi anayasa ile de çelişmektedir.

- Yine bu maddeye göre görevden uzaklaştırılacak olan kamu görevlilerinin pasaportlarının iptal edilmesi, seyahat hakkının ihlalidir. Görevden uzaklaştırılacak personelin eşlerinin pasaportlarının iptal edilmesi ise bunun yanında hukukun temel prensibi olan suç ve cezada şahsilik ilkesini hiçe saymaktadır. Aynı zamanda yine anayasal teminat altında olan seyahat hürriyetinin ihlalidir.

- Bu madde kapsamında görevden uzaklaştırılanların eş ve çocuklarına ait ekonomik sır olan banka bilgileri ve telekomünikasyon iletişim kayıtlarının (telefon dinlemeleri) de dâhil olmak üzere tüm bilgi ve belgelerin herhangi bir hakim kararı olmaksızın maddede belirtilen kurullarla paylaşılması istenmektedir. (Bu düzenleme anayasada yer alan haberleşme hürriyetine aykırıdır.)

- Devam eden paragraflarda ise polis ve askeri personelden istifa edenler veya daha önce olağan şekillerle görevlerini bırakanlar ile ilgili “kanaat” oluşan personelin kazanılmış haklarının ellerinden alınacağı düzenlenmektedir. Bu düzenleme ile yine hukuk güvenliğinin temel kuralı olan kazanılmış hakların ortadan kaldırılması söz konusudur.

- Bu madde aynı zamanda yukarıda sayılan işlemleri gerçekleştirecek tüm personel için de bir yargılanmama zırhı getirmektedir. Tüm bu işlemlerin tesisinde görev alan personelin yargılanması bizzat Cumhurbaşkanı veya görevlendireceği yardımcısının iznine bağlanmıştır. Bu yargı kalkanı, düzenlemeyi getirenlerin yaptıkları teklifin anayasaya ve hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunun bilincine olduklarını gösteren bir emare olarak değerlendirilebilir.

Sonuç olarak; OHAL’i devam ettirmeyerek olağan rejime döndüğünü iddia eden AKP liderliği, bu düzenleme ile OHAL koşullarını tahkim etmektedir. Birçok maddesinin mevcut anayasaya aykırı olması bile bu liderliği durdurmamaktadır. Belki de bunun bilincinde olmaları sebebiyle, kendilerine bir dokunulmazlık kalkanını da teklifin içine almışlardır.

Mehmet Doğan

Bültene kayıt ol