Barış İçin Akademisyenler: “Yaşam, adalet, barış ve eşitlik için bilim”

10.07.2018 - 10:46
Haberi paylaş

Kürt sorununda barış istedikleri için "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalayan akademisyenlerin yargılanmasına devam ediliyor.

Bu sabah Çağlayan Adliyesi'nde Marmara Üniversitesi’nden ihraç edilen Arş. Gör. Fırat Çapan ve Maltepe Üniversitesi’nden öğretim görevlisi ve doktora öğrencisi Meriç Taylan Mutlu ikinci duruşmalarına çıktı.

Akademisyenlerin avukatı Meriç Eyüboğlu'nun sağlık sorunları nedeniyle duruşmalara 29 Ocak 2019'da devam edilmesine karar verildi.

Sabah saatlerinde ise adliye önünde Barış İçin Akademisyenler bir basın açıklaması yaptı.

Aslı Odman tarafından okunan açıklama şöyleydi:

"Bugüne gene kayıt düşelim: Buraya sadece barışın değil, rakamlaştırılmamış hayatların da sözünü söylemek için geliyoruz. Türkiye'de iktisadi ve siyasi çıkarlar için tüm canlıların barış, yaşam, çevre, kent hakkını ihlal eden dil, rakamların 'başarı ve becerme' dilidir. Evet biz de rakamlar tutuyoruz. Ama hikayelerimizi unutmamak için, bu zor dönemlerde umutla aktarabilmek için. Rakamlaşmamak için:

1128 imzacıdan şu ana kadar 365'imize aynı bildiriden teker teker, fakat noktası ve virgülüne kadar aynı iddianame ile dava açıldı. Sırf zahmet edilip isimlerimiz kesip yapıştırılıyor 17 sayfalık delilsiz kanaatler derlemesi olan metne. Rakam yükseliyor. Burada 5 Aralık 2017'den beri 480 duruşma takip ettik. 480 kere mahkeme heyetinin önüne, sanık kürsüsüne çıktık. Yüzlerce kere, savunma-geçirmeyen, motor hızıyla zorla okunan bir bayram şiiri gibi yokuş aşağı salınan mütalaalara şahit olduk. Gerekçe adını hak edecek iğne başı kadar bile hukuki bir emare göremedik. 'Terör örgütü propagandası yapmaktan' 15 ay hapis cezası kesip yapıştırıldı. Hiçbir özgül hikaye, savunu, duruş, kanıt, tahkikatın genişlemesi talebi, dosyaya sunulan belge ne mütalaaları, ne de hükümleri değiştirebildi. adet farklı ağır ceza mahkemesine yığdıkları ve yığmaya devam ettikleri 365 barış imzacısını, savunmalarını, sözlerini, heyecan ve öfkelerini paylaşmaya ve dostları, meslektaşları, öğrencileri geliyorlar. Rakamlar tanıklığımızda eriyor, hikayeler ortaya çıkıyor. Bir bellek oluşuyor.

Yeni rejimin pazar sabaha karşı 6.00'da çıkardığı 701. KHK ile 19 barış imzacısı dostumuz daha işlerinden edildi, pasaportlarına el koyuldu. Barış imzacıları için 11 Ocak 2016'da başlayan olağan üstü hak ihlalleri tablosuna, 517 işinden edilme bilgisi olarak işlendi. Listeler oluşturuldu. Bugün saat 12.30'da İzmir'deki barış akademisyenleri Rektörlük önünde 'Umut İhraç Edilemez!' diyecekler. 'İmzacıların kanlarında duş almaktan' açık açık bahsedebilen Sedat Peker'e açtığımız davanın kararı bu cuma 13 Temmuz saat 10.00'da, Anadolu Adliyesi'nde görülecek. Barış sözü için açtığımız kaçıncı dava, yaptığımız kaçıncı eylem, ettiğimiz kaçıncı söz bunlar?

Gene geçen hafta tutuklu barış imzacısı #OnurHamzaoğlu 9 Şubat'tan beri süren tutsaklığına, Hanifi Barış'ın 4 Temmuz 2018'de başlayan tutsaklığı eklendi. Hanifi Barış, seçim arifesinde, sosyal medya hesabından seçim analizi teşkil eden yerli yabancı gazete yazılarını paylaştığı için, gene 'terör örgütü propagandası' yapmaktan bir gün içinde gözaltına alınıp, aynı gün tutuklandı. Tutukluluğa itiraz kabul edilmezse, o da Onur Hoca gibi aylarca iddianamesinin yazılmasını keyfi bir şekilde tutuklu olarak bekleyecek.

Muktedir kesim için başarı, beceri, kadrolaşma rakamları olan bu rakamlar, toplumun kıyım ve şiddet rakamlarıdır. Toplumsal şiddet artık daha da somut ve dokunabilir: sokaklarda kutlama diye patlayan silah sesleriyle, bir senede yüzde 30 artan bireysel silahlanma ile, kadın, çocuk, hayvanlara şiddetin ortaya dökülen ve sadece buzdağının ucu olan hikayeleriyle, gün be gün artan iş ve kadın cinayetleriyle, Kürt illerinde tesis edilemeyen barışın yarattığı ırkçılık ve ayrımcılığın kurumsal ve gündelik hâlleri ile, çevre ve kent kırımının soframızdan, suyumuza, ormanımızdan, nehrimize, mahallemizden, okulumuza gözümüzü her çevirdiğimiz yerde nefesimizi kesmesi ile...Düz ovada treni yoldan çıkaran yerde eksik olan bilimdir. Ertelenen Soma Davası'nın karar duruşmasında eksik olan adalettir. Elbet, bilim, adalet, toplumsal barış diyeceğiz. Herkesin nefes alabilme, herkesin burada insanca, eşitçe yaşayabilme hakkı için.. İşte 'sözünü söylediğimiz barış bu kadar basit, bu kadar ağır bir şey. Bu tanıklık barış akademisyenlerini saldırıya açık hâle getiriyor. Bu tanıklık bizi bir araya getiriyor. Yaşam, adalet, barış ve eşitlik için bilim demeye devam edeceğiz."

İzmir'de KHK ile ihraçlara tepki: “Barış akademisyenleri onurumuzdur”

Bültene kayıt ol