Demirtaş'tan Erdoğan'ın Kobani iddialarına yanıt

11.06.2018 - 13:59
Haberi paylaş

Demirtaş, meydanlarda kendisini “Elinde 53 kişinin kanı var” diyerek suçlayan Erdoğan’a çağrıda bulundu: "Yaptığımı iddia ettiğin ’53 kişinin katledilmesi sözde talimatımı’ paylaşırsan söz veriyorum, senin lehine cumhurbaşkanlığı adaylığından çekileceğim."

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, her fırsatta 7-8 Ekim olaylarını işaret ederek Demirtaş’ı şu sözlerle suçluyor: “Sokağa dökülün diyen kimdi? Ne oldu? Diyarbakır’da 53 kardeşimiz şehit oldu. Ölenler kimdi? Benim Kürt kardeşlerim değil miydi? 53 Kürt kardeşimizin kanı Demirtaş’ın ellerine bulanmıştır. Bunun bedelini er ya da geç ödeyecek.”

HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, twitter hesabından ‘Erdoğan’ın Kobani yalanları’ başlığıyla bir açıklama yaptı. Demirtaş’ın açıklaması şöyle:

"Lütfen dikkatle okuyalım ve nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu somut olarak görelim.

Kobani gösterilerinde şiddet ve provokasyonların başlama tarihi 5-6 Ekim değil, Erdoğan’ın “Kobani düştü düşecek” açıklamasını yaptığı 7 Ekim ve bu açıklamadan hemen sonrasıdır. Bu açıklama sonrası ölümler yaşanmaya başlamıştır.

Kobani olayları nedeniyle ne benim hakkımda ne de HDP yönetimi hakkında açılmış bir tek dava yoktur.

Kobani olaylarında katledilen insan sayısı 53 değil, 43’tür. Bunların 6’sı HÜDAPAR’lı, 2’si suikaste uğrayan güvenlik görevlisi, 2’si Suriyeli mülteci, 33’ü de HDP’lidir. 6 HÜDAPAR’lı haricindeki kişilerin katledilmesi hakkında açılmış tek bir etkili dava ve soruşturma yoktur.

Kobani olayları Erdoğan’ın dediği gibi 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında değil, seçimlerden 8 ay önce, 7 Ekim 2014 tarihinde yaşanmıştır.

Kobani olaylarından sonraki 5 ay boyunca da Erdoğan ve AKP ile çözüm süreci kapsamında görüşmelerimiz devam etmiştir. Yani Erdoğan, bugün “terörist” diye ilan ettiği bizlerle 5 ay daha görüşme sürdürmüştür.

Kobani olaylarının arkasındaki provokatör ve azmettiricilerin ortaya çıkması için TBMM’de verdiğimiz 12 adet araştırma ve soru önergesi AKP’liler tarafından reddedilmiştir.

Yasin Börü ve katledilen diğer kişiler Erdoğan’ın umurunda bile değildir. Erdoğan bunu istismar aracı olarak kullanmaktan çekinmemiştir ve bu nedenle sadece seçim dönemlerinde gündeme getirmiştir.

Tıpkı Yasin Börü gibi Gaziantep’te ve İzmir’de Ekrem Karaçoğlu, Musa Bayram isimli yurttaşlarımız da kameralar önünde linç edilerek katledilmiştir. Ancak failleri bulunmamıştır. Erdoğan bu kişilerin isimlerini dahi bilmemektedir. Çünkü bu insanlar HDP’lidir.

Erdoğan’ı asıl kahreden şey vahşice katledilen yurttaşlarımız değil, IŞİD’in Kobani’de yenilmiş olmasıdır.

Kobani olaylarında bazı valilerin ve güvenlik görevlilerinin, Hükümet’in talimatını dinlemediğini bizzat Efkan Ala açıklamıştır. Zaten bu kişiler de 15 Temmuz sonrası darbecilikten tutuklanmıştır. Ancak haklarında, Kobani olayları ile ilgili hiçbir soruşturma yürütülmemiştir.

Tıpkı Roboski Katliamı gibi, Berkin’in, Ceylan’ın, Uğur’un katledilmesi gibi, Kobani olaylarının da bütün siyasi sorumlusu Erdoğan’dır. Bu sorumluluğunu saklamak için namertçe yalanlarıyla ve iftiralarıyla beni suçlamaya devam ediyor.

Yüreğin yetiyorsa ya sen gel c.evine bunu tartışalım ya da ben çıkayım, meydanlarda sana cevap vereyim. Ama her halükarda en net cevabı 24 Haziran’da sandıkta, halktan alacaksın.

Sayın Muharrem İnce beni c.evinde ziyaret ettikten sonra Erdoğan’ı da ziyaret etmiştir. Ne İnce-Erdoğan görüşmesinde ne de bu görüşmeden iki hafta sonrasına kadar Erdoğan, beni ve Sayın İnce’yi suçlamamıştır.

Beni suçlama furyasının başladığı tarih, adaylar sahaya indikten sonra yapılan ilk anketlerin Erdoğan’ın eline geçtiği tarihtir. Yani yine, Erdoğan’ın üzüntüsü Yasin Börü için değil, ortaya çıkan anket sonuçları içindir.

Ey Erdoğan! Sana siyasi tarihinin en büyük fırsatı: 24 Haziran’a kadar bu tweetimin altına, Selahattin Demirtaş olarak yaptığımı iddia ettiğin “53 kişinin katledilmesi sözde talimatımı” paylaşırsan söz veriyorum, senin lehine Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekileceğim.

Dört yıldır emrindeki savcıların arayıp da bulamadığı sözde çağrımı belki sen bulursun. 24 Haziran’a kadar bulamazsan da zaten halk senin çıkış belgeni verecek. Diploma niyetine kullanırsın artık."

Bültene kayıt ol