Egemenlerin Marksizm korkusu

17.04.2018 - 06:31
Haberi paylaş

Son günlerdeki iki gelişme, egemen sınıf sözcülerinin Marksizm'den nasıl tedirgin olduğunu ortaya koyuyor.

İngiltere Merkez Bankası başkanı Mark Carney, “ücret düşüşleri ve istihdam kayıplarına neden olan teknolojinin Marksizmin ve komünist hareketlerin bir kuşak içinde yeniden yükselişe geçmesine yol açabileceğini” söyledi.

Carney, Kanada’da yapılan dünya kalkınma zirvesindeki konuşmasında şunları söyledi:

“Yapay zeka, büyük veri ve yüksek teknolojili makinelerin bu ilerlemelerden avantaj sağlayabilecek yüksek vasıflı işçilerle kenara atılacak olanlar arasında dev eşitsizlikler yaratabilir. İşçinin bakış açısından, makinalaşma, 18. yüzyılın ikinci yarısından 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar, üretkenliğe ve ücretlere yansımadı. Platformları tekstil fabrikalarının, öğrenen makinaları buhar makinalarının twitterı telegrafın yerine koyarsanız, tam tamına 150 yıl önce varolan aynı dinamikleri elde edersiniz- yani Karl Marx’ın Komünist Manifesto’yu yazdığı dönem.

Sanayi devrimi 18.yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarında görülmemiş bir üretim artışı sağladı- ama ücretler onyıllar boyunca yükselemedi çünkü makinalar yaratılan istihdamın düşük vasıflı olacağı anlamına geliyordu.

Çoğu kişi Avrupa’da ortaya çıkan eşitsizliklerin, hem sol hem sağ kanat aşırı uçlara yol açtığına inanıyor.

Finansal krizden beri süren düşük ücretli büyüme, 19. yüzyıl deneyimini şimdiden tekrarlamaya başladı.

Daha önce vasıflı iş beklentisinde olan orta-düzeyli işçilerin de işgücü piyasasının dışına itilmeye başlandığına dair belirtiler var.

Bu beklentiler hayal kırıklığına dönüşüyor. Araştırmalarda, yurttaşların yüzde 90’ı işlerinin otomasyondan etkilenmeyeceğini düşündüğünü gösteriyor, ama CEO’ların benzer bir yüzdesi etkilenecek işler hakkında tersini düşünüyor.

Hukuk firmaları daha önce stajiyer avukatlar tarafından yapılan evrak ve dosyalama işlerini şimdiden yapay zeka kullanarak yapmaya başladı. Bankalar müşteri hizmetleri bölümlerinde yapay zeka ile büyük verinin bir bileşimini kullanıyorlar, bu da daha fazla personeli işsiz bırakıyor. Taksi ve kamyon şoförlüğü gibi işler de, otomotik pilot teknolojisinin gelişimiyle, azalacak.

Bu eğilimler, yalnızca el işlerinin makinelere geçeceği eski düşüncesini doğrulamıyor.

Sonuç, bakım ve hizmet gibi sektörlerde de, işçilerin daha yüksek duygusal zeka isteyen işlere hazırlanması gerektiği anlamına gelebilir.”

İngiltere Merkez Bankası başkanı, sonuç itibarıyla, konuşmasını Marksizm ve komünizmin yeniden yükselişe geçeceği korkusuna bağlıyor: “Marx ve Engels yeniden geri dönebilir. Bu gelişmeler, Marksizm ve komünizmin bir kuşak içinde yeniden güç kazanmasına yol açabilir.”

3-4-5-6 Mayıs'ta İstanbul'da Marksizm 2018 toplantıları

AKP'den "marksizm leninizm" eleştirisi

AK Parti MYK toplantısının ardından parti sözcüsü Mahir Ünal açıklama yaptı. CHP'nin OHAL karşıtı eylemini değerlendiren Ünal, Kılıçdaroğlu liderliğinde partinin Atatürk ve CHP geleneğiyle bağını kopararak marksist leninist örgütlerle işbirliği yaptığını savundu.

Ünal şöyle konuştu:

"CHP Genel Başkanı ve sözcüler rutin iftiralarını sıraladılar. Dikkatimizi çeken iki noktanın altını çizmek istiyorum. İstanbul il başkanının konuşmasında tutuklu milletvekilleri için 'rehin' ifadesini kullanması ve genel başkan yardımcılarından birinin Selahattin Demirtaş ile Deniz Gezmiş benzetmesi. Bütün bunlar anlaşılabilir ve izah edilebilir. Buna, Kılıçdaroğlu'nun parka ve postal giydiği günleri hatırlatmasını da eklemek gerekiyor. Biliyorsunuz Marksist Leninist Komünist Parti ve 10 marjinal örgüt HDP'ye destek verdi ve Figen Yüksekdağ karşımıza eş başkan olarak çıktı. Bunların ortak özelliklerine baktığımızda bunların Stalinist yöntemleri kullandığını görürsünüz. İdeolojik angajmanları aynıdır. Sorunların çözümünü silahlı mücadele olarak gördüklerini biliyoruz.

Yeni olan şey Kılıçdaroğlu CHP'sinin yeni Marksist Leninist angajmanlarıdır. CHP'nin HDP'yle, YPG'yle, DHKP-C ile ortak angajmanlarını görmemiz gerekir. Atatürkle ve CHP geleneğiyle bağını kopardığını söylerken kastımız budur.

Her ne kadar Avrupa'daki marksist leninist gelenek gelişime katkı sunmuş olsa da, bizdeki gelenek arkaik, geride kalmış bir ortak fikri ideolojik işbirliğini ifade ediyor.

CHP'nin eylemlerini, protestolarını, yurtdışında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne dönük pozisyonunu, kutsallara değerlere karşı aldığı tavrı da buradan okumak gerekir."

Bültene kayıt ol