Yerli ve milli ittifak yasallaştı

01.03.2018 - 09:46
Haberi paylaş

15 Temmuz sonrası AKP ile MHP arasında kurulan siyasi ittifak, önümüzdeki yıl girilecek seçim süreçlerinin öncesinde yasallaştırılıyor.

Sosyalist İşçi gazetesinde konu şöyle ele alındı:

Seçimlerde farklı partilerin ittifak yapabilmesi için gereken yasal düzenleme TBMM’ye sunuldu. Buna göre, ittifaklarda baraj meselesi için ittifakın aldığı toplam oy göz önünde bulundurulacak. Milletvekili sayısı ittifakının tamamının oy oranına göre belirlenecek, bundan sonra ittifakı oluşturan partiler bu toplam sayıyı kendi aralarında paylaşacaklar. Düzenlemenin en dikkat çekici özelliği, 12 Eylül darbecileri tarafından getirilen antidemokratik %10 seçim barajını kaldırmadan, MHP’nin baraj sorununu çözmesi. MHP’nin “baraj sorunu” ancak böyle çözülebilirdi!

Cumhur ittifakı neyi amaçlıyor?

Milli Mutabakat Komisyonu tarafından yönetilen sürecin sonunda, karşımıza “Cumhur İttifakı” çıktı. 2015 yılında çözüm süreci bitirilirken, Erdoğan, 17-25 Aralık sürecinin sonunda serbest bırakılan eski rejimin kalıntıları ile “yerli ve milli” bir ittifak kurmuştu. 15 Temmuz’un ardından buna MHP de katıldı. Bu ittifakın asıl anlamı, Türkiye devletinin “bekasını” korumak, Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerin kontrolünde bir bölge oluşmasını engellemek.

Bu ittifakın sahaya çıktığı ilk test 16 Nisan başkanlık referandumu olmuştu. AKP, MHP ve BBP’nin toplam oy oranları %64’e varmasına rağmen, otoriter bir başkanlık teklifi büyük bir erimeye sebep olmuş, referandum yalnızca %51,5 ile kabul edilmişti. Bu sürecin ardından yerli ve milli cephede yaşanan krizler çözülmüş değil. MHP’de partide Akşenercilerin yarattığı aşınma devam ediyor. OHAL dönemindeki uygulamalar AKP’nin seçmeni arasında ciddi huzursuzluk yarattı. Barzani’nin ilan ettiği bağımsızlık referandumuna karşı dahi geliştirilen düşmanca tutum ise bölgedeki AKP’lilerin ikna edilmesini zorlaştırıyor. Yoksulluk ve işsizliğe isyan edenler kent meydanlarında kendilerini yakıyor veya intihar ediyorlar.

Afrin operasyonu ile yükseltilen milliyetçi dalga, tüm bu sorunlara karşı, bu yerli ve milli cephenin itibarını toparlamasına yarıyor. AKP’liler, ittifaka BBP ve Saadet Partisi’ni de davet ediyorlar. BBP’lilerin AKP listelerinden meclise taşınacağı konuşuluyor. Saadet ise Afrin operasyonuna eleştirel tutumuyla birlikte bu koalisyonun dışında duruyor.

Seçimler çantada keklik mi?

2018 Ocak’ında AKP’nin başkanlık adayının %48,1 oy alacağını söyleyen Konsensüs araştırma şirketinin başkanı, Şubat ayında verdiği bir röportajda, AKP’nin oylarında düşüş olduğunu ve ekonomik veriler düzelmezse yerel seçimlerde %40’ın altına dahi inilebileceğini söyledi. Yine hükümete yakın bir başka anket firması olan MAK Danışmanlık, AKP+MHP ittifakının cumhurbaşkanlığı seçimlerinde %50+1 oy alamayacağını söylüyor.

Yıllarca “koalisyonların ülkeye zarar verdiği” iddiası üzerinden istikrar söylemiyle yürüyen AKP’nin içinden, şimdi MHP ile yapılan bu ittifakın anlamını sorgulayan sesler çıkıyor. Öyle ki, Bekir Bozdağ bunlara cevap vermek zorunda kaldı. Ancak hükümetin her durumda kullandığı “algı operasyonu” lafından başka fazla bir şey diyemedi.

MAK ve Konsensüs, Afrin harekâtının AKP’ye oy kazandırmadığını söylüyorlar. Konsensüs, MHP’nin ise oy kazandığını iddia ediyor. Savaş ortamı, milliyetçiliğin asıl partisi MHP’ye yarıyor. Fakat ülkedeki genel istikrarsızlık, belirsizlik, ekonomik gidişatın düzelmemesi, iktidarın halk nezdindeki desteğinin kırılganlaşma eğilimini artırıyor. Erdoğan, “7 Haziran” sendromunu bir daha yaşamamak için MHP’den BBP’ye irili ufaklı sağ güçleri yanına çekmeye çalışıyor.

Bizim açımızdan ise hükümete bu sendromu yaşatmanın yolu belli: AKP’nin İslamcı değil neoliberal bir parti olduğu vurgusunun bir ölçüde yaygınlaşmasıyla, AKP üç yıl önce seçimlerde büyük bir hüsran yaşamıştı. Benzer bir çizgi, milliyetçiliğe prim vermeyen, savaşı desteklemeyen bir muhalefet hattı, yoksulluk, işsizlik veya güvencesizlik gibi sorunlar etrafındaki söylemlerle birleştirilmeli. Hüsamettin Cindoruklar veya Nesrin Naslar çözüm değil. Ancak AKP’nin tabanındaki huzursuzluğa seslenen ve toplumdaki kutuplaşmaların dışından sınıf eksenli taleplerle geliştirilen bir muhalefet, yerli ve milli cepheyi geriletecek bir başarı elde edebilir.

Bültene kayıt ol