Kadınların direnişi tartışıldı: “Dayanışma bugünlerin en sihirli sözü”

25.02.2018 - 13:14
Haberi paylaş

Antikapitalistler tarafından İstanbul’da düzenlenen kadın forumunda mücadele kararlılığı ve dayanışma vurgusu öne çıktı.

Saat 15:00’te Cezayir toplantı salonunda gerçekleştirilen forumun başlığı “Bedenimiz, hayatımız, emeğimiz, kararımız bizim: Kadınlar direnişte” idi. Forumun büyük bölümü Artı TV’den canlı olarak yayımlandı.

Toplantının moderasyonunu gerçekleştiren Antikapitalistler platformu aktivisti Yıldız Önen, dünyadaki otoriterleşmeye karşı mücadele eden kadınlardan ilham aldıklarını ve konuşmacıları belirlerken de bu çeşitliliği yansıtmaya çalıştıklarını dile getirdi.

İşçilere büyük bir saldırı olduğunda, genelde işçi sınıfının en düşük ücretle çalışan kesimi olan kadınların çifte ezilme yaşadığını vurgulayan Önen, buna karşı mücadelenin ve örgütlülüğü artırmanın önemini vurguladı.

Yıldız Önen, “Trump’a karşı sokağa çıkanlar ve Türkiye’de defalarca sokağa çıkanlar, kendi kararlarını kendilerinin almak istediğini gösterdiler” dedi.

Türkiye’de kadın hareketinin tarihi

Forumun ilk konuşmacısı olan HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Osman Kavala’yı anarak sözlerine başladı.

80’lerde kadın hareketi ilk kez sokaklara çıktığından beri mücadelenin içinde olduğunu dile getiren Kerestecioğlu, Engels’e atıf yaparak cinsiyetçiliğin ilk ezme ezilme biçimlerinden biri olduğunu ve en son ortadan kalkacağını dile getirdi.

HDP milletvekili, Osmanlı’nın son döneminden bugünlere kadın mücadelesinin uğraklarını anlattı ve mücadele eden kadınları andı.

Kadınların bir araya gelme deneyimlerini ve ilk olarak çıkardıkları Feminist dergiyi anlatan Filiz Kerestecioğlu, aynı dönemde sosyalist feminist Kaktüs dergisinin çıkmaya başladığını ve Ayrımcılığa Karşı Kadın Derneği’nin kurulduğunu belirtti.

Mücadele ve dayanışma

Kadına yönelik şiddete karşı ses çıkarmanın kadın hareketinin sokağa çıkması açısından dönüm noktası olduğunu ifade eden Filiz Kerestecioğlu, bugün HDP’nin meclisteki kadın vekil sayısını yükselttiğini dile getirdi, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı bu kadar gündemde olmasına rağmen OHAL döneminde kapatılan kadın ve çocuk derneklerini hatırlattı.

Toplantının adına atıf yaparak “bedenimiz, emeğimiz, kimliğimiz, hayatımız, kararımız bizim” diyen Kerestecioğlu, bugün de mücadele etmek için dayanışmaktan başka bir yolu olmadığını belirterek “Dayanışma bugünlerin en sihirli ve en önemli sözü” vurgusuyla sözlerini bitirdi.

Kazanımlar

Daha sonra konuşan Marksist.org yazarı Rumeysa Özüyağı, 15 Temmuz’dan sonraki dönemde ilk sokağa çıkabilen insan grubunun kadınlar olduğunu dile getirerek, cinsel istismar yasasına karşı verilen mücadelenin başarısını, kitlesel hareketin yasa tasarısını geri çektirdiğini aktardı.

Kadınları vajinalarından tutmakla övünen iğrenç ve cinsiyetçi bir siyasetçi olan Trump’ın ABD’nin başına geldiği dönemi hatırlatan Özüyağlı, ona karşı gelişen kitlesel hareketlerin başını kadınların çektiğine vurgu yaptı. Bu eylemlerin çeşitliliğine dikkat çeken Rumeysa Özüyağlı, kadınların önderliğinde yükselen bu muhalefetin kendisini çok heyecanlandırdığını dile getirdi, Kadın Yürüyüşü’nde Angela Davis’in yaptığı konuşmanın çok başarılı olduğunu söyledi.

“Türkiye’de siyaset yapabileceğimiz alanlar çok sıkıştı, sokağa çıkmak çok zorlaştı” diyen Rumeysa Özüyağlı, 8 Mart’ın bu şekilde bir olanak sağlamasının çok önemli olduğunu belirtti.

Müftülük yasasında ise muhalefetin hatalarını eleştiren Rumeysa Özüyağlı, hiçbir muhalif haber portalında yasanın içeriğinni bulunamadığını, yalınzca iktidar yanlısı yayınlarda bunun yer aldığını aktardı. Bu süreçte muhalefetin yetersiz kaldığını ve kapsayıcı olmaktan uzaklaştığını söyledi.

Özüyağlı son olarak “#MeToo” kampanyasının yaygınlığını anlattı.

Mülteci kadınlar

Suriyeli sağlık emekçisi Ghada ise Türkiye’deki mülteci kadınların yaşadığı zorlukları kendi deneyimleriyle anlattı. Mülteci kadınlar için taciz ve tecavüzden (başka ülkede oldukları için) daha da fazla korkulduğunu dile getirilen Ghada, bu yüzden erken yaşta evliliklerin çok sık görüldüğünü söyledi. Ghada, Suriyeli kadınların işyerlerinde de çok sık tacize uğradıklarını aktardı.

Salondan yapılan katkılarda, mücadelenin geçmişinin ve bugününü ele alınmasının çok kıymetli olduğu vurgulandı. Katılımcı kadın aktivistlerden biri “Kadın hareketinin çok önemli deneyimleri var, yükselen sağ dalgaya rağmen kadınların direndikleri ve vazgeçmedikleri görülüyor” dedi.

Bugünlerin geçmesinde de kadın hareketinin çok önemli rolü olacağı dile getirilirken, bu harekete sahip çıkmanın ve güçlendirmenin çok önemli olduğu vurgulandı.

Forumun sonunda 3 Mart’ta Kadıköy Muaf’ta Antikapitalistler ve DurDe tarafından düzenlenecek ırkçılığa karşı dayanışma gecesine çağrı yapıldı.

Bültene kayıt ol